Bilgilenme hakkı yasası Madde 19

Article 19, The Public’s Right to Know: Principles on Freedom of Information Legislation, 1999.

İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ

KURAL 1. Maksimum açıklama
KURAL 2. Yayımlama yükümlülüğü
KURAL 3. Şeffaf yönetimin geliştirilmesi
KURAL 4. Sınırlı istisnalar n kapsamı
KURAL 5. Erişimi kolaylaştıracak yöntemler
KURAL 6. Maliyetler
KURAL 7. Açık görüşmeler
KURAL 8. Açıklama (ifşaat) önceliği
KURAL 9. İhbarcıların korunmas

ÖNSÖZ

Bilgi demokrasinin oksijenidir. İnsanlar toplumda neler olup bittiğini bilmiyorsa, onları yönetenlerin eylemleri gizli ise, toplum ilişkilerinde anlamlı bir şekilde yer alamazlar. Fakat bilgi yalnızca insanlar için değil iyi bir hükümet için de gerekli bir öğedir.Kötü hükümetler varlıklarını sürdürebilmek için gizliliğe gereksinim duyarlar. Gelişmek için verimsizlik, savurganlık ve yozlaşmaya izin verirler. Nobel ödüllü Amartya Sen’in gözlemlediğine göre demokratik bir hükümetin iş başında olduğu bir ülkede hiçbir zaman gerçek açlık görülmez ve nispeten özgür bir basın vardır. Bilgi, insanlara hükümetin eylemlerini yakından inceleme fırsatını verir ve hükümet eylemlerinin düzgün, bilgilendirilmiş olarak tartışılabilmesi için temel oluşturur.

Ancak çoğu hükümetler işlerini gizlilik içinde yürütmeyi tercih ederler. Swahili’de hükümet sözcüğünün anlamlarından biri de “vahşi sır” dır. Demokratik hükümetler bile işlerinin büyük bir kısmını toplumun gözlerinden uzakta yapmayı tercih ederler. Ve hükümetler gizliliği sürdürmek için her zaman nedenler bulabilirler – ulusal güvenlik çıkarları, toplum düzeni ve daha geniş toplum çıkarları birkaç örnek olarak sayılabilir. Hükümetler sıklıkla resmi bilgileri toplumun lehine saklamak yerine kendi mülkiyetlerinde görürler.

Bu nedenle 19. MADDE bu uluslar arası ilkeleri – herhangi bir kişinin yerel yasaların resmi bilgilere erişmeye izin verip vermediklerini ölçebilmesi için bir standart oluşturmak üzere belirlemiştir. Hükümetlerin en iyi uluslar arası standartlar ve uygulamalara uygun en fazla şeffaflığı elde edebilecekleri yolları açık ve belirgin bir şekilde belirtmişlerdir.

İlkeler standartlar kadar önemlidir fakat tek başlarına yeterli değildirler. Kampanya düzenleyenler, avukatlar, seçilmiş temsilciler ve resmi görevliler tarafından kullanılmaları gerekir. Her toplumun yüz yüze olduğu özel durumlarda, bunların önemini kavramış ve yönetimde şeffaflığa kendilerini adamış kişilerce uygulanmaları gerekir. Biz bu ilkeleri tüm dünyada yönetimlerin geliştirilmesi ve demokrasinin saygınlığı ve güçlenmesi için yayınlıyoruz.

ÖZGEÇMİŞ

Bu ilkeler, bilgilenme hakkının uygulanmasına izin veren ulusal ve uluslar arası rejimler için standartlar oluşturur. Özellikle bilgilenme hakkı ile ilgili ulusal mevzuat için veya resmi bilgiye erişebilmek için oluşturulmuşlardır. Ancak, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi hükümetler arası kurumların sahip olduğu bilgiye de eşit olarak uygulanabilen ilkelerdir.

İlkeler, devlet uygulamasını (ulusal yasalar ve ulusal mahkeme kararlarına da yansıdığı gibi) ve uluslar birliği tarafından tanınan genel yasa ilkelerini geliştirerek uluslar arası ve bölgesel yasa ve standartlar temeline oturtulmuştur.19. MADDE ile denetlenen, dünyadaki pek çok ülkede ortak organizasyonların yoğun çalışma ve deneyimleri ile çok uzun süren çalışma, analiz ve danışmanlık sonucu elde edilen ürünlerdir.

KURAL 1. MAKSİMUM AÇIKLAMA

Bilgilenme hakkı yasası maksimum açıklama ilkesi ile yönlendirilmelidir.

Maksimum açıklama ilkesi, kamu kuruluşlarının sahip olduğu tüm bilgilerin açıklanması hükmüne dayanır ve bu hüküm ancak çok sınırlı durumlarda ortadan kaldırılabilir (bk. kural 4). Bu ilke, bilgi özgürlüğü kavramının temel gerekçesini de içerir ve ideal olarak resmi bilgilere erişimin temel hak olduğunu açıkça belirten Anayasa için de sağlanmalıdır. Mevzuat amacının çiğnenmesi uygulamada maksimum açıklamayı sağlamalıdır.

Kamu kuruluşlarının bilgi açıklama zorunluluğu vardır ve her toplum üyesinin de bilgi edinme hakkı vardır. Ülke topraklarında yaşayan her fert bu haktan yararlanmalıdır. Bu hakkın kullanılması bireylerin bilgi için özel bir ilgi duymalarına gerek bırakmamalıdır. Bir kamu görevlisi bilgiye erişimi engellemeye çalıştığı taktirde, mahkemenin her aşamasında engellemeyi haklı çıkaracak sorumluluğu da yüklenmelidir. Başka bir deyişle, kamu görevlisi engellemek istediği bilginin, aşağıda ayrıntıları ile açıklandığı gibi sınırlı yönetim istisnaların kapsamından geldiğini göstermelidir.

Tanımlar

Hem “bilgi” hem de “kamu kuruluşları” geniş olarak tanımlanmalıdır.

“Bilgi”, depolanış şekline (belge, kaset, elektronik kayıt vb.), kaynağına (ister kamu kuruluşu tarafından, ister başka bir kurum tarafından üretilmiş olsun) ve üretildiği tarihe bakılmaksızın kamu kuruluşunun elinde bulunan tüm kayıtları içerir. Yasa aynı zamanda, sınıflandırılmış, diğer kayıtlarla aynı teste tabi tutulmuş tüm kayıtlara da uygulanmalıdır.

Bilginin açıklanma amaçları için, ‘kamu kuruluşu’ tanımı daha çok resmi atamalarla sağlanan hizmet tipine odaklanmalıdır. Bu amaçla, yerel yönetimler, yasal vekaletle çalışan seçilmiş organlar, devletleştirilmiş sanayi kuruluşları ve kamu iştirakleri, bakanlıklara bağlı olmayan kuruluşlar veya bir bölgenin gelişmesi için hükümetçe kurulan ve üyeleri hükümetçe atanan kurullar, hukuksal kurumlar ve kamu görevi gören özel kuruluşları (yol ve tren yolu bakımını yapan kurumlar gibi) kapsanmalıdır. Sahip oldukları çevre ve sağlık bilgileri açıklanması kamu çıkarlarına gelebilecek zararı azaltıcak nitelik taşıyorsa, özel kuruluşlar da bu tanıma dahil edilmelidir. Hükümetler arası kuruluşlar da bu belgede belirtilen kurallar esasına oturtuşmuş bilgi rejimi özgürlüğüne tabi olmalıdırlar.

Kayıtların yok edilmesi

Yasa, kayıtların doğruluğunu korumak ve elde edilebilirliğini önlemek için bir erişim engeli sağlamalıdır, aksi halde kayıtların kötü niyetle imha edilmesi cezayı gerektiren bir saldırıdır. Yasa aynı zamanda kayıtların kamu kuruluşları tarafından bakımı ve korunması ile ilgili asgari standartları da tesis etmelidir. Bu tür kuruluşlar, kamu kayıtlarını yeteri derecede muhafaza etmek için yeterli kaynak ve dikkati tahsis etmelidirler. Ayrıca, kayıtların düzeltmesini veya değiştirilmesini önlemek için açıklama zorunluluğu yalnızca bilgilerin içerdiklerine değil kayıtlara da uygulanmalıdır.

KURAL 2. YAYIMLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Kamu kuruluşlarında önemli bilgileri yayımlama zorunluluğu bulunmalıdır

Bilgi özgürlüğü yalnızca kamu kuruluşlarının bilgi isteklerini yerine getirmeyi kapsamaz, aynı zamanda bu kuruluşlar kamu yararı için önemli belgeleri kaynak ve kapasite esasına göre makul sınırlar içinde yaygın olarak yayımlar ve dağıtırlar. Hangi bilgilerin yayımlanması gerektiği ilgili kamu kuruluşuna bağlıdır. Yasa hem yayımlama için genel bir zorunluluk hem de yayımlanması gereken bilgiler için ana kategorileri belirlemelidir.

Kamu kuruluşları, en azından aşağıdaki bilgi kategorilerini yayımlamak zorunda olmalıdırlar:

· Özellikle halka doğrudan hizmet veren kamu kuruluşlarında; maliyetler, amaçlar, denetlenen hesaplar, standartlar, başarılar vb. dahil kamu kuruluşunun nasıl işlediğine dair işletme bilgileri,
· Her hangi bir istek, şikayet veya sıradan vatandaşların kamu kuruluşu ile ilgili olarak yapacakları diğer doğrudan işlemler ile ilgili bilgiler;
· Vatandaşların ana politika veya yasama ile ilgili veri sağlayabilecekleri işlemlerle ilgili rehberlik;
· Kamunun sahip olduğu bilgi türleri ve bu bilgilerin tutulma şekli ve
· Kamuyu etkileyecek her hangi bir karar veya politikanın, kararın gerekçeleri ve kararı şekillendirmedeki önemin arka planındaki malzeme ile birlikte içeriği.

KURAL 3. ŞEFFAF YÖNETİMİN GELİŞTİRİLMESİ

Kamu kuruluşları şeffaf yönetimi geliştirmelidirler.

Bilgilenme hakkı yasasının hedeflerinin uygulanması için halkı hakları doğrultusunda bilgilendirme ve hükümet içinde şeffaflık kültürünü geliştirme konuları çok önemlidir. Aslında, çeşitli ülkelerdeki deneyimler, inatçı, söz dinlemez bir devlet hizmetinin en gelişmiş mevzuatı bile baltalayabileceğini göstermiştir. Dolayısıyla, geliştirici aktiviteler bilgi rejimi özgürlüğünün önemli bir öğesidir. Bu alan, özel aktivitelerin, devlet hizmetinin nasıl organize olduğu, bilginin serbestçe ifşa edilmesindeki ana kısıtlamalar, okur yazarlık düzeyleri ve halkın bilinçli olması gibi faktörlere bağlı olarak ülkeden ülkeye değişiklikler gösterdiği bir alandır.

Yasanın, mevzuatın amaçlarını geliştirme sorununa yeterli kaynak ve önemi vermesi gerekmektedir.

Halkın eğitimi

Halkın eğitimi ve bilgiye erişme hakkı, bilgiye erişme hakkı ile ilgili bilginin neşredilmesi, elde edilebilen bilgilerin kapsamı ve bu hakların kullanılma şekli ile ilgili olarak yasa asgari olanakları sağlamalıdır. Gazete dağıtımı veya okur yazarlık oranının düşük olduğu ülkelerde radyo ve televizyon medyası bu tür neşriyat ve eğitim için önemli bir araçtır. Şehir toplantıları veya film üniteleri gibi yaratıcı alternatifler araştırılmalıdır. İdeal olarak, bu tür aktiviteler hem bireysel olarak kamu kuruluşları, hem de özel olarak seçilmiş ve yeterli sermaye sağlanmış resmi kurumlar tarafından yerine getirilmelidir – ya bilgi taleplerini gözden geçiren bir kurum ya da özel olarak bu amaç için kurulmuş diğer bir kurum tarafından.

Resmi gizlilik kültürünün alt edilmesi

Yasa, hükümet içerisindeki gizlilik kültürü sorununa dikkati çeken bazı mekanizmalar sağlamalıdır. Bunlar, kamu kuruluşlarının çalışanları için bilgi eğitimi özgürlüğü sağlaması konusunda gereklilik içermelidir. Bu tür bir eğitim, bilgi özgürlüğünün kapsamına ve önemine, bilgiye erişmek için usule ilişkin mekanizmalara, kayıtların etkin bir şekilde nasıl korunacağı ve bunlara nasıl erişileceği, ihbarcıların korunması kapsamı ve bir kuruluşun ne tür bilgileri yayımlayabileceği gibi konulara işaret etmelidir.

Halkın eğitiminden sorumlu resmi kurum aynı zamanda hükümet içindeki şeffaflığın gelişiminde de rol oynamalıdır. Öncelikler, iyi çalışan kamu kuruluşları için teşvikler, gizlilik problemlerine işaret eden kampanyalar ve gelişen ve aşırı gizli kalanları eleştiren kuruluşları cesaretlendiren iletişim kampanyalarını içermelidir. Diğer bir olanak da kalan problemler ve başarılarla ilgili olarak Parlamento ve/veya Meclis kurumlarının yıllık rapor hazırlamalarıdır. Rapor aynı zamanda halkın bilgiye erişimini geliştirmek için önlemleri, tanımlanan serbest bilgi akışının önünde kalan engelleri ve gelecek yıl alınması gereken önlemleri içermelidir.

Kamu kuruluşları, erişim ve şeffaflıkla ilgili dahili kodlara uyum sağlamak için cesaretlendirilmelidirler.

KURAL 4. İSTİSNALARIN SINIRLI KAPSAMI

İstisnalar açık ve kısa olmalı ve sıkı “zarar” ve “kamu yararı” testlerine bağlı olmalıdır.

Kamu kuruluşlarından talep edilen tüm bireysel bilgi istekleri, kamu kuruluşu, talep edilen bilginin istisnalar kapsamında olduğunu gösterememesi halinde karşılanmalıdır. Bilginin açıklanmasının reddi, resmi görevliler bilginin üç bölümlü bir testten geçmediğini gösteremedikleri sürece onaylanamaz.

Üç bölümlü test

· bilgi yasada sıralanan yasal bir amaçla ilgili olmalıdır;
· açıklamanın o amaca önemli ölçüde zarar vereceğini belli olmalıdır ve;
· bilginin açıklanmasının getireceği zarar, bilginin açıklanmasının sağlayacağı yarardan daha büyük olmalıdır.

İşlevlerinin çoğunluğu istisnalar bölgesi içinde olsa dahi hiçbir kamu kuruluşu yasaların sınırlarından tamamen hariç tutulamaz. Bu, hükümetin tüm fonksiyonlarının yanı sıra tüm devlet kurumlarına uygulanır (yürütme, yasama ve yargı organlarına). Bilginin açıklanması örnek olay temeli ile onaylanmalıdır.

Amacı hükümetleri sıkıntıdan veya yanlış yapılan işlerden korumak olan kısıtlamalar hiçbir zaman mazur görülemez.

İstisnaları mazur gösteren yasal amaçlar

Açıklamamayı mazur gösteren yasal amaçların tam listesi yasada bulunmalıdır. Bu liste yalnızca belgeleri açıklamayı reddetmek için yasal temeller oluşturan kamu çıkarlarını içermeli ve yasa uygulaması, mahremiyet, ulusal güvenlik, ticari ve diğer gizlilikler, kamu veya bireysel güvenlik ve hükümetin karar verici işlemlerinin etkinliği, güvenilirliği gibi konularla sınırlı olmalıdır. Yasal çıkarlara zarar verecek malzeme içermemesi için istisnalar kısaca belirtilmelidir. Liste belgenin türü yerine içeriği esasına dayanmalıdır. Bu standardı karşılaması için, istisnalar uygun olan durumlarda süre-sınırlı olmalıdır. Örneğin, ulusal güvenlik temeline dayalı bilgilerin sınıflandırma gerekçesi belli bir ulusal güvenlik tehdidi azaldığında kaldırılabilir.

Ret yanıtları gerçek bir zarar testine uymalıdır.

Bilginin yalnızca yasada listelenen yasal amaç kapsamı içinde olması yeterli değildir. Kamu kuruluşu bilginin açıklanmasının yasal amaca zarar vereceğini de göstermelidir. Bazı durumlarda, açıklama amaca zarar verdiği kadar yarar da sağlayabilir. Örneğin, ordudaki yozlaşmanın açıklanması ilk anda ulusal savunmayı zayıflatacak gibi görünebilir fakat aslında zaman içinde, yozlaşmayı gidermeye ve silahlı kuvvetlerin güçlenmesine yardımcı olur. Bu gibi durumlarda, bilgiyi yasalara uygun bir şekilde gizli tutmak için açıklamanın kesin etkisinin amaca büyük ölçüde zarar verecek nitelikte olması gerekir.

Kamu yararının çiğnenmesi

Bilginin açıklanmasının yasal amaca önemli ölçüde zarar vereceği belli olsa bile, açıklamanın yararları vereceği zarardan fazla ise bilgi açıklanmalıdır. Örneğin, belli bilgiler doğası gereği gizli olabilir fakat aynı zamanda hükümet içindeki yolsuzluğu açığa çıkarabilir. Bu gibi durumlarda yasal amaca verilebilecek zarar, bilginin açıklanması halindeki kamu yararı ile kıyaslanarak değerlendirilmelidir. Kamu yararının daha fazla olduğu durumlarda yasa bilginin açıklanmasını sağlamalıdır.

KURAL 5. ERİŞİMİ KOLAYLAŞTIRACAK YÖNTEMLER

Bilgi talepleri hızla ve adil olarak işleme konulmalı ve talebin reddi durumlarında bağımsız inceleme sağlanmalıdır.

Bilgi talebi üzerine, karar verme süreci, kamu kuruluşu içinde; bağımsız bir idari kuruma başvurarak; mahkemeye başvurarak üç farklı aşamada belirtilmelidir. Gerekli durumlarda belli gruplar için bilgiye tam erişmeyi sağlamak için önlemler alınmalıdır (Örneğin, okuma yazma bilmeyenler, kayıttaki dili bilmeyenler veya körler gibi özürlüler için).

Halkın bilgiyi alabilme hakkını sağlamak için tüm kamu kuruluşlarının açık, erişilebilir dahili sistemler kurmaları sağlanmalıdır.Genel olarak, kuruluşlar bu tür talepleri yerine getirmek ve yasaya uygunluğu sağlamak üzere bir kişiyi görevlendirmelidirler.

Kamu kuruluşları aynı zamanda, talepleri yayınlanmış bilgiler olan veya bilgilerin net, anlaşılır olmadığı, aşırı uzun veya yeniden formüle edilmesi gerektiği durumlarda başvuran kişilere yardım etmelidir. Öte yandan, kamu kuruluşları saçma ve zarar verici talepleri de reddetme hakkına sahip olnalıdır. Kamu kuruluşları her hangi bir yayında bulunan bilgiyi bireylere sağlamak zorunluluğunda olmamalı, fakat bu gibi durumlarda kuruluş başvuran kişiye yayınla ilgili bilgi vermelidir.

Yasa taleplerin yerine getirilmesi için zaman kısıtlaması koymalı ve her hangi bir ret durumunda da bunu yazılı sağlam nedenlerle yapmalıdır.

Temyiz başvuruları

Uygun olan durumlarda, dahili bir başvurunun kamu kuruluşu içinde orijinal kararı gözden geçirebilecek atanmış daha yüksek bir mercii sağlanmalıdır.

Tüm durumlarda yasa, bireyin bilgi isteminin bir kamu kuruluşu tarafından ret edilmesi durumunda bağımsız bir idareye bireysel hakları ile ilgili olarak başvurmasını sağlamalıdır. Bu, bilirkişi (ombudsman) veya İnsan Hakları Komisyonu gibi mevcut bir kurum veya özellikle bu amaç için oluşturulmuş bir kuruluş olabilir. Her iki durumda da kuruluş belli standartları taşımalı ve belli yaptırım güçleri olmalıdır. Hem resmi olarak hem de atanan başkan ve/veya yönetim kurulunun yaptığı işler açısından bağımsızlığı garanti edilmelidir.

Müracaatlar, tüm partilerden oluşan bir parlamento komitesi gibi temsilci kuruluşlar tarafından yapılmalıdır. Dava süreci açık olmalı ve halkın girişine izin verilmelidir (örneğin atamalarla ilgili davalara). Bu tür bir kuruluşa atanan bireylerin profesyonellik, bağımsızlık ve yeterlilik standartlarına uyuyor olması ve çıkar kurallarının katı mücadelesine bağlı olması gerekir.

Reddedilen bilgi talepleri üzerine yönetim kurulunun açtığı dava hızla sonuçlandırılacak ve mümkün olduğunca az paraya mal olacak şekilde düzenlenmelidir. Bu, toplumdaki her bireyin bu işlemi kolayca yapabilmesini ve aşırı gecikmelerin bilgi istemindeki amacı ilk aşamada aşındırmamasını sağlar.

Yönetim kurulu, her hangi bir davayı soruşturmak için, şahitleri zorla çağırmak ve daha da önemlisi kamu kuruluşunun her türlü bilgiyi veya kayıtları gerekli durumlarda ve kameraya çekilmiş veya kanıtlanmış şekilde sağlamasını istemesi dahil, her türlü yetki ile donatılmalıdır.

Bir soruşturmanın tamamlanması üzerine, yönetim kurulu başvuruyu kabul etmeme, kamu kuruluşunun bilgiyi ifşa etmesini sağlama, kamu kuruluşu tarafından alınacak paraları belirleme, kamu kuruluşlarının yetkili oldukları durumlarda engelleyici davranışları cezalandırma ve/veya dava ile ilgili masrafları kamu kuruluşlarına yükleme gibi yetkileri olması gerekir.

Aynı zamanda, yönetim kurulu, kayıtlara erişimin cezayı gerektirecek şekilde engellendiğinin kanıtlanması durumunda veya kasıtlı imha edilmesi gibi durumlarda mahkemeye başvurma yetkisine de sahip olmalıdır.

Hem başvuran, hem de kamu kuruluşu yönetim kurulu kararlarına karşı mahkemeye başvurabilmelidir. Bu tür başvurular davayı kendi değerleri içinde gözden geçirme yetkisine sahip olmalı ve yönetim kurulunun makul çalışıp çalışmadığı sorusu ile sınırlandırılmamalıdırlar. Böylece zor soruları çözümlemek için gerekli özenin gösterildiği ve ifade özgürlüğü konularına tutarlı bir yaklaşımın geliştirildiği gösterilmiş olacaktır.

KURAL 6. MALİYETLER

Bireyler aşırı maliyetler nedeniyle bilgi taleplerinden caydırılmamalıdır.

Kamu kuruluşlarının elinde bulunan bilgiye ulaşma maliyeti muhtemel başvuranları caydıracak kadar pahalı olmamalıdır, bilgi özgürlüğü yasalarının ardındaki gerekçe de bilgiye erişimi geliştirmektir. Neyse ki şeffaflığın uzun vadeli yararları maliyetleri çok çok aşmıştır. Ne olursa olsun, pek çok ülkedeki deneyim, erişim maliyetlerinin bilgi rejimi özgürlüğü maliyetlerini dengelemede etkili bir araç olmadığını göstermektedir.

Maliyetlerin bilgi taleplerinde caydırıcı olmaması için dünyada çok değişik sistemler uygulanmaktadır. Bazı davalarda, iki aşamalı sistem kullanılmıştır: her talep için sabit ücret, aşamalı olarak da bilgiyi elde etme ve sağlamanın gerçek maliyetine bağlı olarak artan ücret. Aşamalı ücret artışından vazgeçilmeli veya kişisel bilgiler için veya kamu yararına olan istekler (talep amacının yayınla ilgili olduğu durumlar doğru kabul edilmelidir) için ücret belirgin olarak azaltılmalıdır. Bazı davalarda, ticari taleplerde, kamu yararına talepleri sübvanse etmek için yüksek ücret talep edilmektedir.

KURAL 7. AÇIK TOPLANTILAR

Kamu kuruluşlarını toplantıları halka açık yapılmalıdır.

Bilgi özgürlüğü kamunun, hükümetin neler yaptığını bilme ve karar verme sürecine katılma hakkını içerir. Dolayısıyla, bilgilenme hakkı yasası da, yönetim birimleri toplantılarının halka açık yapılması gerektiği hükmünü yerleştirir.

Bu bağlamda “yönetim” esas olarak karar verme mekanizmalarının uygulamaları anlamındadır, dolayısıyla sadece önerilerde bulunan birimler bunlara dahil değildir. Siyasal komiteler – aynı siyasal parti üyelerinin toplantıları – yönetim birimleri olarak değerlendirilmezler.

Öte yandan, seçilmiş birimler ve bunların komitelerinin, planlama ve bölgelere ayırma kurullarının, toplumsal kurulların, eğitim komitelerinin ve kamu endüstriyel gelişim kurullarının toplantıları bunlara dahil edilebilir.

Bu anlamda “toplantı”, esas olarak resmi toplantı anlamındadır, yani bir kamu işini yönetmek amacı ile bir kamu kuruluşunun yaptığı resmi toplantıdır. Bir toplantının resmi olduğunu gösteren faktörler yeter çoğunluk bulunması ve resmi prosedür kurallarının uygulanabilir olmasıdır.

Halkın gerçekten katılabilme şansı varsa, toplantı tarihi önceden bildirilmelidir ve yasa da, halkın katılımı için toplantının yeteri kadar önceden bildirilmesini sağlamalıdır.

Toplantılar yalnızca kabul edilmiş prosedürlere uygun olması ve kapalı yapmak için yeterli nedenin bulunması halinde halka kapalı olarak yapılabilir. Bir toplantının neden kapalı yapılması gerektiği ile ilgili açıklamalar halka açık olmalıdır. Toplantıların halka kapalı yapılmasına getirilen istisnalar bilginin açıklanmasına getirilen istisnalara göre daha geniş tutulmasına rağmen sınırsız değildir. Kapalı yapma nedenleri durumlara uygun olarak, halk sağlığı ve güvenliğin korunması, soruşturma, kanuni uygulamalar, personel ile ilgili kişisel sorunlar, ticari ve ulusal güvenlik meselelerini içerir.

KURAL 8. AÇIKLAMA ÖNCELİĞİ

Maksimum açıklık ilkesiyle çelişki içinde olan yasalar düzeltilmeli veya fesedilmelidir.

Bilgilenme hakkı yasası tedarikte olan diğer hukuk kanunlarıyla tutarlı bir şekilde uygulanmalıdır. Bunun mümkün olmadığı zamanlarda, halkı ilgilendiren bilgiyle ilgili kararlar bilgilenme hakkı yasasının kapsamına girer.

Bilgilenme hakkı yasasının istisnaları geniş tutulmamalı ve yürürlükte olan diğer yasalar da istisnaları genişletmeye meyilli olmamalıdır. Özellikle gizlilik yasaları, yetkililerin bilgilenme yasasına göre açıklamakla yükümlü oldukları kayıtları açıklamalarını kanuna aykırı yapmamalıdır.

Uzun vadede, bilgilenme hakkını ilgilendiren tüm kanunlar biraraya getirilmeye çalışılmalıdır.

Ayrıca, yetkililer bilgilenme hakkına getirilen kısıtlamalar dahilinde olan bilgileri iyi niyetle ve mantık çerçevesi içerisinde açıkladıkları taktirde kanuna itaatsizlik cezalarından korunmalıdırlar. Öteki taktirde, yetkililer kişisel güvenliklerini sağlamak için çok dikkatli davranarak gizlilik kültürünü daha da güçlendirecektir.

KURAL 9. İHBARCILARIN KORUNMASI

İhbarcılar yasa tarafından korunmalıdır.

Çalıştıkları kurumlardaki yolsuzluk ve haksızlıklarla ilgili bilgileri açıklayan kişiler yasal, yönetimsel ve işle alakalı cezalardan korunmalıdır.

Bu anlamda “yolsuzluk yapmak” ağır bir suç işlemek, yasal yükümlülüklerini yerine getirmemek, adli hatalar, yolsuzluk ve sahtekarlık veya kamu kuruluşunun kötü yönetimini içerir. Halkın sağlığı, güvenlik veya çevreye karşı tehlike teşkil eden bir kişiye bağlı olan veya olmayan yolsuzluklar da bunun bir parçasıdır. Bilgiyi açıklayan kişiler iyi niyetle ve açıkladıkları bilginin doğru olduğuna inandıkları ve açıkladıkları bilginin “yolsuzluğu” ortaya çıkardığına inandıkları sürece yasal korumadan yararlanmabilmelidir. Bilginin açıklanması yasal veya işle alakalı bir zorunluluğu ihlal etse dahi koruma uygulanmalıdır.

Bazı ülkelerde ihbaarcılara sağlanan koruma, bilginin kişilere veya kurumlara açıklanma gerekliliğine göre göreceli olarak sağlanmaktadır. Halkın istekleri doğrultusunda bilginin kişilere veya medyaya açıklanması halinde de koruma sağlanmalıdır.

Bu bağlamda “kamu yararı” açıklamanın yararının zarardan daha fazla olduğu durumları veya bir alternatif bilgiyi açıklama aracının önemli bir yararı korumak için gerekli olduğu durumu içerebilir. Bu, örneğin, ihbarcıların öç alınmasına karşı korunmaları gereken durumlarda, sorunun resmi yollardan çözülmesinin olası görünmediği durumlarda, halk sağlığı ve güvenliğine olası bir saldırı gibi bilginin açıklanması için istisnai olarak önemli bir neden bulunduğu durumlarda veya yasadışı hareket delilinin ört bas edileceği veya yok edileceği riski bulunduğu durumlarda uygulanabilir.

Örnek Ülke İsveç – Dünyadaki ilk Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası

İsveç’in sahip olduğu bilgi edinme özgürlüğü çok uzun bir geçmişe dayanmaktadır. İlk bilgi edinme özgürlüğü yasası, 1766’da İsveç Parlamentosu’ndan çıkan Basının Özgürlüğü Yasasıdır. Bu yasa, resmi belgelerin talep eden herhangi bir kişinin isteği sonucu bir an önce açılması gerektiğini söyler. Şu anda Anayasanın da bir parçası olan Basın Özgürlüğü Yasası “tüm İsveç vatandaşlarının resmi belgelere serbest erişim hakkı vardır” der. Kamu görevlileri, açıklanması istenen belge taleplerine derhal cevap vermek zorundadır.

Yasanın şu anki hali 1949 yılında yürürlüğe girmiş ve 1976 yılında birkaç değişikliğe uğramıştır. Bireyler, kamu otoritelerince tutulan “resmi belgelere” en geniş biçimde ulaşma hakkına sahiptir. Belgeler, içerdikleri konu ile ilgili durum karara bağlandığında, başka bir makama gönderildiklerinde veya bir kamu otoritesince dışarıdaki partilerden alındığında erişime açık hale gelirler. Taslak, iç takvim, özet gibi iç işleri ilgilendiren belgeler, dosyalanmış ve kayıta girmiş olmadığı veya bir karar verilirken önemli bir etken olacak yeni bir bilgi içermediği sürece “resmi belge” sayılmaz. Ve resmi olmayan belgelerin açıklanması gibi bir durum söz konusu değildir.

Tüm otoriteler resmi belgelerin bir dizinini tutmak zorundadırlar ve dizinlerin çoğu halka açıktır. Bu olanak, sıradan bir vatandaşın Başbakanlık Ofisine giderek kendi ile ilgili tüm belgelerin kopyalarını görmesine imkan sağlar. Şu sıralarda bu dizinlerin elektronik ortama konması için çaba verilmektedir.

Bazı bu yasadan ayrı tutulan istisnalar bulunmaktadır. Ulusal güvenliği ve dış ilişkileri, ekonomik politikayı, bir kamu otoritesinin denetlemek için yaptığı aktiviteleri koruma, bir suçun önlenmesi ya da bildirilmesi, kamusal ekonomik çıkar, mahremiyet ve bitki ve hayvan türlerinin korunması durumlarında bilginin açıklanması durdurulabilir. Tüm kısıtlamalar kanun ile açık olarak belirtilmelidir.

Kamu yetkililerince geri çevrilmiş bilgilenme hakkı talepleri, üst yargı yolu ile genel idare mahkemelerine başvurarak ve bu da sonuç vermez ise Üst İdare Mahkemesi’ne giderek yeniden değerlendirilir.

Kısa bir zaman önce İsveç hükümeti, ulusal hükümet, il konseyleri, belediyeler ve ticaret birlikleri temsilcilerini şeffaflık konusunda cesaretlendirmek için “Şeffaf İsveç Kampanyası” adı altında bir harekete imza attı. Kampanya, kamu sektöründe şeffaflığın arttırılmasını, kamuoyunun bilinçlendirilmesini, ve aktif yurttaş katılımını hedefliyordu.

Bu kampanya ve İsveç Bilgilenme Hakkı yasası ile ilgili daha ayrıntılı bilgiyi İngilizce olarak aşağıdaki sayfalarda bulabilirsiniz:

http://www.oppnasverige.gov.se/page/1/42.html

http://www.atirtf-geai.gc.ca/consultation-sweden-e.html

Türk Bilgi Edinme Hakkı Kanunu TBMM'den geçti…

9 Ekim 2003’te T.C. hükümeti, “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu”nu 4982 sayı ile TBMM’den geçirdi. Kanunlaşan metin, 25 Haziran 2003’te Adalet Bakanlığı tarafından Meclise sunulmuştu. TBMM Avrupa Birliği’ne Uyum Komisyonu tarafından bu tasarı ile ilgili olarak 16 Temmuz 2003’te önemli bir rapor hazırlanmış, TBMM Adalet Komisyonu da 24 Temmuz 2003’te tasarıya ilişkin raporunu yayınlamış idi.

550 milletvekilinin 237’si kanunun oylandığı oturumda hazır bulundu ve muhalefet kanadı dahil, mevcut oyların çoğu tasarının kanunlaşması yönünde kullanıldı.

Uygulamanın nasıl gerçekleştirileceğine dair hüküm içermeyen Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun uygulanması ile ilgili esas ve usullerin belirlenmesine ilişkin yönetmeliğin, Kanunun yayımını takip eden altı ay içinde yürürlüğe girmesi öngörülmüş. Bu Yönetmelik Başbakanlık tarafından hazırlanacak ve Bakanlar Kurulu tarafından yürürlüğe konulacak. Böylece Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, 24 Ekim 2003 günlü Resmi Gazete’de yayınlanmasını takip eden altıncı ayın sonunda yürürlüğe girecek.

Türkiye’de bu yeni Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte ortaya çıkacak gelişmelerden biri de “Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu” olacak. Bu Kurul, Kanun’un 16 ve 17 nci maddelerindeki gerekçelere dayanılarak reddedilen bilgi edinme başvuru sahiplerinin itirazlarını inceleyecek.

Yargı denetimi dışında kalan idarî işlemlerden kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu etkilemeyecek nitelikte olanlar, devlet sırrına, ülkenin ekonomik çıkarlarına, istihbarat, idari soruşturmaya veya adli soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler sözkonusu Kanun’un kapsamı dışında. Özel hayatın gizliliği, haberleşmenin gizliliği veya ticari sırrın ihlali sonucu doğuracak bilgi veya belgeler de Kanun kapsam dışında bırakılmış. Fikir ve sanat eserlerine ilişkin bilgi edinme başvuruları hakkında ilgili kanun hükümleri uygulanacak; kurum içi düzenlemeler, kurum içi bilgi notu ve tavsiyeler ile tavsiye ve mütalaa taleplerinin de sözkonusu düzenlemelerden etkilenen kurum çalışanlarının hakları saklı kalmak üzere, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun kapsamı dışında kalması öngörülmüş.

Konuyla ilgili olarak Dr. Yaman Akdeniz, “Açıklık ve şeffaflık yolunda çok önemli bir ilk adım olmakla birlikte, bu Kanun, bilgi edinme hakkının sınırlarını çok net biçimde belirlememektedir. ‘Sır’rın anlamı bu konuda Adalet Bakanlığı tarafından yapılacak ayrı bir yasal düzenleme ile belirlenecektir. Dolayısıyla, Türkiye’de hükümetin ne kadar şeffaf olduğu o zaman görülecek…” dedi…

Devlet Sırları Kanunu Tasarısı

Amaç
Madde 1 – Bu Kanunun amacı, Devlet sırrının ve niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgi ve belgelerin tanımı, mahiyeti, hangi makam ve kurullarca oluşturulacağı ve korunacağı, bu bilgi ve belgelerin yargı organlarına hangi hâllerde gönderileceği ve yükümlülüklere ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.

Kapsam
Madde 2 – Bu Kanun, Devlet sırrı ve niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgi ve belgelerle ilgisi bulunan bütün kamu kurum, kuruluş ve kurulları ile gerçek ve tüzel kişileri kapsar.

Devlet sırrı
Madde 3 – Devlet sırrı, yetkili bulunmayan kişilerce hakkında bilgi sahibi olunması hâlinde, Devletin güvenliği, millî varlığı, bütünlüğü, anayasal düzeni ve dış ilişkilerini tehlikeye düşürebilecek her türlü bilgi ve belgelerdir.

1.11.1983 tarih ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen görev ve faaliyetlerle ilgili olan bilgi ve belgeler birinci fıkra kapsamındadır.

Gizli kalması gereken bilgi ve belgeler
Madde 4 – 3 üncü madde kapsamında olmayan ancak niteliği itibariyle gizli kalması gereken, askerî makamlar tarafından tesis olunan savunma ve askerî konulara ilişkin işlemler, Devlet çapında veya kendi görev alanlarında istihbarat çalışmaları yapan kamu kurum ve kuruluşları tarafından yürütülen istihbarata dair görev ve faaliyetler, açıklanması ya da zamanından önce açıklanması hâlinde Devletin ulusal ekonomik politikasının yürütülmesine zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi ve belgeler ile diğer yetkili makamların faaliyetlerine ilişkin olarak özel kanunlarında gizli olduğu belirtilen bilgi ve belgelerdir.

Gizlilik derecelendirilmesi
Madde 5 – Bu Kanunun;

a) 3 üncü maddesinde yer alanlara “çok gizli”,
b) 4 üncü maddesinde yer alanlara “gizli” gizlilik derecesi verilir.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin müttefiki olan yabancı ülkelerin ve dahil olduğu ittifaklar ile taraf olduğu uluslararası antlaşmaların gizlilik derecesi verdikleri bilgi ve belgeler, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu görevlilerine intikâl ettirildiğinde aynı gizlilik derecesine sahip olurlar.

Devlet sırrını belirleme yetkisi
Madde 6 – Aşağıda belirtilen makam ve kurullar kendi görev alanlarında Devlet sırrını belirleme yetkisine sahiptirler.

a) Cumhurbaşkanlığı,
b) Bakanlar Kurulu ve Bakanlıklar,
c) Genelkurmay Başkanlığı,
d) Millî Güvenlik Kurulu ve Genel Sekreterliği,
e) Misyon Şefleri,
f) Millî İstihbarat Teşkilâtı Müsteşarlığı.

Yukarıda sayılan makam ve kurulların yetkili kıldığı amirler, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde kendi görev alanlarına ilişkin konulardaki bilgi ve belgelere Devlet sırrı niteliği verebilirler. Ancak, belirleme tarihinden itibaren yedi gün içerisinde onay alınmaması hâlinde Devlet sırrı niteliği kendiliğinden ortadan kalkar ve niteliği itibarıyla taşıması gerektiği gizlilik derecesi yetkili makam ve kurul tarafından belirleninceye kadar “gizli” gizlilik derecesine göre işlem görür.

Gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri belirleme yetkisi
Madde 7 – 6 ncı maddede sayılan makam ve kurullar ile 4 üncü maddede ifade edilen kamu kurum ve kuruluşları, aynı maddede gösterilen işlem ve faaliyetleri ile ilgili bilgi ve belgelere “gizli” gizlilik derecesi vermeye yetkilidirler.

Süre
Madde 8 – 5 inci maddede belirtilen gizlilik dereceleri süreli veya süresiz olarak verilebilir. Süreli verilen gizlilik derecelerinin süreleri üzerinde belirtilir.

Gizlilik dereceleri veya süreleri bunları vermeye yetkili mercilerce veya üst mercilerince her zaman değiştirilebilir veya kaldırılabilir. “çok gizli” ve “gizli” gizlilik derecesi verilen bilgi ve belgeler bu niteliklerini muhafaza edip etmediklerini tespit amacıyla en geç iki yıllık sürelerle gözden geçirilir. Bu niteliklerini kaybettiği tespit edilen bilgi ve belgelerin gizlilik dereceleri değiştirilir veya kaldırılır. Aksine karar alınmadığı takdirde, gizlilik dereceleri, verildiği tarihten itibaren, “çok gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgeler otuz yıl, “gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgeler on yıl sonunda bu niteliklerini kaybederler.

5 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen hâllerde süreler yönünden de karşılıklılık esası gözetilir.

Yükümlülük
Madde 9 – “Çok gizli” ve “gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgeleri herhangi bir şekilde elde eden kişiler, bunları derhâl en yakın mülkî amire veya kolluk kuvvetleri makam ve mercileri ile yurtdışında misyon şeflerine teslim etmek veya bildirmekle yükümlüdürler.

“Çok gizli” ve “gizli” gizlilik dereceli belgelerin,ilgili kamu kurum,kuruluş ve kurulları mensupları ile diğer gerçek ve tüzel kişilerin organları tarafından,korundukları yerlerden alınması ve özel amaçlarla saklanması caiz değildir.

Bu bilgi ve belgeleri alan makam ve merciler bunları geciktirmeksizin ilgili makama iletmekle yükümlüdürler.

Bilgi ve belgelerin yargı organlarınca istenmesi
Madde 10 – Yargı organlarınca talep edilen “çok gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgeler, bu Kanunun 6 ncı maddesinde belirtilen mercilerce gerekçesi belirtilmek suretiyle verilmeyebilir. Yargı organı tarafından bu gerekçe yeterli görülmediği takdirde, ilgili mercilerin en üst amirine müracaat olunabilir. İlgili mercilerin en üst makam ve kurulunun söz konusu bilgi ve belgeleri vermeme hususundaki kararı kesindir.Bu durumda,yalnızca verilmeyen bilgi ve belgelerle bağlantılı olan ilgili hakkındaki isnat, yetkili yargı organı tarafından dikkate alınmaz.

“Gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgelerin yargı organlarınca talep edilmeleri hâlinde gönderilmeleri esastır. Bu bilgi ve belgeler, 7 nci maddede belirtilen mercilerce gerekçesi açıklanmak suretiyle yargı organlarına gönderilmeyebilir. Ancak gönderilmeme gerekçesi yargı organınca yeterli bulunmadığı takdirde bu bilgi ve belgelerin gönderilmesi zorunludur. Gönderilen bilgi ve belgelerin taraflara incelettirilip incelettirilmemesi hususu, ilgili kanun hükümlerine tâbidir.

Türkiye Cumhuriyetinin güvenliği ve yüksek menfaatleri ile birlikte yabancı devletler ile uluslararası kuruluşlara ilişkin bilgi ve belgeler birinci fıkra hükmüne tabidir.

Koruma yükümlülüğü
Madde 11 – 10 uncu maddeye göre yargı organlarına verilmesine karar verilen “çok gizli” veya “gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgelerin yargı organlarına intikali aşamasında yetkili makam veya mercii, teslim anından sonra da yargı organı bunların yetkisiz kişilerce elde edilmesini ve açıklanmasını önlemek için her türlü tedbiri alır.
3 ve 4 üncü maddeler kapsamına giren gizlilik dereceli belge ve bilgileri ilgili kamu kurum, kuruluş ve kurul mensupları görevin gerektirdiği haller dışında alamaz ve saklayamaz.

“Çok gizli” veya “gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgelerin ait oldukları veya gönderildikleri kurum, kuruluş ve yargı organlarında fiziki korunmalarının usul ve esasları yönetmelikle tespit edilir.

Ceza hükümleri
Madde 12 – Fiilleri ayrıca bir suç teşkil etmediği hâllerde, bu Kanun kapsamına giren “çok gizli” veya “gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgelerin, her ne surette olursa olsun teslimine, bildirimine, yetkisiz kişilerce elde edilmesine, açıklanmasına, korunmasına veya saklanmasına müteallik tedbir veya yükümlülükleri ihlâl edenler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu fiiller, tüzel kişilerin yetkili temsilcileri tarafından işlendiği takdirde, bunlar da aynı şekilde cezalandırılmakla beraber, tüzel kişi hakkında da on milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur.

Birinci fıkrada yazılı fiillerin, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu tatbikinde memur sayılanlar tarafından işlenmesi hâlinde, fail hakkında ayrıca muvakkaten veya müebbetten memuriyetten men cezası verilir. Fiilin özel hukuk tüzel kişilerince işlenmesi hâlinde ise, tüzel kişilerin faaliyetlerinin bir yıldan beş yıla kadar durdurulmasına karar verilir.

Fiil, failin taksiri sonucunda meydana gelmiş ise, birinci fıkrada yazılı cezalar yarı oranında indirilir. Bu hâlde ikinci fıkrada yazılı cezalara hükmedilmez.

Yönetmelik
Madde 13 – Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde Başbakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle gösterilir.

Yürürlük
Madde 14 – Bu Kanun yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe girer.

Yürütme
Madde 15 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

GENEL GEREKÇE

Tarihsel gelişmeler, yönetimde gizliliğin uzun süre egemen olduğunu, günümüzde ise şeffaflığın önem kazandığını göstermektedir. Toplumsal denetim ve katılımın artırılması bakımından, kamu alanındaki sır kavramının yeni ve çağdaş bir anlayışla ele alınmasında zorunluluk bulunmaktadır. Demokratik ülkelerde bilgi edinme özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bağlamında vazgeçilmez haklardan biri olarak kabul edilmektedir. Bu hak, birçok demokratik ülkede anayasal haklar arasında yer almıştır. Şeffaflık uluslar arası düzeyde ilk kez Birleşmiş Milletler Evrensel Bildirisinin 19 uncu maddesinde iletişim özgürlüğü alanında ifade edilmiştir. Birleşmiş Milletler 1000 Yıl Bildirgesi(Eylül 2000) ve Avrupa Temel Haklar Şartında da(Ekim 2000) belgelere ulaşma özgürlüğü, halkın bilgi alma hakkını güvence altına alma ödevinden söz edilmektedir. Bilgi edinme hakkının sınırı ise, Devlet sırrı ve bu bağlamda niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgilerdir. Bilgi edinme hakkı konusunda gerekli kolaylıkları ve şeffaflığı sağlamak, gereksiz gizlilik kültürüne son vermek yönünden Devlet sırları ve gizliliği alanının açık bir biçimde düzenlenmesinde yarar bulunmaktadır.

1982 Anayasasının 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasında düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin hangi amaçlar için sınırlandırılabileceği belirtilirken, amaçlardan biri “Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması” olarak gösterilerek devlet sırlarından söz edilmiştir. Yine 28 inci maddenin beşinci fıkrasında Devlete ait gizli bilgilere ilişkin her türlü haber veya yazı yazanların, bastıran ve basanların, bunları başkalarına verenlerin bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu tutulacakları açıklanmıştır.

Anayasadaki bu maddeler dışında çeşitli kanun ve düzenleyici işlemlerde de Devlet sırrı ve gizliliğiyle ilgili hükümler yer almakta ise de, bu hükümlerde Devlet sırlarının hangi usul gereğince belirlenip belirtileceği, hangi hususların Devlet sırrı teşkil edeceği, Devlet sırrı olgusunu belirlemeye yetkili makam ve mercilerin hangileri olduğuna dair yeterli açıklığa rastlanmamaktadır. Bu nedenle Türk Ceza Kanununun konuyla ilgili hükümlerinin uygulanmasında zorluklarla karşılaşıldığı gibi, basın ve yayın araçlarıyla Devlet sırrı niteliğindeki konulara ilişkin olarak yapılan yayınlar sonucu Devletin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları bakımından ciddi tehlikeler ortaya çıkmaktadır.

Devlet sırları ve gizliliğiyle ilgili olarak mevzuattaki bu yetersiz düzenlemeler, konunun bir özel yasada ayrıntılarıyla düzenlenmesini gerekli kılmaktadır. Ayrıca, günümüzde Avrupa Birliği mevzuatıyla uyum sağlamak, şeffaf, denetlenebilir, demokratik bir yönetimin sağlanması, Devletle vatandaşın menfaatlerinin uzlaştırılması, ayrıca bireyin bilgi edinme hakkının sağlanması hususlarında Devlet sırları ve gizlilik kavramlarına açıklık getirilmesi zorunluluğu hasıl olmuştur.

Devlet sırrına ilişkin alanı mevzuatla düzenleme yoluna gidilirken, elbette ki, Devletin meşru hakları ve demokratik kurumların korunması ilkesi göz ardı edilmezken vatandaşın bilgi edinme hakkının gereksiz kısıtlanmaması da ön planda tutulmalıdır. Diğer bir deyişle, kişi yararı ile toplum yararı dengede tutulmalı ve yalnız toplum yararının üstün tutulmasının gerektiği hallerde, o da demokratik bir toplumun zorunlu kıldığı ölçüde müdahalede bulunulmalıdır. Devlet sırrı ve gizliliği kavramları kolayca tanımlanabilecek kavramlar olmadığı için, gereksiz yere genişletildiği takdirde bilgi edinme hakkının sınırları daralacağından, Devlet gizliliğinde bilginin özü itibariyle bu niteliği taşıması koşulu aranmalıdır.

Toplum için başta gelen yarar, Devletin güvenliği, milli varlığı, bütünlüğü, anayasal düzeni, iç ve dış menfaatlerini korumaktır. Sözü edilen kavram ve menfaatler, Devlete ait bazı bilgi ve belgelerin mutlaka gizli kalmasını gerektirir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ‘ifade özgürlüğü’ başlığını taşıyan 10 uncu maddesinde, ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumda zorunlu tedbir niteliğinde olarak ulusal güvenlik ve ulusal yararlar gerektirdiğinde kısıtlanabileceği belirtilmiştir.

Diğer yandan, demokratik düzende aynı zamanda korunması gereken diğer bir değer de, vatandaşların, Devletin işlemleri, faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olabilmek, haber alabilmek hak ve hürriyetleridir. Günümüzdeki yaklaşım, yönetimin bilgi verme ödevi ve bireylerin bilgi alma hakkının bir kanunla düzenlenmesi ve yine Devlet gizliliği kavramının tanımlanmasını zorunlu hale getirmiştir.

Devlete ait yararlar ile vatandaşların bilgi edinme hakkı bağdaştırılmak suretiyle bazı ülkelerde de (Örneğin İspanya gibi) Devlet sırları konusu ayrı kanunla düzenlenmiştir. Bu kanunlarda Devlet sırrı olabilecek hususların vasıfları tayin ve gerektiğinde tanımları verilmekte ve bu sırları tespit ve takdir edebilecek merciler kanun tarafından açıkça gösterilmekte, böylece idarecilerin takdirine göre gereksiz konuların sır haline getirilerek vatandaşın bilgi edinme hakkının kısıtlanması önlenmektedir.

Yukarıda sözü edilen her iki menfaati bağdaştırmayı hedef alan Tasarıda sır teşkil edebilecek hususlara ilişkin koşullar belirtilmiş, Devlet sırrına ve gizliliğe hangi kurum, kurul ve kuruluşların karar vereceğine dair düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemeyle aynı zamanda Türk Ceza Kanunu ve diğer bazı özel kanunlardaki konuyla ilgili kavramların da doğru uygulanmasına katkı sağlanmış olacaktır.

Tasarıda, ‘devlet sırrı’ ve ‘niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgeler’ biçiminde iki ayrı kavram temel alınmıştır. Doğrudan doğruya Devletin güvenliği, milli varlığı, bütünlüğü, anayasal düzeni, iç ve dış menfaatleri gibi olmazsa olmaz kavramlarla ilgili olarak yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde tehlike yaratabilecek bilgi ve belgeler “Devlet sırrı” olarak kabul edilmiş; Devlet sırrı olmamakla birlikte yetkili makamlarca ya da özel kanunlarda veya yetkili olmayanlardan başkasının eline geçmesi halinde kişi, kurum ve kuruluşları zarara uğratabilecek bilgi ve belgeler de ‘niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgeler’ olarak tanımlanıp Tasarı kapsamına alınmıştır.

Tasarıdaki düzenlemeler Devlete ait sırlar ve yine kamu kurum ve kuruluşları gibi Devlet birimlerine ait gizliliklerle ilgili olup, gerçek kişilerle özel hukuk tüzel kişilerine ait gizlilikler bu Tasarı kapsamı dışındadır. Diğer bir deyişle Tasarı kamusal gizlilik alanını düzenlemektedir.

Tasarıyla, iç ve dış güvenlik,askerî ve siyasi alanlar dışında ekonomik alanlardaki Devlet sırları ve gizlilikler de kapsama alınmıştır. Koşullarının varlığı halinde Devlete ait bir kısım ekonomik bilgi ve belgeler de Devlet sırrı ya da gizlilik kavramları içersinde nitelendirilebilecektir.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1 – Maddede Kanunun amacı belirtilmektedir.

Madde 2 – Maddede Kanunun kapsamı belirlenmektedir.

Madde 3 – Maddede bilgi ve belgelerin hangi hallerde Devlet sırrı olarak nitelendirilebilecekleri belirlenmiştir.

Buna göre, bilgi ve belgelerin Devlet sırrı olabilmesi için öncelikli koşul, bunların, Devletin güvenliği, milli varlığı, bütünlüğü, anayasal düzeni, iç ve dış menfaatleriyle ilgili olması, diğer bir koşul da, yetkili olmayan kişilerin eline geçmesi hâlinde yukarıda belirtilen hususlarda tehlike yaratabilecek mahiyette bulunmasıdır.

Maddede sözü edilen bilgi ve belgelerin kapsamı konusunda bir kuşku bulunmayıp bunlar, Devletin sahip olduğu her türlü veri ile yazılı, basılı veya çoğaltılmış dosya, evrak, kitap, dergi, broşür, etüt, mektup, program, talimat, kroki, plan, film, fotoğraf, teyp ve video kaseti, harita, bilgisayar hard diski, disketi ve kompakt disk gibi taşıyıcılar ve donanımlardır.

Donanım kavramı ise, bilgi ve haberin gizliliği dışında bu gizliliği muhafaza etmeye yönelik önlemler ve sistemler manzumesini ifade etmek için kullanılmıştır.

Maddenin ikinci fıkrasıyla, Millî İstihbarat Teşkilâtının üstlendiği görevin özelliği nedeniyle emsal yabancı istihbarat teşkilâtlarında olduğu gibi, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgelerin, nitelikleri gereği Devletin güvenliği ile ilgili olması nedeniyle birinci fıkra kapsamında olduğu belirtilmiştir.

Madde 4 – Madde ile, Devlet sırrı olmayan ancak yetkili olmayanların eline geçmesi veya duyulması hâlinde , kişi kurum ve kuruluşları zarara uğratabilecek bilgi ve belgelerin anılan nitelikleri itibariyle gizli kalması gerektiği belirtilmektedir.

Bu kategoriye, askerî makamlar tarafından tesis olunan savunma ve askerî konulara dair işlemlerle ilgili bilgi ve belgeler, Devlet çapında veya kendi görev alanlarında istihbarat çalışması yapan kamu kurum ve kuruluşlarının bu görev ve faaliyetleriyle ilgili bilgi ve belgeler, Milli İstihbarat Teşkilâtının 4 üncü maddesi kapsamı dışında kalan ve niteliği gereği gizli kalması gereken tüm bilgi ve belgeler ile Devletin iç ve dış menfaatlerini yakından ilgilendiren ekonomik ve ticari faaliyetlerine ve bu yöndeki politikalarına ilişkin çalışmalarla ilgili bilgi ve belgeler girmektedir. Diğer taraftan özel Kanunlarda gizli olduğu belirtilen ve gizliliğin ait olduğu makam ve kurul tarafından yayımı ve açıklanması yasaklanabilen bilgi ve belgeler de bu kapsamdadır.

Madde 5 – Madde ile bu Kanunun 3 ve 4 üncü maddelerinde niteliği gösterilen bilgi ve belgelere verilecek gizlilik dereceleri belirlenmektedir. Elbette ki, bu Kanunla tanımlanan “çok gizli” ve “gizli” gizlilik dereceleri, kamu kurum ve kuruluşlarının diğer gizlilik dereceleri ile işlem yapabilmelerine engel değildir.

Maddenin ikinci fıkrasıyla uluslararası nitelik taşıyan gizlilik derecelerini haiz bilgi ve belgelerin karşılıklı olarak korunması amaçlanmaktadır.

Madde 6 – Madde ile Devlet sırrı olacak bilgi ve belgeyi belirleme yetkisine sahip olan makam ve kurullar sayılmakta, bu makam ve kurulların kendi görev alanlarında oluşan Devlet sırları konusunda tam yetkili oldukları vurgulanmaktadır. Bu makam ve kurulların dışında kalan mercilerin böyle bir yetkisi bulunmamaktadır. Şüphesiz, maddede gösterilen makam ve kurullar, bilgi ve belgenin Devlet sırrı olduğuna karar verebilmeleri için 3 üncü maddedeki koşulları dikkate alacaklardır.

Devlet sırrının yetkili makam ve kurulların daha alt kademelerinde oluşması söz konusu olduğunda, yetkili makam ve kurula ulaşmasına kadar geçecek sürede korunmasının sağlanması için bu alt kademeler tarafından da Devlet sırrı niteliği verilmesine olanak tanınmış, ancak bu durum gecikmesinde sakınca bulunan hâller için öngörülmüştür. Bu nedenle alt kademe 7 gün içinde asıl yetkili makam ve kurula Devlet sırrı niteliğini verdiği bilgi ve belgeyi ulaştırıp onayını almadığı takdirde, Devlet sırrı niteliği kendiliğinden kalkacak ve bilgi ve belgenin niteliği itibariyle taşıması gereken gizlilik derecesi yetkili makam ve kurul tarafından belirleninceye kadar “gizli” gizlilik derecesine göre işlem görecektir.

Bu şekilde, alt kademelerin yetkili makam ve kurulun bilgisi dışında Devlet sırrı niteliğinde bilgi ve belge oluşturmamaları ve bu bilgileri kendi uhdelerinde tutmamaları amaçlanmıştır.

Madde 7 – Tasarı ile 6 ncı maddede sayılan makam ve kurulların kendi görev alanlarına giren konularda, Devlet sırrı niteliğinde olmayan, ancak niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgi ve belgelere “gizli” gizlilik derecesi vermeye yetkili oldukları, aynı şekilde 4 üncü madde kapsamında ifade edilen kamu kurum ve kuruluşlarının da bu konuda yetkilendirildikleri öngörülmektedir.

Madde 8 – Bu Tasarı kapsamında “çok gizli” ve “gizli” olarak uygulanan gizlilik derecelerinin süreli veya süresiz olacağına maddede yer verilmiştir. Süreli olarak verilen gizlilik derecesi belge üzerinde gösterilmelidir.

Diğer taraftan gizlilik derecelerini ve bunların süresini belirleyen makam ve kurulun, gizlilik derecesini değiştirip kaldırmasının ve sürelerini değiştirmesinin her zaman mümkün olduğu maddede vurgulanmış, üst merciinin bu derece ve süreleri değiştirme ve kaldırma konusunda tam yetkili olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan, “çok gizli” ve “gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgelerin bu niteliklerini koruyup korumadığının tespiti için en geç iki yıllık sürelerle gözden geçirilmesi esastır. Bu gözden geçirme sonucu yetkili makam, gizlilik derecesini ve süresini değiştirip kaldırabilecektir.

Aksine bir karar alınmadığı sürece, “çok gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belge gizlilik derecesinin ilk verildiği tarihten itibaren 30 yıl, “gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belge ise 10 yıl sonunda bu niteliklerini kaybeder. İki yıllık sürelerle gözden geçirme işlemleri sırasında bu sürelerin uzatılması mümkündür.

5 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtildiği gibi uluslararası nitelik taşıyan gizlilik derecelerini haiz bilgi ve belgelerin süreleri de karşılıklılık esasına göre gözetilecektir.

Madde 9 – Maddede “çok gizli” ve “gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgeleri, görevinden dolayı öğrenen veya onu inceleyip uygulayan ve korumaktan sorumlu olanlar dışında kalan kişilerin, bu bilgi ve belgeleri herhangi bir şekilde bulduğu, öğrendiği takdirde derhal en yakın mülki amire veya kolluk kuvvetlerine, yurt dışında misyon şeflerine teslim etmek ya da bildirmekle yükümlü oldukları açıklanmaktadır. Maddede geçen derhal ibaresi, hâl ve icabın haklı kıldığı en kısa süreyi ifade etmektedir. Bu şekilde bildirilen ya da teslim edilen bilgi ve belgelerin geciktirilmeksizin ait olduğu makam ve kurula iletilmesi gerekmektedir.

Madde 10 – Maddede, bilgi ve belgelerin yargı organlarınca talep edilmesi hâlinde izlenecek yol belirtilmektedir. Buna göre Devlet sırrı niteliğinde olan ya da Türkiye Cumhuriyetinin güvenliği ve yüksek menfaatleri ile birlikte yabancı devletler ile uluslararası kuruluşlara ilişkin bulunan bilgi ve belgeler 6 ncı maddede sayılan kurum ve kurullarca gerekçesi açıklanarak verilmemesi mümkündür. Yargı organınca gerekçenin yeterli görülmemesi durumunda bilgi ve belgeyi göndermeyen kurum ve kurulun mevcutsa en üst amirine başvurarak talebini bir kez daha yinelemesi mümkün olmakla birlikte, bu merciinin de göndermeme kararı vermesi halinde, yargı organı mevcut delillere göre karar verecektir.

Buna karşın, “gizli” gizlilik dereceli bilgi, belge ve donanımların talep hâlinde yargı organlarına gönderilmesi esas olup, 7 nci maddede belirtilen makam ve kurullarca gönderilmemesi yönünde gösterilen gerekçenin yeterli bulunmaması durumunda, yargı organına teslim edilmesi zorunludur.

Maddede ayrıca, gönderilen bilgi ve belgelerin taraflara inceletilip inceletilmemesi hususunun, ilgili kanun hükümlerine tâbi olacağı da vurgulanmıştır.

Madde 11 – Maddede, 10 uncu madde hükümlerine göre yargı organlarına verilmesine karar verilen bilgi ve belgelerin yargı organına teslim edilme aşamasına kadar bilgi ve belgenin ait olduğu makam ve kurul tarafından, teslim edilme anından tekrar iade edilinceye kadar da yargı organı tarafından yetkisiz kişilerce elde edilmesini ve açıklanmasını önleyici her türlü tedbirin alınacağı hususu düzenlenmiştir.

Diğer taraftan yargı organlarına gönderilen “çok gizli” ve “gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgelerin teslim anından tekrar iade edilinceye kadar geçecek sürede bilmesi gerekenler dışındaki kişilerce öğrenilmemesi ve elde edilmemesi için ne şekilde korunacağının usul ve esaslarının yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmektedir.

Madde 12 – Madde ile Türk Ceza Kanunu ve diğer özel Kanunlara göre suç teşkil eden fiiller dışında kalan bu Kanuna aykırı fiillerin cezaî yaptırıma bağlanması amaçlanmaktadır. Fiilin taksirle işlenmesi hâli de maddede düzenlenmiştir.

Madde 13 – Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Başbakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikte gösterileceği öngörülmektedir.

Madde 14 – Yürürlük maddesidir.

Madde 15 – Yürütme maddesidir.

Ticari Sırlar Kanunu Tasarısı

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç ve Kapsam

Amaç
Madde 1-
Bu Kanunun amacı, iktisadî ve ticarî sektörler ile malî sektörde üretim, tüketim ve hizmet alanlarında faaliyet gösteren ticarî işletme ve şirketler, bankalar, sigorta şirketleri ve sermaye piyasası aracı kurumları ile bunlarla ticarî ilişkide bulunan müşterilerin; ticarî sır, banka sırrı ve müşteri sırrının açıklanması, verilmesi, kullanılması, korunması ve sınırlandırılmasına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.

Kapsam
Madde 2-
Bu Kanun, kamu veya özel sektöre ait ticarî işletmeler ve üretim faaliyetinde bulunan şirketler ile bankacılık, sigortacılık, malî ve sermaye piyasalarında faaliyet gösteren şirketlerin ticarî sırları, banka sırrı ve müşteri sırlarıyla ilgili bilgi, belge ve elektronik ortam kayıt ve verileri hakkında uygulanır.

İş görme sözleşmeleri uyarınca hizmet sunan serbest meslek mensuplarının meslek sırrı ile kamu hizmeti veren kamu kurumu ve kuruluşlarında çalışan memur ve diğer kamu görevlilerinin görev sırları hakkında özel ve genel kanunlardaki ilgili hükümler saklıdır.

Ticarî sır

Madde 3- Ticarî sır, bir ticarî işletme veya şirketin faaliyet alanı ile ilgili yalnızca belirli sayıdaki mensupları ve diğer görevlileri tarafından bilinen, elde edilebilen, rakiplerince bilinmemesi ve üçüncü kişilere ve kamuya açıklanmaması gereken işletme ve şirketin ekonomik hayattaki başarı ve verimliliği için büyük önemi bulunan; iç kuruluş yapısı ve organizasyonu, malî, iktisadî, kredi ve nakit durumu, araştırma ve geliştirme çalışmaları, faaliyet stratejisi, hammadde kaynakları, imalatının teknik özellikleri, fiyatlandırma politikaları, pazarlama taktikleri ve masrafları, pazar payları, toptancı ve perakendeci müşteri potansiyeli ve ağları, izne tâbi veya tâbi olmayan sözleşme bağlantılarına ilişkin bilgi, belge, elektronik ortamdaki kayıt ve verilerden oluşur.

Ticarî sır, bu Kanun ve diğer kanunlarda öngörülen esas ve sınırlamalara tâbi olmak kaydıyla açıklanamaz, kullanılamaz ve verilemez.

Banka sırrı

Madde 4- Banka sırrı, bankanın yönetim ve denetim organlarının üyeleri, mensupları ve diğer görevlileri tarafından bilinen malî, iktisadî, kredi ve nakit durumu ile ilgili bilgilerle bankanın müşteri potansiyeli, kredi verme, mevduat toplama, yönetim esasları, diğer bankacılık hizmet ve faaliyetleri, risk pozisyonlarına ilişkin her türlü bilgi, belge, elektronik ortam kayıt ve verilerinden oluşur.

Banka sırrı, bankanın yetkili organları ve görevlileri tarafından, bu Kanunda ve diğer kanunlarda öngörülen esas ve sınırlamalara tâbi olmak kaydıyla açıklanamaz, kullanılamaz ve verilemez.

Müşteri sırrı

Madde 5- Müşteri sırrı, ticarî işletme ve şirketlerin, bankaların, sigorta şirketlerinin, sermaye piyasasında ve malî sektör alanında faaliyette bulunan aracı kurum ve şirketlerin, kendi faaliyet alanlarıyla ilgili olarak müşteriyle ilişkilerinde, müşterinin şahsî, iktisadî, malî, nakit ve kredi durumuna ilişkin doğrudan veya dolayısıyla edindikleri tüm bilgi, belge, elektronik ortam kayıt ve verilerinden oluşur.

Müşteri sırrı, bu sır hakkında bilgi sahibi bulunan birinci fıkrada sayılan gerçek ve tüzel kişiler tarafından ancak, bu Kanunda ve diğer kanunlarda öngörülen esaslara göre belirlenmiş sınırlamalara tâbi olmak kaydıyla, yetkili kamu kurum, kuruluş ve kurullar ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine açıklanabilir ve verilebilir.

İKİNCİ BÖLÜM

Ticarî Sır, Banka Sırrı ve Müşteri Sırlarının Açıklanmasının Tâbi Olduğu İlke ve Sınırlamalar

Sırların açıklanmasına ilişkin ortak ilkeler

Madde 6- Bu Kanun kapsamında hükme bağlanan sırlara ilişkin olarak;

a- Kamuya mal olmuş herkes tarafından bilinen veya kanunlarda hükme bağlanmış açıklık ilkesi uyarınca resmî sicillerde veya bilançolar ile faaliyet raporlarında yer alan,

b- İlgili sır sahibinin açıkça muvafakati bulunan,

c- Kanunî yükümlülüğün ifası için gerekli olan,

bilgi ve belgelerin açıklanması, kullanılması ve verilmesi kanuna aykırılık teşkil etmez.

Taraflar arasındaki sözleşmelerde ticarî sır, banka sırrı ve müşteri sırlarının açıklanması, kullanılması ve verilmesine dair hükümler saklıdır.

Sırların verilmesini gerektiren durumlar

Madde 7- Bu Kanun kapsamına giren sırlar, yürütülen görev ve konuyla doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla;

a- Türkiye Büyük Millet Meclisinin gizli olarak yapılması gereken meclis araştırması ve meclis soruşturması oturumları ile meclis araştırması ve meclis soruşturması komisyonları toplantılarındaki müzakerelerde,

b- Adlî, idarî ve askerî yargıda görülmekte olan hukuk, idarî, vergi ve ceza davaları ile idarî, malî ve cezaî kovuşturma ve soruşturmalarda,

c- Çıkar amaçlı suç örgütlerinin mal varlığının tespiti ile kara paranın aklanmasının önlenmesine ilişkin inceleme, araştırma, soruşturma ve kovuşturmalarda,

d- Devlet adına gözetim ve denetim görevini yapan denetim elemanları ile bağımsız kurum ve kurulların gözetim, denetim, araştırma ve inceleme faaliyetlerinde,

e- Uluslararası adlî yardım işlemlerinde,

f- Diğer kanunlarda gösterilen hallerde,

verilir.

