İsveç’in sahip olduğu bilgi edinme özgürlüğü çok uzun bir geçmişe dayanmaktadır. İlk bilgi edinme özgürlüğü yasası, 1766’da İsveç Parlamentosu’ndan çıkan Basının Özgürlüğü Yasasıdır. Bu yasa, resmi belgelerin talep eden herhangi bir kişinin isteği sonucu bir an önce açılması gerektiğini söyler. Şu anda Anayasanın da bir parçası olan Basın Özgürlüğü Yasası “tüm İsveç vatandaşlarının resmi belgelere serbest erişim hakkı vardır” der. Kamu görevlileri, açıklanması istenen belge taleplerine derhal cevap vermek zorundadır.
Yasanın şu anki hali 1949 yılında yürürlüğe girmiş ve 1976 yılında birkaç değişikliğe uğramıştır. Bireyler, kamu otoritelerince tutulan “resmi belgelere” en geniş biçimde ulaşma hakkına sahiptir. Belgeler, içerdikleri konu ile ilgili durum karara bağlandığında, başka bir makama gönderildiklerinde veya bir kamu otoritesince dışarıdaki partilerden alındığında erişime açık hale gelirler. Taslak, iç takvim, özet gibi iç işleri ilgilendiren belgeler, dosyalanmış ve kayıta girmiş olmadığı veya bir karar verilirken önemli bir etken olacak yeni bir bilgi içermediği sürece “resmi belge” sayılmaz. Ve resmi olmayan belgelerin açıklanması gibi bir durum söz konusu değildir.
Tüm otoriteler resmi belgelerin bir dizinini tutmak zorundadırlar ve dizinlerin çoğu halka açıktır. Bu olanak, sıradan bir vatandaşın Başbakanlık Ofisine giderek kendi ile ilgili tüm belgelerin kopyalarını görmesine imkan sağlar. Şu sıralarda bu dizinlerin elektronik ortama konması için çaba verilmektedir.
Bazı bu yasadan ayrı tutulan istisnalar bulunmaktadır. Ulusal güvenliği ve dış ilişkileri, ekonomik politikayı, bir kamu otoritesinin denetlemek için yaptığı aktiviteleri koruma, bir suçun önlenmesi ya da bildirilmesi, kamusal ekonomik çıkar, mahremiyet ve bitki ve hayvan türlerinin korunması durumlarında bilginin açıklanması durdurulabilir. Tüm kısıtlamalar kanun ile açık olarak belirtilmelidir.
Kamu yetkililerince geri çevrilmiş bilgilenme hakkı talepleri, üst yargı yolu ile genel idare mahkemelerine başvurarak ve bu da sonuç vermez ise Üst İdare Mahkemesi’ne giderek yeniden değerlendirilir.
Kısa bir zaman önce İsveç hükümeti, ulusal hükümet, il konseyleri, belediyeler ve ticaret birlikleri temsilcilerini şeffaflık konusunda cesaretlendirmek için “Şeffaf İsveç Kampanyası” adı altında bir harekete imza attı. Kampanya, kamu sektöründe şeffaflığın arttırılmasını, kamuoyunun bilinçlendirilmesini, ve aktif yurttaş katılımını hedefliyordu.
Bu kampanya ve İsveç Bilgilenme Hakkı yasası ile ilgili daha ayrıntılı bilgiyi İngilizce olarak aşağıdaki sayfalarda bulabilirsiniz: