Taha Akyol’un 10.06.2008 tarihinde Milliyet’te yayınlanan bilgi edinme hakkı içerikli yazısı
ANAYASA Mahkemesi Başkanlığı’na Ankara Yüksek Mahkemenizin gerekçeli kararlarında “raportör raporları” yer almıyor; kamuoyunun bilgisi dışında kalıyor. Halbuki bu raporlar bilimsel ve akademik niteliktedir.
Bu raporların kamuoyunun bilgisinden uzak tutulması hem kamuoyunun “bilgi edinme hakkı”nı ihlal ediyor, hem de kamuoyunun ‘bilgilenmiş’ bir denetim yapmasını kısıtlıyor. Bilimsel nitelikli bu raporlardan kamuoyunun yararlanmasını engellemeyi sizlerin de yargıçlar olarak içinize sindireceğinizi sanmıyorum.
Bu dilekçemin konusu, bilimsel nitelikli raportör raporlarının, hiç olmazsa yargılama sona erdiğinde kamuoyunun bilgisine açılmasıdır.
Hukuki gerekçeler
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesine göre, “bilgi edinme” bir insan hakkıdır. 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 4. maddesi de “herkes”e bu hakkı tanımıştır. Anayasa Mahkemesi’nin yargısal işlemlerine ilişkin bilgi edinmek de buna dahildir.
4982 Sayılı Yasa’nın ilgili maddelerine göre:
Madde 5: Bilgi Edinme Kanunu, diğer kanundaki bilgi edinme kısıtlamalarını ‘zımnen ilga’ ettiği için, başka bir kanun gerekçe gösterilerek bir yargı belgesi gizli tutulamaz.
Madde 20: Adli soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi ve belgeler konusunda, belirli şartlarda, bilgi edinme hakkı söz konusu değildir. Fakat anayasal yargının “adli soruşturma ve kovuşturma” niteliğinde olmadığı açıktır, kaldı ki, ben de raportör raporlarının yargılama bittikten sonra kararla birlikte açıklanmasını talep ediyorum. Bunun yargı sürecinin “yerine getirilmesini engellemeyeceği” açıktır.
Madde 25: Bu madde “kurum içi uygulamalara ilişkin düzenleme”lerin saklı tutulabileceğini öngörüyor. Açıklanmasını talep ettiğim raportör raporları ise hiçbir şekilde “kurum içi uygulamalara ilişkin düzenleme” değildir; bu raporların hiçbir “düzenleme” özelliği yoktur, sadece bilimsel görüş bildiren raporlardır.
Madde 26: Bu maddeye göre, “bilgi notu, teklif ve tavsiye niteliğindeki bilgi ve belgeler” de Bilgi Edinme Kanunu kapsamındadır, isteyene verilmesi gerekir. Ancak Yüksek Mahkeme, raportör raporlarını “bilgi notu, teklif, tavsiye” niteliğinde sayarak bu raporları kamuoyundan gizli tutma kararı alabilir! Fakat ben Yüksek Mahkemenizin bilimsel bir raporu kamuoyundan gizlemek isteyeceğine inanmıyorum.
Çünkü bilimsel bilgiyi gizlemek “en hakiki mürşit” ilkesine de, “insan hakları” hukukuna da aykırıdır.
Anayasamızın 2. maddesindeki değiştirilemez ilkelerden “demokratik” ve “hukuk devleti” ilkeleri de raportör raporlarının en azından dava sonuçlandıktan sonra kamuya açık olmasını gerektirir. Bu değişmez ilkeleri Yüce Mahkeme’nin “dolaylı olarak da olsa” ihlal etmeyeceğine inanıyorum.
Sonuç ve talep
Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde TBMM’nin yaptığı değişikliği iptal eden kararınıza ait dosyadaki raportör raporunun bana verilmesini ve bundan sonra raportör raporlarının karar özetleriyle birlikte kamuya açılmasını, bu hukuki gerekçeler ışığında, saygıyla arz ederim.