Sırlarının gizliliğine ilişkin karşılıklılık esası öngören uluslararası andlaşma hükümleri saklıdır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Ticarî Sır, Banka Sırrı ve Müşteri Sırlarının Açıklanmasını Talep Edebilecek
Resmî Makam, Kurum ve Kurullar İle Bu Açıklamaların Tabi Olacağı Usul ve Esaslar

Sırların açıklanmasını talep etmeye yetkili resmî makam, kurum ve kurullar
Madde 8-
Kanunun 3, 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenen sırların sahipleri; Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, Başbakanlık ve bakanlıklar ile her derecedeki mahkemeler, Cumhuriyet savcılıkları, icra ve iflâs daireleri, resmî makam, kamu kurum, kuruluş ve kurulları, bunların görevlendirdikleri denetim elemanları ile kişi ve kuruluşlara, yazılı talepleri üzerine, özel kanunlarında bu konuda yetkilerinin mevcut olup olmadığına bakılmaksızın, yetkileri varsa bu yetkileri de saklı kalmak ve yürütülen görevle doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla istenen, sır kapsamında bulunan veya bulunmayan bilgi, belge, elektronik ortam kayıt ve verilerini açıklamak ve vermekle yükümlüdürler.

Sır sahipleri, özel hukuk ilişki ve işlemlerinde Türk Medenî Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile İcra ve İflâs Kanunu hükümleri uyarınca, açıkça yetkili kılınan kişi ve mercilere yazılı talepleri üzerine yalnızca yürütülen görevle doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla, gerçek ve tüzel kişilerin ticarî, banka ve müşteri sırlarıyla ilgili belge, bilgi ve elektronik ortam kayıt ve verilerini açıklamak ve vermekle yükümlüdür.

Sırların açıklanmasını talep etmeye yetkili resmî makam, kamu kurum, kuruluş ve kurulları ile diğer kişi ve mercilerin sorumluluğu

Madde 9- Kanunun 8 inci maddesi uyarınca açıklanan sırları doğrudan veya dolayısıyla öğrenen kamu görevlileri ve diğer kişiler, bu sırları kanunen yetkili mercilerden başkasına ve üçüncü kişilere açıklayamaz, veremez ve kendisi veya başkalarının yararlarına kullanamazlar. Bu yükümlülük görevlerinden ayrılmalarından sonra da devam eder.

Soruşturma, kovuşturma ve yargılama sırasında öğrenilen sırlara ilişkin sorumluluk

Madde 10- Kanunun 8 inci maddesi uyarınca, soruşturma, kovuşturma, yargılama sırasında, icra ve iflâs takiplerinde, bu Kanunda öngörülen sırları doğrudan veya dolayısıyla öğrenen yargı mensupları, icra ve iflâs memurları, diğer görevliler, öğrendikleri sırları, kanunen yetkili mercilerden başkasına ve üçüncü kişilere açıklayamaz, veremez ve kendi veya başkalarının yararlarına kullanamaz. Bu yükümlülükler, görevlerinden ayrılmalarından sonra da devam eder.

Hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılan kişi tarafından açıklanan sırlar ile yargılama sırasında taraflarca iddia ve savunmaya ilişkin delil ve belge olarak açıklanan ve verilen ve icra ve iflâs takiplerinde elde edilen sırlarla ilgili belge, bilgi, elektronik ortam kayıt ve verilerin korunmasını sağlamak amacıyla, yargı mensupları, icra ve iflâs memurları ve diğer görevliler bu sırların gizliliği için her türlü tedbiri almakla yükümlüdürler.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Ceza Hükümleri

Resmî makam, kurum ve kurulların sırların açıklanması talebini yerine getirmeyen kişiler

Madde 11- Fiilleri ayrıca suç teşkil etse bile Kanunun 8 inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis ve birmilyar liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası verilir.

Sırları öğrenen kişiler ve makam sahipleri

Madde 12- Fiilleri ayrıca suç teşkil etse bile 9 uncu madde yükümlülüklerine aykırı olarak öğrendikleri sırları yetkili mercilerden başkasına veya üçüncü kişilere açıklayanlar veya verenler hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis, ikimilyar liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası verilir.

Yukarıda yazılı olan fiilleri kendileri veya başkalarının yararlarına işleyenler hakkında bu cezalar yarı oranında artırılarak hükmolunur.

Sırları öğrenen yargı mensupları ile icra ve iflâs memurları

Madde 13- Fiilleri ayrıca suç teşkil etse bile 10 uncu maddede yazılı yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere altı aydan bir yıla kadar hapis ve beşyüzmilyon liradan aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası verilir.

Yukarıda yazılı olan fiilleri kendileri veya başkalarının yararlarına işleyenler hakkında bu cezalar yarı oranında artırılarak hükmolunur.

Yürürlük

Madde 14- Bu Kanun hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 15- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

GENEL GEREKÇE

‘’Ticarî sırlar’’ üst kavramı altında mütalâa olunan ticarî sır, banka sırrı ve müşteri sırrı kavramları; ticarî, iktisadi, malî,para ve sermaye piyasalarında üretim ve hizmet alanlarında ticarî faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişi tacir ve şirketler ile bankaların, sigorta ve finansman şirketlerinin, sermaye piyasalarında faaliyet gösteren aracı kurumların kendi ticarî ve kredi itibarları açısından, sadece belirli ve sınırlı sayıdaki mensupları tarafından bilinen ve elde edilebilen, rakiplerince bilinmesini ve üçüncü kişilere ve kamuya açıklanmasını istemedikleri, gizli kalmasında ısrarlı oldukları ve hassas davrandıkları, malî, iktisadi, kredi ve nakit durumları, yönetim yapılarıyla ilgili belge ve bilgilerden oluşan hususlar; ticari işletmeler açısından “ticarî sır’’, bankalar açısından “banka sırrı-banka gizliliği’’ olarak ifade olunmaktadır. Bu ticari kurum ve şirketlerin, kendileriyle ticari ilişkide bulunan Müşterilerinin malî, kredi ve nakit durumları hakkında edindikleri bilgi ve belgelerden oluşan sırlar da ‘’müşteri sırrı’’ olarak tanımlanmaktadır

Kişilik hakları; kişinin maddi ve manevi bütünlüğü ile ticari kredi, itibar ve güvenle ilgili ekonomik değerlerinden oluşmaktadır. Bu kişilik hak ve değerlerin korunması kapsamında ticarî, banka ve müşteri sırlarının da korunması, saklanması, başkaları tarafından bilinmemesi ilgili ticari işletmeler, şirketler, bankalar ve bunların müşterileri açısından büyük ve hayati önem arz etmektedir.

Batılı ülkelerin çoğunluğunda; ticarî sır, banka sırrı ve müşteri sırlarının; ticarî, iktisadi, malî ve sermaye piyasalarında, şeffaflığın sağlanmasına, kayıt dışı ekonominin, haksız mal edinmenin ve karapara aklanmasının önlenmesine, çıkar amaçlı suç örgütleriyle mücadele, mensuplarının takibine ilişkin tedbirlerle doğrudan ve dolayısıyla bağlantılı olarak, yetkili makam, kamu kurum, kuruluş ve kurulları ile yargı organları ve icra makamlarının görev alanları ile ilgili talepleri dışında, başkalarına ve üçüncü kişilere açıklanmasına,bunlarca kullanılmasına ve bunlara verilmesine ilişkin doğrudan özel bir çerçeve bir bulunmamakla beraber, genel ve özel kanunlarındaki münferit hükümlerle müsaade olunmamıştır. Ülkemizde de halen yürürlükte olan genel ve özel kanunlarımızın münferit hükümlerinde; ticari sırlar, görev sırrı ve meslek sırlarıyla ilgili düzenlemeler mevcuttur. Ancak bu hükümlerin yeterli olmadığı, uygulamada çoğu zaman karışıklığa ve tereddütlere yol açtığı yaşanan olaylarla sabittir ve görülmüştür. Bu nedenle yukarıda sözü edilen amaçlara ulaşmak ve AB normlarıyla da paralel yasal bir düzenleme yapmak için, Ticari sırlara ilişkin bir çerçeve Kanunun yürürlüğe konulması zarureti doğmuştur.

Ticarî sır, banka sırrı ve müşteri sırları ile resmî görev sırrı ve meslek sırlarının gizliliği, bunları kaldıran durumlar, mevzuatımızda, bu konularda ilgili özel ve genel kanunların münferit hükümlerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere rağmen özellikle ticarî sır, banka ve müşteri sırlarının gizliliği ilkesi, bu gizliliğin ortadan kalkmasını gerektiren hallerin tesbitinin, uygulamada sık sık olumlu veya olumsuz yönde sorunlar yarattığı, herkes tarafından bilinen ve hukuki açıdan çözüm aranan konular olduğu hususu fiili bir gerçek olarak genel kabul görmüş bulunmaktadır. Örneğin ticarî sır, banka sırrı ve müşteri sırrı olduğu öne sürülerek sorumlu, yetkili makamların, bilgi ve belge taleplerine olumlu cevap verilmediği, bu suretle haksız mal edinmelerin ve büyük miktarlardaki kredi ve rüşvet yolsuzluklarının açıklığa kavuşturulamadığı kamuoyunca da bilinen ve kınanan durumlardır.

Kanun Tasarısı ile kamuoyunda sözü geçen olumsuz düşünceyi bir ölçüde ortadan kaldırabilmek için, bu sırlarla ilgili özel ve genel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, tanımların yapılması, açıklanması, kullanılması ve verilmesinin tâbi olduğu ve ortadan kaldıran ilkelerin tespiti, sırların gizliliği veya açıklanması yasağını ortadan kaldıran hâllerin neler olduğunun, sırların açıklanmasının tâbi olacağı usul ve esasların kanunen belirlenmesi, sırları öğrenen resmî makam ve kuruluşların, yargı organı mensuplarının yükümlülükleri; bunlara aykırı davranılması hâllerinde, bu fiilleri işleyenlerin cezaî sorumluluklarının yasa ile açıkca düzenlenmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de, işbu ‘’Ticarî Sırlar Hakkında Kanun Tasarısı ‘’ hazırlanmıştır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1- Maddeyle Kanunun amacı düzenlenmiştir.

Madde 2- Maddeyle bu Kanunun, kamu veya özel sektöre ait ticarî işletmeler ve üretim faaliyetinde bulunan şirketler ile bankacılık, sigortacılık, malî ve sermaye piyasalarında faaliyet gösteren şirketlerin ticarî sırları, banka sırrı ve müşteri sırlarıyla ilgili bilgi, belge ve elektronik ortam kayıt ve verileri hakkında uygulanacağı düzenlenerek maddenin kapsamı belirlenmiştir. Ayrıca, iş görme sözleşmeleri uyarınca hizmet sunan serbest meslek mensuplarının meslek sırrı ile kamu hizmeti veren kamu kurumu ve kuruluşlarında çalışan memur ve diğer kamu görevlilerinin görev sırları hakkında özel ve genel kanunlardaki ilgili hükümlerin bu Kanun kapsamında olmadığı düzenlenmiştir.

Madde 3- Maddeyle ticari sırlar kapsamında olan ticari sırrın tanımı yapılmıştır.

Madde 4- Maddeyle ticari sırlar kapsamında olan banka sırrının tanımı yapılmıştır.

Madde 5- Maddeyle ticari sırlar kapsamında olan müşteri sırrının tanımı yapılmıştır.

Madde 6- Maddeyle açıklanması kullanılması ve verilmesi kanuna aykırılık teşkil etmeyecek bilgi ve belgeler düzenlenmiş ve taraflar arasındaki sözleşmelerde ticarî sır, banka sırrı ve müşteri sırlarının açıklanması, kullanılması ve verilmesine dair hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.

Madde 7 – Sırların hangi durumlarda verilmesi gerektiği düzenlenmiş ve sırların gizliliğine ilişkin karşılıklılık esası öngören uluslararası andlaşma hükümlerinin saklı olduğu hüküm altına alınmıştır.

Madde 8- Maddeyle sırların açıklanmasını talep etmeye yetkili resmi makam, kurum ve kurullar tek tek sayılarak bunların yazılı talepleri üzerine, özel kanunlarında bu konuda yetkilerinin mevcut olup olmadığına bakılmaksızın, yetkileri varsa bu yetkileri de saklı kalmak ve yürütülen görevle doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla istenen, sır kapsamında bulunan veya bulunmayan bilgi, belge, elektronik ortam kayıt ve verilerinin açıklanması ve verilmesi zorunlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, maddeye göre sır sahipleri, özel hukuk ilişki ve işlemlerinde Türk Medenî Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile İcra ve İflâs Kanunu hükümleri uyarınca, açıkça yetkili kılınan kişi ve mercilere yazılı talepleri üzerine yalnızca yürütülen görevle doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla, gerçek ve tüzel kişilerin ticarî, banka ve müşteri sırlarıyla ilgili belge, bilgi ve elektronik ortam kayıt ve verilerini açıklamak ve vermekle yükümlüdür.

Madde 9- Maddeyle, sırları doğrudan veya dolayısıyla öğrenen kamu görevlileri ve diğer kişilerin, bu sırları kanunen yetkili mercilerden başkasına ve üçüncü kişilere açıklayamayacakları, veremeyecekleri ve kendisi veya başkalarının yararlarına kullanamayacakları düzenlenmiş ve bu yükümlülüğün görevlerinden ayrılmalarından sonra da devam edeceği kabul edilmiştir.

Madde 10- Maddeyle, soruşturma, kovuşturma, yargılama sırasında, icra ve iflâs takiplerinde, sırları doğrudan veya dolayısıyla öğrenen yargı mensupları, icra ve iflâs memurları, diğer görevlilerin, öğrendikleri sırları, kanunen yetkili mercilerden başkasına ve üçüncü kişilere açıklayamayacakları, veremeyecekleri ve kendi veya başkalarının yararlarına kullanamayacakları düzenlenmiş ve bu yükümlülüklerinin, görevlerinden ayrılmalarından sonra da devam edeceği kabul edilmiştir.

Madde 11- Maddeyle, yetkili resmi makam, kurum ve kurulların sırların açıklanması talebini yerine getirmeyen kişiler için hapis ve para cezası kabul edilmiştir.

Madde 12- Maddeyle, öğrendikleri sırları yetkili mercilerden başkasına veya üçüncü kişilere açıklayanlar veya verenler hakkında hapis veya para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.

Madde 13- Sırları öğrenen yargı mensuplarının sırrı saklama yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda hapis ve para cezasına çarptırılacağı kabul edilmiştir.

Madde 14- Yürürlük maddesidir.

Madde 15- Yürütme maddesidir.

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Sayı: 4982

Kanun No: 4982
Kabul Tarihi : 9.10.2003

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç
MADDE 1.- Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.

Kapsam
MADDE 2.- Bu Kanun; kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinde uygulanır.
1.11.1984 tarihli ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun hükümleri saklıdır.

Tanımlar
MADDE 3.- Bu Kanunda geçen;

a) Kurum ve kuruluş: Bu Kanunun 2 nci maddesinde geçen ve kapsama dahil olan bilgi edinme başvurusu yapılacak bütün makam ve mercileri,
b) Başvuru sahibi: Bu Kanun kapsamında bilgi edinme hakkını kullanarak kurum ve kuruluşlara başvuran gerçek ve tüzel kişileri,
c) Bilgi: Kurum ve kuruluşların sahip oldukları kayıtlarda yer alan bu Kanun kapsamındaki her türlü veriyi,
d) Belge: Kurum ve kuruluşların sahip oldukları bu Kanun kapsamındaki yazılı, basılı veya çoğaltılmış dosya, evrak, kitap, dergi, broşür, etüt, mektup, program, talimat, kroki, plân, film, fotoğraf, teyp ve video kaseti, harita, elektronik ortamda kaydedilen her türlü bilgi, haber ve veri taşıyıcılarını,
e) Bilgi veya belgeye erişim: İstenen bilgi veya belgenin niteliğine göre, kurum ve kuruluşlarca, başvuru sahibine söz konusu bilgi veya belgenin bir kopyasının verilmesini, kopya verilmesinin mümkün olmadığı hâllerde, başvuru sahibinin bilgi veya belgenin aslını inceleyerek not almasına veya içeriğini görmesine veya işitmesine izin verilmesini,
f) Kurul: Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunu,

İfade eder.

İKİNCİ BÖLÜM
Bilgi Edinme Hakkı ve Bilgi Verme Yükümlülüğü

Bilgi edinme hakkı
MADDE 4.- Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir.

Türkiye’de ikamet eden yabancılar ile Türkiye’de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alanlarıyla ilgili olmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri saklıdır.

Bilgi verme yükümlülüğü
MADDE 5.- Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.
Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Bilgi Edinme Başvurusu

Başvuru usulü
MADDE 6.- Bilgi edinme başvurusu, başvuru sahibinin adı ve soyadı, imzası, oturma yeri veya iş adresini, başvuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin unvanı ve adresi ile yetkili kişinin imzasını ve yetki belgesini içeren dilekçe ile istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum veya kuruluşa yapılır. Bu başvuru, kişinin kimliğinin ve imzasının veya yazının kimden neşet ettiğinin tespitine yarayacak başka bilgilerin yasal olarak belirlenebilir olması kaydıyla elektronik ortamda veya diğer iletişim araçlarıyla da yapılabilir.
Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açıkça belirtilir.
İstenecek bilgi veya belgenin niteliği

MADDE 7.- Bilgi edinme başvurusu, başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olmalıdır.

Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler.

İstenen bilgi veya belge, başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunuyorsa, başvuru dilekçesi bu kurum ve kuruluşa gönderilir ve durum ilgiliye yazılı olarak bildirilir.

Yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgeler
MADDE 8.- Kurum ve kuruluşlarca yayımlanmış veya yayın, broşür, ilân ve benzeri yollarla kamuya açıklanmış bilgi veya belgeler, bilgi edinme başvurularına konu olamaz. Ancak, yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgelerin ne şekilde, ne zaman ve nerede yayımlandığı veya açıklandığı başvurana bildirilir.

Gizli bilgileri ayırarak bilgi veya belge verme
MADDE 9.- İstenen bilgi veya belgelerde, gizlilik dereceli veya açıklanması yasaklanan bilgiler ile açıklanabilir nitelikte olanlar birlikte bulunuyor ve bunlar birbirlerinden ayrılabiliyorsa, söz konusu bilgi veya belge, gizlilik dereceli veya açıklanması yasaklanan bilgiler çıkarıldıktan sonra başvuranın bilgisine sunulur. Ayırma gerekçesi başvurana yazılı olarak bildirilir.

Bilgi veya belgeye erişim
MADDE 10.- Kurum ve kuruluşlar, başvuru sahibine istenen belgenin onaylı bir kopyasını verirler.
Bilgi veya belgenin niteliği gereği kopyasının verilmesinin mümkün olmadığı veya kopya çıkarılmasının aslına zarar vereceği hâllerde, kurum ve kuruluşlar ilgilinin;

a) Yazılı veya basılı belgeler için, söz konusu belgenin aslını incelemesi ve not alabilmesini,
b) Ses kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları dinleyebilmesini,
c) Görüntü kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları izleyebilmesini,

sağlarlar.

Bilgi veya belgenin yukarıda belirtilenlerden farklı bir şekilde elde edilmesi mümkün ise, belgeye zarar vermemek koşuluyla bu olanak sağlanır.
Başvurunun yapıldığı kurum ve kuruluş, erişimine olanak sağladığı bilgi veya belgeler için başvuru sahibinden erişimin gerektirdiği maliyet tutarı kadar bir ücreti bütçeye gelir kaydedilmek üzere tahsil edebilir.

Bilgi veya belgeye erişim süreleri
MADDE 11.- Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi onbeş iş günü içinde sağlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması; başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekmesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu ilgilendirmesi durumlarında bilgi veya belgeye erişim otuz iş günü içinde sağlanır. Bu durumda, sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru sahibine yazılı olarak ve onbeş iş günlük sürenin bitiminden önce bildirilir.
10 uncu maddede belirtilen bilgi veya belgelere erişim için gereken maliyet tutarının idare tarafından başvuru sahibine bildirilmesiyle onbeş iş günlük süre kesilir. Başvuru sahibi onbeş iş günü içinde ücreti ödemezse talebinden vazgeçmiş sayılır.

Başvuruların cevaplandırılması
MADDE 12.- Kurum ve kuruluşlar, bilgi edinme başvurularıyla ilgili cevaplarını yazılı olarak veya elektronik ortamda başvuru sahibine bildirirler. Başvurunun reddedilmesi hâlinde bu kararın gerekçesi ve buna karşı başvuru yolları belirtilir.

İtiraz usulü
MADDE 13.- Bilgi edinme istemi 16 ve 17 nci maddelerde öngörülen sebeplerle reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde Kurula itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını otuz iş günü içinde verir. Kurum ve kuruluşlar, Kurulun istediği her türlü bilgi veya belgeyi onbeş iş günü içinde vermekle yükümlüdürler.
Kurula itiraz, başvuru sahibinin idarî yargıya başvurma süresini durdurur.

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu
MADDE 14.- Bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazlar üzerine, 16 ve 17 nci maddelerde öngörülen sebeplere dayanılarak verilen kararları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere; Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur.

Kurul; birer üyesi Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi kurumları içinden önerecekleri ikişer aday, birer üyesi ceza hukuku, idare hukuku ve anayasa hukuku alanlarında profesör veya doçent unvanına sahip kişiler, bir üyesi Türkiye Barolar Birliğinin baro başkanı seçilme yeterliliğine sahip kişiler içinden göstereceği iki aday, iki üyesi en az genel müdür düzeyinde görev yapmakta olanlar ve bir üyesi de Adalet Bakanının önerisi üzerine bu Bakanlıkta idarî görevlerde çalışan hâkimler arasından Bakanlar Kurulunca seçilecek dokuz üyeden oluşur.
Kurul üyeliğine önerilen adayların muvafakatları aranır.
Kurul Başkanı, kurul üyelerince kendi aralarından seçilir.
Kurul, en az ayda bir defa veya ihtiyaç duyulduğu her zaman Başkanın çağrısı üzerine toplanır.
Kurul üyelerinin görev süreleri dört yıldır. Görev süresi sona erenler yeniden seçilebilirler. Görev süresi dolmadan görevinden ayrılan üyenin yerine aynı usule göre seçilen üye, yerine seçildiği üyenin görev süresini tamamlar. Yeni seçilen Kurul göreve başlayıncaya kadar önceki Kurul görevine devam eder.

Kurul üyelerine 10.2.1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla fiilen görev yaptıkları her gün için uhdesinde kamu görevi bulunanlara (1000), uhdesinde kamu görevi bulunmayanlara ise (2000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir. Bu ödemelerde damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılmaz.
Kurul, belirleyeceği konularda komisyonlar ve çalışma grupları kurabilir; ayrıca gerekli gördüğü takdirde, ilgili bakanlık ile diğer kurum ve kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini bilgi almak üzere toplantılarına katılmaya davet edebilir.
Kurulun sekretarya hizmetleri Başbakanlık tarafından yerine getirilir.
Kurulun görev ve çalışmalarına ilişkin esas ve usuller Başbakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Bilgi Edinme Hakkının Sınırları

Yargı denetimi dışında kalan işlemler
MADDE 15.- Yargı denetimi dışında kalan idarî işlemlerden kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu etkileyecek nitelikte olanlar, bu Kanun kapsamına dahildir. Bu şekilde sağlanan bilgi edinme hakkı işlemin yargı denetimine açılması sonucunu doğurmaz.

Devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 16.- Açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.

Ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 17.- Açıklanması ya da zamanından önce açıklanması hâlinde, ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

İstihbarata ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 18.- Sivil ve askerî istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.
Ancak, bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı kapsamı içindedir.

İdarî soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 19.- Kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince yürütülen idarî soruşturmalarla ilgili olup, açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;

a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak,
b) Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini tehlikeye sokacak,
c) Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürecek,
d) Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin edilmesini güçleştirecek,

bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

Adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 20.- Açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;

a) Suç işlenmesine yol açacak,
b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,
c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,
d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek,

Nitelikteki bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6.1.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve diğer özel kanun hükümleri saklıdır.

Özel hayatın gizliliği
MADDE 21.- Kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.

Kamu yararının gerektirdiği hâllerde, kişisel bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluşlar tarafından, ilgili kişiye en az yedi gün önceden haber verilerek yazılı rızası alınmak koşuluyla açıklanabilir.

Haberleşmenin gizliliği
MADDE 22.- Haberleşmenin gizliliği esasını ihlâl edecek bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

Ticarî sır
MADDE 23.-
Kanunlarda ticarî sır olarak nitelenen bilgi veya belgeler ile, kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek veya tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticarî ve malî bilgiler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

Fikir ve sanat eserleri
MADDE 24.-
Fikir ve sanat eserlerine ilişkin olarak yapılacak bilgi edinme başvuruları hakkında ilgili kanun hükümleri uygulanır.

Kurum içi düzenlemeler
MADDE 25.-
Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır.

Kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiyeler
MADDE 26.-
Kurum ve kuruluşların faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüş, bilgi notu, teklif ve tavsiye niteliğindeki bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluş tarafından aksi kararlaştırılmadıkça bilgi edinme hakkı kapsamındadır.
Bilimsel, kültürel, istatistik, teknik, tıbbî, malî, hukukî ve benzeri uzmanlık alanlarında yasal olarak görüş verme yükümlülüğü bulunan kişi, birim ya da kurumların görüşleri, kurum ve kuruluşların alacakları kararlara esas teşkil etmesi kaydıyla bilgi edinme istemlerine açıktır.

Tavsiye ve mütalaa talepleri
MADDE 27.-
Tavsiye ve mütalaa talepleri bu Kanun kapsamı dışındadır.

Gizliliği kaldırılan bilgi veya belgeler
MADDE 28.-
Gizliliği kaldırılmış olan bilgi veya belgeler, bu Kanunda belirtilen diğer istisnalar kapsamına girmiyor ise, bilgi edinme başvurularına açık hâle gelir.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler

Ceza hükümleri
MADDE 29.-
Bu Kanunun uygulanmasında ihmâli, kusuru veya kastı bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında, işledikleri fiillerin genel hükümler çerçevesinde ceza kovuşturması gerektirmesi hususu saklı kalmak kaydıyla, tâbi oldukları mevzuatta yer alan disiplin cezaları uygulanır.
Bu Kanunla erişilen bilgi ve belgeler ticarî amaçla çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

Rapor düzenlenmesi
MADDE 30.-
Kurum ve kuruluşlar, bir önceki yıla ait olmak üzere;

a) Kendilerine yapılan bilgi edinme başvurularının sayısını,
b) Olumlu cevaplanarak bilgi veya belgelere erişim sağlanan başvuru sayısını,
c) Reddedilen başvuru sayısı ve bunların dağılımını gösterir istatistik bilgileri,
d) Gizli ya da sır niteliğindeki bilgiler çıkarılarak ya da bu nitelikteki bilgiler ayrılarak bilgi veya belgelere erişim sağlanan başvuru sayısını,
e) Başvurunun reddedilmesi üzerine itiraz edilen başvuru sayısı ile bunların sonuçlarını,

gösterir bir rapor hazırlayarak, bu raporları her yıl Şubat ayının sonuna kadar Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna gönderirler. Bağlı, ilgili ve ilişkili kamu kurum ve kuruluşları raporlarını bağlı, ilgili ya da ilişkili oldukları bakanlık vasıtasıyla iletirler. Kurul, hazırlayacağı genel raporu, söz konusu kurum ve kuruluşların raporları ile birlikte her yıl Nisan ayının sonuna kadar Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderir. Bu raporlar takip eden iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca kamuoyuna açıklanır.

Yönetmelik
MADDE 31.-
Bu Kanunun uygulanması ile ilgili esas ve usullerin belirlenmesine ilişkin yönetmelik, Kanunun yayımını takip eden altı ay içinde Başbakanlık tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulur.

Yürürlük
MADDE 32.-
Bu Kanun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 33.-
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

B.E.H Kanunu Tasarıları ile Avrupa Birliği Uyum ve Adalet Komisyonları Raporları (1/632) (1)

Dönem : 22 Yasama Yılı : 1

T.B.M.M. (S. Sayısı : 248)

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Adalet Komisyonları Raporları (1/632)

Not : Tasarı, Başkanlıkça Avrupa Birliği Uyum, Anayasa ve Adalet Komisyonlarına havale edilmiştir.

T.C.
Başbakanlık 25.6.2003
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-603-2886
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 10.6.2003 tarihinde kararlaştırılan “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.

Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan

GENEL GEREKÇE

29.11.2002 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Hükümet Programında “Bilgi edinme hakkı, toplumun bütün kesimlerinde yaygınlaştırılacak ve bunu sağlamak için Vatandaşın Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çıkarılacaktır.” hükmüne yer verilmiştir.

Anayasada vatandaşın bilgi edinmesi ile bilgi edinme hakkının sınırlanmasına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, Anayasanın 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasında düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin hangi ölçülere göre sınırlandırılabileceği gösterilirken “Bu hürriyetlerin kullanılması …Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması … amaçlarıyla sınırlanabilir.” denilmiş, 28 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanların veya bastıranların veya aynı amaçla, basanların, başkasına verenlerin bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olacakları açıklanmıştır.

Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün gereklerinden olan bilgi edinme hakkı, bireylere daha yakın bir yönetimi, halkın denetimine açıklığı, şeffaflığı sağlama işlevlerinin yanı sıra halkın Devlete karşı duyduğu kamu güvenini daha yüksek düzeylere çıkarmada önemli bir rol oynamaktadır. Kullanılan bu hak sayesinde hem halkın Devleti denetimi kolaylaşmakta hem de Devletin demokratik karakteri güçlenmektedir.
Bilindiği üzere, kamu kurum ve kuruluşlarında açıklık ve şeffaflık kavramı, olumsuz olarak görülen gizlilik kavramının giderilmesi ile yönetilenlerin yönetenlerin işlem ve faaliyetlerini denetlemesinin sağlanması düşünceleri üzerine ortaya çıkmıştır. Demokratik ülkelerde, bilgi edinme özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bağlamında vazgeçilmez temel haklardan biri olarak kabul edilmektedir.

Şeffaflık ve gizliliğin iki yönü bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, kurum ve kuruluşların “bilgi verme ödevi”, ikincisi ise, vatandaşların “bilgi edinme hakkı”dır.

Kurum ve kuruluşlar; bilgi edinme hakkının kullanılması konusunda yapılan başvuruları cevaplandırmak, bilgi veya belgeye erişimde gereken kolaylıkları sağlamak yoluyla şeffaf yönetimin sağlanmasına katkıda bulunabilirler.

Kamu kaynaklarıyla üretilen ve hiçbir gizliliği olmayan bilgilere erişimin gereksiz yere kısıtlanmaması, vatandaşların, kendileriyle ilgili bilgilere kolayca erişiminin sağlanması ve kamusal hizmetle yükümlü kurum ve kuruluşların çalışmalarını görmesini, izlemesini, bilgilenmesini sağlamak amacıyla bilgi edinme hakkının kullanılmasının sınırlarını da belirlemek gerekmektedir.
Bilgi edinme hakkını belirlerken göz ardı edilmemesi gereken iki husus, kamusal gizlilik ve kişisel gizliliktir. Söz konusu kavramlar bilgi edinme hakkının tanıdığı serbestinin sınırlarını belirlemektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8 inci maddesinin ilk fıkrasında kişinin özel ve aile hayatı, konut dokunulmazlığı ve muhaberatın gizliliği bir insan hak ve hürriyeti olarak kabul edilmiştir. İkinci fıkrada, bu hak ve hürriyetlere getirilebilecek sınırlamalar, “Bu hakların kullanılmasına resmî bir makamın müdahalesi demokratik bir toplumda ancak millî güvenlik, kamu huzuru, ülkenin iktisadî refahı, düzenin korunması için zorunlu ölçüde, kanunun izin vermesi şartıyla gerçekleşebilir” şeklinde genel bir ifade ile açıklanmıştır.

Tasarı ile;

– Herkesin bilgi edinme hakkını kullanabileceği kuralının yanında yabancı gerçek ve tüzel kişilere de belirli şartlar çerçevesinde bu hak tanınmıştır.
– Bilgi edinme hakkının kullanılmasında kurum ve kuruluşların ne şekilde hareket etmeleri gerektiği belirli usul ve sürelere bağlı tutulmuştur.
– Bilgi edinme hakkının kullanılmasına yönelik başvuruların Devlet sırrı veya Devletin ekonomik menfaatlerine ilişkin bilgi veya belgelerden olması nedeniyle reddedilmesi hâlinde ilgililerin Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna itiraz etmesine ilişkin düzenleme getirilmiştir. Ayrıca, bilgi edinme başvurusu reddedilen başvuru sahibi, genel hükümler uyarınca idarî yargıda dava açabilecektir.
– Bilgi edinme hakkının sınırları belirlenmiş ve açıklanması hâlinde kamunun zarar görebileceği bilgi veya belgeler ile kişilerin zarar görebileceği bilgi veya belgeler,

kanun kapsamı dışında tutulmuştur.

Tasarı, Avrupa Birliğinin konu ile ilgili mevzuatı da dikkate alınmak suretiyle, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak, kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmasına ilişkin esas ve usullerin belirlenmesi amacıyla hazırlanmıştır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. – Madde ile; Kanunun amacı belirtilmektedir. Açıklığın ilke olarak benimsendiği, gizliliğin ise istisna kabul edildiği demokratik yönetimlerin bir çoğunda düzenlenen bilgi edinme hakkının, ne şekilde, hangi şartlar ve sınırlamalar altında, ne gibi usuller izlenerek kullanılacağının belirlenmesi Kanunun amacını oluşturmaktadır.

Madde 2. – Maddede Kanunun kapsamı belirlenmektedir. Bilgi edinme hakkının bir gereği olarak, bu Kanun ve diğer kanunlardaki sınırlamalar saklı kalmak üzere hiçbir kamu kurum ve kuruluşu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun faaliyetlerinin kapsam dışı kalmaması amaçlanmıştır.

Madde 3. – Maddede Kanunda geçen bazı terimlerin tanımlarına yer verilmektedir.

Madde 4. – Maddede, herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğu belirtilmiş; yabancı gerçek ve tüzel kişilerin bilgi edinme hakkından yararlanmalarına ilişkin şartlara yer verilmiştir.
Madde ile amaçlanan, Türk vatandaşlarının ve Türk hukukuna göre kurulmuş olan tüzel kişilerin herhangi bir şarta tâbi olmadan bu haktan yararlanmalarıdır. Türkiye’de ikamet eden yabancılar ile Türkiye’de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler ise isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alanlarıyla ilgili olmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde bu Kanun hükümlerinden yararlanacaklardır.

Madde 5. – Madde ile; kurum ve kuruluşların sadece bu Kanunda yer alan istisnalar ile diğer kanunlara göre açıklanması yasak olanlar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmalarının sağlanması değil, aynı zamanda bilgi edinme hakkının en verimli şekilde kullanılabilmesi için her türlü tedbiri almalarının sağlanması öngörülmektedir.

Madde 6. – Madde ile; bilgi edinme başvurusunda bulunma usulü düzenlenmiştir. Başvuru sahiplerinin bu maddede belirtilen bir takım şekli şartları yerine getirmeleri yeterli olup, bilgi edinme haklarını kullanırken herhangi bir gerekçe göstermelerine gerek bulunmamaktadır.

Madde 7. – Maddede, istenecek bilgi veya belgenin niteliği belirtilerek, hangi şartlarda başvurana olumsuz cevap verilebileceği ve istenen bilgi veya belgenin başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunması hâlinde yapılması gerekenler açıklanmıştır.
Bilgi edinme başvurularının, ancak başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olması gerektiği şüphesizdir. Yine de başvuru sahipleri tarafından bu kuralın aksine bir başvuru yapılmışsa ve istenen bilgi veya belge başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunuyorsa, maddenin üçüncü fıkrasıyla başvurulan kurum ve kuruluşa, başvuru dilekçesini istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum ve kuruluşa gönderme ve durumu ilgiliye yazılı olarak bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Amaçlanan, bilgi edinme başvurusunu etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmaktır.

Madde 8. – Maddede, yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgelerin bilgi edinme başvurularına konu olamayacağı ifade edilmiştir. Kurum ve kuruluşlar bu tür başvurulara olumsuz cevap verebilecek; ancak, yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgelere nasıl ulaşılabileceğini başvurana bildireceklerdir.

Madde 9. – Maddede, istenen bilgi veya belgelerde gizlilik dereceli veya kanunlarında açıklanması yasaklanan bilgiler ile açıklanabilir nitelikte olanların birlikte bulunması ve bunların birbirlerinden ayrılabiliyor olması halinde, bilgi veya belge verme usulü düzenlenmiştir.
Açıklık kural, gizlilik istisna olduğundan, istenen bilgi veya belgelerde gizlilik dereceli veya kanunlarında açıklanması yasaklanan bilgiler ile açıklanabilir nitelikte olanların birlikte bulunması hâlinde, başvuru sahibine olumsuz cevap verilmesinin önüne geçilmek istenmiştir. Eğer bu bilgiler, birbirlerinden ayrılabiliyorsa istem konusu bilgi veya belge, gizlilik dereceli veya açıklanması yasaklanan bilgiler çıkarıldıktan sonra başvuranın bilgisine sunulacak ve ayırma gerekçesi başvurana yazılı olarak bildirilecektir.

Madde 10. – Maddede, bilgi veya belgeye erişim usulleri gösterilmiştir. Bilgi edinme hakkının tam olarak kullanılabilmesinin sağlanması amacıyla bilgi veya belgeye erişimin her türlü şekli maddede belirtilmiştir. Bilgi veya belgenin belirtilenlerden farklı bir şekilde elde edilmesinin mümkün olması hâlinde “belgeye zarar vermemek koşuluyla bu olanak sağlanır.” denmek suretiyle erişim önündeki engeller kaldırılmak istenmiştir.
Tahsil edilecek ücretin, erişimin gerektirdiği maliyet tutarı kadar olacağı belirtilerek hem başvuru sahiplerinin hem de kurum ve kuruluşların ek bir maddi yük altına girmelerinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

Madde 11. – Maddede, bilgi veya belgeye erişim süreleri açıklanmıştır. Süreler Avrupa Birliğinin konuyla ilgili mevzuatına paralel biçimde onbeş ve otuz iş günü olarak belirlenmiştir. Aslolan bilgi veya belgeye erişimi onbeş iş günü içinde sağlamaktır. Ancak, maddede belirtilen şartların varlığı halinde erişim otuz iş günü içinde sağlanabilecek, fakat sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru sahibine onbeş iş günlük sürenin bitiminden önce yazılı olarak bildirilecektir.

Maddenin ikinci fıkrasında bilgi veya belgelere erişimin gerektirdiği maliyet tutarının başvuru sahibine bildirilmesiyle onbeş iş günlük sürenin kesileceği ve onbeş iş günü içerisinde ücreti ödemeyen başvuru sahibinin talebinden vazgeçmiş sayılacağı belirtilmiştir.

Madde 12. – Maddede, kurum ve kuruluşların bilgi edinme başvurularıyla ilgili cevaplarını başvuru sahibine yazılı olarak bildirecekleri belirtilmiştir. Başvurunun reddi durumundaysa kurum ve kuruluşlara, ret kararının gerekçesini ve bu karara karşı başvuru yollarını belirtme yükümlülüğü getirilerek, bilgi edinme hakkının kullanımının bundan sonraki aşamalarında başvuru sahiplerine yol gösterilmesi amaçlanmıştır.

Madde 13. – Maddede, bilgi edinme başvurusu, istenen bilgi veya belgelerin Devlet sırrı veya Devletin ekonomik menfaatlerine ilişkin bilgi veya belgelerden olması nedeniyle reddedilen başvuru sahibinin Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna itiraz edebileceği belirtilmiş, itiraz usulü gösterilmiş ve Kurula itirazın başvuru sahibinin idarî yargıya başvurma süresini durduracağı belirtilmiştir.

Madde 14. – Madde ile, bilgi edinme başvurusuyla ilgili olarak ve istenen bilgi veya belgelerin Devlet sırrı veya Devletin ekonomik menfaatlerine ilişkin olması sebeplerine dayanılarak verilen ret kararlarını itiraz üzerine incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulmuş, Kurul üyelerinin seçimi, görev süresi ve özlük haklarına ilişkin düzenlemeler getirilmiş, Kurulun belirleyeceği konularda komisyonlar ve çalışma grupları kurabileceği; gerekli gördüğü takdirde ilgili bakanlık ile diğer kurum ve kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini bilgi almak üzere toplantılarına katılmaya davet edebileceği belirtilmiş, Kurulun; sekretarya hizmetlerinin Adalet Bakanlığınca yerine getirileceği, görev ve çalışmalarına ilişkin esas ve usullerin anılan Bakanlıkça hazırlanan bir yönetmelikle belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

Madde 15. – Maddede, yargı denetimi dışında kalan işlemlerde bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.

Madde 16. – Maddede, açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek, niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgelerin bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğu ifade edilmiştir.

Madde 17. – Madde ile; açıklanması ya da zamanından önce açıklanması hâlinde Devletin ulusal ekonomik politikasının yürütülmesine zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutulmuştur.

Madde 18. – Maddede, istihbarata ilişkin bilgi veya belgelerin bu Kanun kapsamı dışında tutulduğu belirtilmiştir.

Madde 19. – Madde ile; kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince yürütülen idarî soruşturmalar ile ilgili bilgi veya belgelerin hangi durumlarda bu Kanun kapsamı dışında olduğu belirtilmiştir.

Madde 20. – Madde ile; adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgelerin hangi durumlarda bu Kanun kapsamı dışında tutulduğu belirtilmiş ve bu kuralın istisnaları gösterilmiştir.

Madde 21. – Madde ile; kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileriyle aile hayatına, şeref ve haysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgelerin bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutulduğu ifade edilerek, kişilerin özel hayatlarının gizliliği korunmak istenmiş, ancak kamu yararının gerektirdiği hâllerde, kişisel bilgi veya belgelerin açıklanabileceği, fakat bunun için ilgili kişiye en az yedi gün önceden haber verilmesi ve yazılı rızasının alınması gerektiği belirtilmiştir.

Madde 22. – Madde ile; haberleşmenin gizliliğinin korunması amaçlanmıştır.

Madde 23. – Madde ile; kanunlarda ticarî sır olarak nitelenen bilgi veya belgeler yanında kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek veya tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticari ve mali bilgiler bu Kanun kapsamı dışında tutulmuştur.

Madde 24. – Madde ile; fikir ve sanat eserlerine ilişkin olarak yapılacak bilgi edinme başvuruları hakkında ilgili kanun hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.

Madde 25. – Madde ile; kurum ve kuruluşların kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgelerin bilgi edinme hakkının kapsamı dışında tutulduğu belirtilerek söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklı tutulmuştur.

Madde 26. – Madde ile; kurum ve kuruluşların faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüş, bilgi notu ve tavsiye niteliğindeki bilgi veya belgelerin bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğu belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasında bu kuralın istisnaları gösterilmiştir.

Madde 27. – Maddede, gizliliği kaldırılmış olan bilgi veya belgelerin bu Kanunda belirtilen diğer istisnalar kapsamına girmiyor ise, bilgi edinme başvurularına açık hale geleceği belirtilmiştir.

Madde 28. – Madde ile; bu Kanunun uygulanmasında ihmâli, kusuru veya kastı bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında, işledikleri fiillerin genel hükümler çerçevesinde ceza kovuşturması gerektirmesi hususu saklı kalmak kaydıyla, tâbi oldukları mevzuatta yer alan disiplin cezalarının uygulanacağı belirtilmiştir.

Madde 29. – Madde ile; kurum ve kuruluşlara, kendilerine yapılan bilgi edinme başvuruları ve bunların sonuçlarına ilişkin olarak rapor düzenleme ve bu raporu Bilgi Edinme Değerlendirme Ku-ruluna gönderme; Kurula da hazırlayacağı genel raporu söz konusu kurum ve kuruluşların raporları ile birlikte her yıl mayıs ayında Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderme yükümlülüğü getirilmiştir.

Madde 30. – Madde ile; yönetmeliğin çıkarılması usulü düzenlenmiştir.

Madde 31. – Yürürlük maddesidir.

Madde 32. – Yürütme maddesidir.

Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
Esas No. : 1/632
Karar No. : 2 16.7.2003

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Adalet Bakanlığınca hazırlanarak, Bakanlar Kurulunca, 25.6.2003 tarihinde Başkanlığınıza sunulan, “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı”, Başkanlığınızca 27.6.2003 tarihinde, esas komisyon olarak Adalet Komisyonuna, tali komisyon olarak da Anayasa Komisyonu ile Komisyonumu-za havale edilmiştir. Komisyonumuz, 24.6.2003 tarihli dördüncü, 8.7.2003 tarihli beşinci, 15.7.2003 tarihli altıncı ve 16.7.2003 tarihli yedinci toplantılarında, Adalet, İçişleri, Dışişleri, Millî Eğitim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve Tarım ve Köyişleri bakanlıkları temsilcilerinin de katılımıyla Tasarıyı inceleyip görüşmüştür.

Tasarı ile Avrupa Birliğine uyum süreci çerçevesinde, Avrupa Birliği müktesabatı dikkate alınmak suretiyle, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak, kişilerin, bilgi edinme haklarını kullanmalarına yönelik düzenlemeler yapılmaktadır.
Komisyonun Tasarı üzerindeki incelemesinin, AB’ye üye ülkelerdeki mevzuat ışığında değerlendirme ile sınırlı olması gerekir. Tasarıdaki düzenlemelerin, Avrupa Birliğine üye ülkelerde nasıl düzenlendiğine bakarak, Avrupa Birliğine üye ülkelerle mevzuat uyumunun sağlanıp sağlanmadığı incelenmelidir. Bu amaçla seçilecek örnek üye ülkelerin mevzuatı ile bir karşılaştırma yapılmalıdır.
Komisyonumuz bu amaçla Almanya, İtalya, Yunanistan, Finlandiya, Bulgaristan, Avusturya, AB Parlamentosu, Fransa, Slovenya ve Portekiz Bilgi Edinme kanunlarını edinerek, Tasarıyı ülkemiz koşullarını da dikkate alarak, bu kanunlar ışığında değerlendirmeye çalışmıştır.
Komisyonumuzda Tasarının tümü üzerinde yapılan görüşmelerden sonra, Tasarı ile gerekçesi benimsenmiş ve Tasarının maddelerinin görüşülmesine geçilmesi kararlaştırılmıştır.

Tasarının “amaç” başlıklı 1 inci maddesi, “kişilerin bilgi edinme hakkından” söz etmektedir. Komisyonumuzda maddenin görüşülmesi sırasında, hukuk dilinde “kişi” kavramının, gerçek kişi ve tüzel kişi olarak ikiye ayrıldığı; bu ayrımın kullanılmaması durumunda, “kişi” kavramından, sadece gerçek kişilerin anlaşılacağı ve bunun sonucunda da, tüzel kişilerin bilgi edinme hakkına sahip olmayabilecekleri ifade edilmiştir. Cevaben yapılan açıklamalarda amacın, hem gerçek hem de tüzel kişilerin bilgi edinme hakkına sahip kılınmaları olduğu ve sonraki maddelerde bu amaca uygun düzenlemeler yapılmış olduğu ve bu nedenle herhangi bir değişikliğe gerek olmadığı belirtilmiştir. Ancak Komisyonumuz, uygulamada ortaya çıkabilecek tereddütlere meydan vermemek için “kişiler” sözcüğünün başına “gerçek ve tüzel” ibaresini eklemeyi uygun görmüştür. Madde bu amaçla Komisyon başkanlığına verilen redaksiyon yetkisi çerçevesinde yeniden yazılmıştır. 1 inci madde, Komisyonumuzca, redaksiyona uğramış haliyle kabul edilmiştir.

Tasarının, “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesi, Tasarıda geçen kavramları tanımlamaktadır. Maddenin (d) bendi, “belge” kavramını tanımlamaktadır. Maddenin Komisyonumuzda görüşülmesi sırasında, “compact” sözcüğünün İngilizce bir sözcük olduğu; ya yerine yeni bir sözcük kullanılması gerektiği ya da İngilizce okunduğu gibi yazılmasının daha uygun olacağı belirtilmiştir. Bu noktada başlayan tartışma, bugün bile disk dışında bilgi taşıyıcılarının kullanıldığı; teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilgi ve belge taşıyıcı araçların çeşitlendiği ve kısa süre içinde bu konuda yeni yasal düzenleme gereksinimi ortaya çıkabileceği endişesini doğurmuştur. Bu endişeyi gideren bir önerge elektronik ortamda kaydedilen her türlü bilgi, haber ve veri taşıyıcılarını belge kavramının tanımına sokmaktadır. Komisyonumuz söz konusu önergeyi kabul etmiş ve madde önergede öngörülen değişiklikle birlikte kabul edilmiştir.

Tasarının başvuru usulünü düzenleyen 6 ncı maddesi, internet üzerinden elektronik posta yoluyla yapılacak başvuruları kapsamına almamaktadır. Komisyonumuzda madde üzerinde yapılan görüşmeler sırasında, içinde yaşamakta olduğumuz bilgi ve teknoloji çağında, teknolojinin olanaklarından yararlanmamanın kabul edilemeyeceği; AB’ye üye ülkelerde bu tür bir başvurunun kabul edildiği bu nedenle maddenin değiştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu amaçla verilen bir önerge kabul edilmiştir. Önergede kişinin kimliğinin ve imzasının belirlenebilir olması koşuluyla elektronik ortamda yapacağı başvuruların kabulüne olanak tanınmaktadır. Böylece bir taraftan kimliğini gizleyen kişilere bilgi ve belge verilmesinin ve bilgi verecek kurum ve kuruluşların aşırı bir yük altında kalmalarının önü kesilirken, diğer taraftan, AB’ye üye ülkelerde olduğu gibi elektronik iletişim yoluyla bilgi ve belge talebinde bulunmanın yolu açılmaktadır. 6 ncı madde önergede öngörülen bu değişiklikle birlikte kabul edilmiştir.
Tasarının 7 nci maddesi, istenecek bilgi ve belgenin niteliğini düzenlemektedir. Maddenin ikinci fıkrası, kurum ve kuruluşlar tarafından, ayrı ve özel bir çalışma, araştırma, inceleme ve çözümleme gerektiren bilgi ve belge talebinde bulunulamaması konusunu düzenlemektedir. Oysa maddenin birinci fıkrasında zaten, “kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi ve belge”nin istenebilmesine olanak tanınmıştır. Dolayısıyla ikinci fıkrada yeniden böyle bir sınırdan söz etmek, hem tekrar olacak, hem de dar bir yorumlama ile verilebilecek belge ve bilgilerin kapsamının daralmasına yol açabilecektir. Bu amaçla ikinci fıkranın madde metninden çıkarılmasını öngören bir önerge Komisyonumuzca kabul edilmiş ve 7 nci madde bu değişiklikle birlikte kabul edilmiştir.

Tasarının 10 uncu maddesi, bilgi ve belgeye erişimi düzenlemektedir. Maddenin son fıkrasında, bilgi ve belge karşılığında, erişimin gerektirdiği maliyet tutarı kadar bir ücretin tahsil edilebileceği öngörülmektedir. Bu konuda AB’ye üye ülkelerin mevzuatı incelendiğinde, ülkelerin bazılarında maliyetin ne kadarının karşılanacağı konusunun idarecilerin takdirine bırakıldığı; diğer bazılarında belirli bir sınıra kadar olan maliyetlerin kurum bütçesinden karşılandığı; bu sınırın üstündekilerin, başvuru sahibinden tahsil edildiği görülmektedir. Bu biçimdeki esnek uygulama, hem vatandaşın bilgi edinmesini kolaylaştırmakta, hem de belirli bir meblağı aşan maliyetler söz konusu olduğunda, kamunun kaynak kaybına uğraması engellenmektedir. Komisyonumuz idareye belirli bir takdir yetkisi vermek için maddenin sonunda geçen “tahsil eder” ibaresini, verilen redaksiyon yetkisi çerçevesinde “tahsil edebilir” biçiminde değiştirmiştir. Böylece idare, maliyetin belirli bir kısmına kadarını kendisi karşılama, hizmeti bedelsiz sunma yetkisiyle donatılmış olmaktadır. 10 uncu madde bu değişiklikle birlikte kabul edilmiştir.

Tasarının 12 nci maddesi, başvuruların cevaplandırılması usulünü düzenlemektedir. Maddeye göre, cevapların yazılı olması gerekmektedir. Ancak daha önceden elektronik ortamda iletişim ilkesini benimsemiş olan Komisyonumuz, redaksiyon yetkisi çerçevesinde, bu ilkeye uygun olarak, maddeye, “veya elektronik ortamda” ibaresini eklemiştir. Böylece vatandaşların bilgi ve belge talepleri, elektronik ortamda da karşılanabilecektir.
Tasarının 13 üncü maddesi, bilgi ya da belge edinme talebi reddedilen vatandaşların, itiraz haklarını düzenlemektedir. Buna göre, itiraz hakkı sadece 16 ve 17 nci maddelerde öngörülen Devlet sırrı ve devletin ekonomik çıkarlarına ilişkin belge ve bilgilerle sınırlı tutulmuştur. AB’ye üye ülkelerin mevzuatını inceleyen Komisyonumuz, itiraz hakkının sınırlandığına ilişkin bir örnek bulamamıştır. Bu nedenle, her türlü bilgi ve belge talebinin reddinin itiraz konusu olmasını uygun bularak 16 ve 17 nci madde sınırlamasını kaldırmıştır. Maddede ayrıca, Kurula yapılacak başvuruların, Kurul tarafından, 60 gün içinde cevaplandırılması; Kurulun bu amaçla yapacağı taleplerin de 30 gün içinde karşılanması öngörülmektedir. Komisyonumuz bu sürelerin çok uzun olduğu; vatandaşa verilecek bilgi ve belgelerin, bu süreler geçtikten sonra çoğu zaman işlevsiz kalacağı gerekçeleriyle yarıya (30 ve 15 gün) indirilmesini öngören bir önergeyi kabul etmiştir. 13 üncü madde bu değişikliklerle birlikte kabul edilmiştir.

Tasarının 14 üncü maddesi, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunu düzenlemektedir. Madde üzerinde iki önerge verilmiştir. Önergelerden birincisi, Komisyonumuzun daha önce 13 üncü maddede yaptığı değişikliğe parelel olarak, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun, sadece 16 ve 17 nci maddelere ilişkin olarak yapılacak itirazları değil, Kanunun tümüne ilişkin olarak yapılacak itirazları karara bağlamasını öngörmektedir. Komisyonumuz bu önergeyi kabul etmiştir. İkinci önerge Kurulun yapısına ilişkindir. Komisyonumuzda ayrıca Kurulun bu haliyle işlemesinin güç olduğu; Kurul üyeliğinin sürekli kılınması gerektiği belirtilmiştir. Komisyonumuz, kendi görevinin AB’ye uyumla sınırlı olduğu düşüncesiyle, bu incelemenin yapılmasını esas komisyona bırakmıştır. İkinci önerge, Komisyonumuz tarafından bu nedenle reddedilmiştir. 14 üncü madde, birinci önergede öngörülen değişiklikle birlikte kabul edilmiştir.

Tasarının 15 inci maddesi, yargı denetimi dışında kalan işlemlerle ilgilidir. Düzenlemeye göre, bu işlemlerle ilgili olarak, bilgi ve belge talebinde bulunulamamaktadır. Komisyonda, bazı işlemlerin yargı denetimi dışında bırakılması ile bu işlemler hakkında bilgi edinme hakkının kullanılmasının farklı şeyler olduğu belirtilmiş ve Komisyon, söz konusu işlemlerin yine yargı denetimi dışında kalabileceği, ancak, kişilerin bu işlemler hakkında bilgi edinmeleri yolunun kapatılmaması gerektiği görüşünü benimsemiştir. AB ülkelerinde bu tür bir sınırlama bulunmadığını da göz önünde bulunduran Komisyon maddenin Tasarı metninden çıkarılmasını öngören bir önergeyi kabul etmiştir. Madde teselsülü bu değişiklikten sonra yeniden yapılmıştır.
Tasarının 17 nci maddesi, devletin ulusal ekonomik politikasının yürütülmesine zarar vereceki nitelikte bilgi ve belgelerin Kanun kapsamı dışında olduğu hükmünü getirmektedir. Ancak bu ifade, vatandaşın bilgi edinme hakkının özünü zedeleyecek genişlikte bir düzenlemedir. Komisyonumuz, AB ülkeleri mevzuatını da inceleyerek bu sınırlamayı “ülkenin ekonomik çıkarları” ile sınırlamıştır. Bu amaçla verilmiş olan bir önerge kabul edilmiş ve 17 nci madde 16 ncı madde olarak, bu değişiklikle birlikte kabul edilmiştir.

Tasarının 18 inci maddesi, istihbarata ilişkin bilgi ve belgelerin de Kanun kapsamı dışında olduğunu hüküm altına almıştır. Ancak Tasarının 16 ncı maddesi, zaten devlet sırrına ilişkin bilgi ve belgeleri kapsam dışına çıkarmıştır. İstihbarata ilişkin bilgi ve belgelerin devlet sırrı kapsamında değerlendirilmesi kaçınılmazdır. Dolayısıyla tekrarı önlemek bakımından 18 inci maddeyi Tasarı metninden çıkaran bir önerge Komisyonumuzca kabul edilmiş ve madde Tasarıdan çıkarılmıştır. Madde teselsülü bu değişiklikten sonra yeniden yapılmıştır.

Tasarının 20 nci maddesi, adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi ve belgelerin kapsam dışında kalmasını öngörmektedir. Maddenin son fıkrasında, yargı ile ilgili işlemlerde uygulanan kanun hükümlerinin saklı olduğu belirtilmeye çalışılmaktadır. Ancak ifade biçimi amacı karşılamaktan uzaktır ve duraksamalara yol açacak niteliktedir. Bu nedenle fıkra, Başkanlığa verilen redaksiyon yetkisi çerçevesinde yeniden yazılmıştır. 20 nci madde, madde sıralamasına uygun olarak 18 inci madde olarak kabul edilmiştir.

Özel hayatın gizliliğini düzenleyen 21 inci madde üzerinde Komisyon üyelerimiz tarafından bir önerge verilmiştir. Sadece aile yaşamının değil ama aynı zamanda özel hayatın da kapsam dışında olmasını öngören önerge Komisyonumuzca kabul edilmiştir. Komisyonumuzda “ekonomik değer” kavramının belirsizlik taşıdığı ve bu nedenle değiştirilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüşse de, bu tür bir incelemenin Komisyonumuzun ihtisası dahilinde olmadığı düşüncesiyle, bu incelemeye girilmemiştir. 21 inci madde 19 uncu madde olarak yukarıda belirtilen önerge doğrultusunda değiştirilerek kabul edilmiştir.

Tasarının 26 ncı maddesinde geçen “istatistiki” sözcüğünün yazım kurallarına göre “istatistik” olarak düzeltilmesi gerektiği önerilmişse de, bu tür bir incelemenin komisyonumuzun ihtisası dahilinde olmadığı gerekçesiyle, madde, 24 üncü madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 29 uncu maddesi kurum ve kuruluşların bu Kanunun uygulamasıyla ilgili olarak yıllık bir rapor hazırlamakla yükümlü kılınmışlardır. Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu da bu raporlara dayanarak bir rapor hazırlamakta ve bunu TBMM’ye sunmaktadır. Komisyon üyelerimiz tarafından verilen bir önerge ile Kurulun raporunun İnsan Hakları Komisyonunda görüşülmesi ve kamuoyuna açıklanması öngörülmektedir. Ayrıca TBMM’nin çalışma takvimi dikkate alınarak Kurul tarafından sunulacak raporun sunulma tarihi Mayıstan Nisana çekilmektedir. Komisyonumuz önergeyi kabul etmiş ve 29 uncu maddeyi, madde sıralamasına uygun olarak önergedeki değişiklikle birlikte 27 nci madde olarak kabul etmiştir.
Tasarının uygulamaya ilişkin yönetmeliği düzenleyen 30 uncu maddesi, herhangi bir süre öngörmemektedir. Komisyon üyelerimiz bu durumlarda yönetmeliğin çıkarılmasının uzun süre gecikebileceğini dikkate alarak, zorlayıcı olması bakımından, yönetmeliğin çıkarılması için 6 aylık bir süre konmasını uygun bulmuşlardır. Madde, Başkanlığa verilen redaksiyon yetkisi çerçevesinde yeniden yazılmıştır.
Tasarının yürürlüğe ilişkin 31 inci maddesi Kanunun yayımı tarihinden 6 ay sonra yürürlüğe girmesini öngörmektedir. Komisyonumuz bu süreyi uzun bularak 3 ayla sınırlamıştır.

Tasarının 2, 4, 5, 8, 9, 11 inci maddeleri aynen kabul edilmiştir. Tasarının 16 ncı maddesi 15; 19 uncu maddesi 17; 22 nci maddesi 20; 23 üncü maddesi 21; 24 üncü maddesi 22; 25 inci maddesi 23; 26 ncı maddesi 24; 27 nci maddesi 25; 28 inci maddesi 26 ve yürütmeye ilişkin 32 nci maddesi 30 uncu madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Adalet Komisyonuna sunulmak üzere arz olunur.

AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNU TASARISI

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç
MADDE 1. –
Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak gerçek ve tüzel kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.

Kapsam
MADDE 2. –
Tasarının 2 nci maddesi, Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

Tanımlar
MADDE 3. –
Bu Kanunda geçen;

a) Kurum ve kuruluş : Bu Kanunun 2 nci maddesinde geçen ve kapsama dahil olan bilgi edinme başvurusu yapılacak bütün makam ve mercileri,
b) Başvuru sahibi : Bu Kanun kapsamında bilgi edinme hakkını kullanarak kurum ve kuruluşlara başvuran gerçek ve tüzel kişileri,
c) Bilgi : Kurum ve kuruluşların sahip oldukları kayıtlarda yer alan bu Kanun kapsamındaki her türlü veriyi,
d) Belge : Kurum ve kuruluşların sahip oldukları bu Kanun kapsamındaki yazılı, basılı veya çoğaltılmış dosya, evrak, kitap, dergi, broşür, etüt, mektup, program, talimat, kroki, plân, film, fotoğraf, teyp ve video kaseti, harita, elektronik ortamda kaydedilen her türlü bilgi, haber ve veri taşıyıcılarını,
e) Bilgi veya belgeye erişim : İstenen bilgi veya belgenin niteliğine göre, kurum ve kuruluşlarca, başvuru sahibine söz konusu bilgi veya belgenin bir kopyasının verilmesini, kopya verilmesinin mümkün olmadığı hallerde, başvuru sahibinin bilgi veya belgenin aslını inceleyerek not almasına veya içeriğini görmesine veya işitmesine izin verilmesini,
f) Kurul : Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunu,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM
Bilgi Edinme Hakkı ve Bilgi Verme Yükümlülüğü

Bilgi edinme hakkı
MADDE 4. –
Tasarının 4 üncü maddesi, Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

Bilgi verme yükümlülüğü
MADDE 5. –
Tasarının 5 inci maddesi, Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Bilgi Edinme Başvurusu

Başvuru usulü
MADDE 6. –
Bilgi edinme başvurusu, başvuru sahibinin adı ve soyadı, imzası oturma yeri veya iş adresini, başvuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin unvanı ve adresi ile yetkili kişinin imzasını ve yetki belgesini içeren dilekçe ile istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum veya kuruluşa yapılır. Bu başvuru, kişinin kimliğinin ve imzasının yasal olarak belirlenebilir olması kaydıyla elektronik ve diğer iletişim araçlarıyla da yapılabilir.
Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açıkça belirtilir.

İstenecek bilgi veya belgenin niteliği
MADDE 7. –
Bilgi edinme başvurusu, başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olmalıdır.
İstenen bilgi veya belge, başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunuyorsa, başvuru dilekçesi bu kurum ve kuruluşa gönderilir ve durum ilgiliye yazılı olarak bildirilir.

Yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgeler
MADDE 8. –
Tasarının 8 inci maddesi, Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

Gizli bilgileri ayırarak bilgi veya belge verme
MADDE 9. –
Tasarının 9 uncu maddesi, Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

Bilgi veya belgeye erişim
MADDE 10. –
Kurum ve kuruluşlar, başvuru sahibine istenen belgenin onaylı bir kopyasını verirler.
Bilgi veya belgenin niteliği gereği kopyasının verilmesinin mümkün olmadığı veya kopya çıkarılmasının aslına zarar vereceği hallerde, kurum ve kuruluşlar ilgilinin;

a) Yazılı veya basılı belgeler için, söz konusu belgenin aslını incelemesi ve not alabilmesini,
b) Ses kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları dinleyebilmesini,
c) Görüntüyü kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları izleyebilmesini

sağlarlar.

Bilgi veya belgenin yukarıda belirtilenlerden farklı bir şekilde elde edilmesi mümkün ise, belgeye zarar vermemek koşuluyla bu olanak sağlanır.
Başvurunun yapıldığı kurum ve kuruluş, erişimine olanak sağladığı bilgi veya belgeler için başvuru sahibinden erişimin gerektirdiği maliyet tutarı kadar bir ücreti bütçeye gelir kaydedilmek üzere tahsil edebilir.

Bilgi veya belgeye erişim süreleri
MADDE 11. –
Tasarının 11 inci maddesi, Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

Başvuruların cevaplandırılması
MADDE 12. –
Kurum ve kuruluşlar, bilgi edinme başvurularıyla ilgili cevaplarını yazılı olarak veya elektronik ortamda başvuru sahibine bildirirler. Başvurunun reddedilmesi halinde bu kararın gerekçesi ve buna karşı başvuru yolları belirtilir.

İtiraz usulü
MADDE 13. –
Bilgi edinme istemi, bu Kanunda öngörülen sebeplerle reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde Kurula itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını otuz gün içinde verir. Kurum ve kuruluşlar, Kurulun istediği her türlü bilgi veya belgeyi onbeş gün içinde vermekle yükümlüdürler.
Kurula itiraz, başvuru sahibinin idarî yargıya başvurma süresini durdudur.

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu
MADDE 14. –
Bilgi edinme başvurusuyla ilgili olarak bu Kanun çerçevesinde yapılacak itirazlar üzerine, verilen kararları ve uygulamaları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere; Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur.

Kurul; Bakanlar Kurulunun, birer üyeyi Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi kurumları içinden önerecekleri ikişer aday, birer üyeyi ceza hukuku ve idare hukuku alanlarında profesör veya doçent unvanına sahip kişiler arasından, iki üyeyi en az genel müdür düzeyinde görev yapmakta olanlar arasından ve bir üyeyi de Adalet Bakanının önerisi üzerine bu Bakanlıkta idarî görevlerde çalışan hâkimler arasından seçeceği yedi üyeden oluşur.

Kurul üyeliğine önerilen adayların muvafakatları aranır.
Kurul Başkanı, Bakanlar Kurulunca Kurulun üyeleri arasından seçilir.
Kurul, en az ayda bir defa veya ihtiyaç duyulduğu her zaman Başkanın çağrısı üzerine toplanır.
Kurul üyelerinin görev süreleri dört yıldır. Görev süresi sona erenler yeniden seçilebilirler. Görev süresi dolmadan görevinden ayrılan üyenin yerine aynı usule göre seçilen üye, yerine seçildiği üyenin görev süresini tamamlar.
Kurul üyelerine 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla fiilen görev yaptıkları her gün için uhdesinde kamu görevi bulunanlara (1000), uhdesinde kamu görevi bulunmayanlara ise (2000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir. Bu ödemelerde damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılmaz.
Kurul, belirleyeceği konularda komisyonlar ve çalışma grupları kurabilir; ayrıca gerekli gördüğü takdirde, ilgili bakanlık ile diğer kurum ve kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini bilgi almak üzere toplantılarına katılmaya davet edebilir.
Kurulun sekretarya hizmetleri Adalet Bakanlığı tarafından yerine getirilir.
Kurulun görev ve çalışmalarına ilişkin esas ve usuller Adalet Bakanlığınca hazırlanarak yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Bilgi Edinme Hakkının Sınırları

Devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 15. –
Tasarının 16 ncı maddesi, Komisyonumuzca 15 inci madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 16. –
Açıklanması ya da zamanından önce açıklanması halinde, ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

İdarî soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 17. –
Tasarının 19 uncu maddesi, Komisyonumuzca 17 nci madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 18. –
Açıklanması veya zamanından önce açıklanması halinde,

a) Suç işlenmesine yol açacak,
b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,
c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,
d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek nitelikteki

bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6.1.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu ve diğer özel kanun hükümleri saklıdır.

Özel hayatın gizliliği
MADDE 19. –
Kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.

Kamu yararının gerektirdiği hallerde, kişisel bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluşlar tarafından, ilgili kişiye en az yedi gün önceden haber verilerek yazılı rızası alınmak koşuluyla açıklanabilir.

Haberleşmenin gizliliği
MADDE20. –
Tasarının 22 nci maddesi, Komisyonumuzca 20 nci madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Ticarî sır
MADDE 21. –
Tasarının 23 üncü maddesi, Komisyonumuzca 21 inci madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Fikir ve sanat eserleri
MADDE22. –
Tasarının 24 üncü maddesi, Komisyonumuzca 22 nci madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Kurum içi düzenlemeler
MADDE23. –
Tasarının 25 inci maddesi, Komisyonumuzca 23 üncü madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiyeler
MADDE24. –
Tasarının 26 ncı maddesi, Komisyonumuzca 24 üncü madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Gizliliği kaldırılan bilgi veya belgeler
MADDE25. –
Tasarının 27 nci maddesi, Komisyonumuzca 25 inci madde olarak aynen kabul edilmiştir.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler

Ceza hükümleri
MADDE26. –
Tasarının 28 inci maddesi, Komisyonumuzca 26 ncı madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Rapor düzenlenmesi
MADDE27. –
Kurum ve kuruluşlar, bir önceki yıla ait olmak üzere;

a) Kendilerine yapılan bilgi edinme başvurularının sayısını,
b) Olumlu cevaplanarak bilgi veya belgelere erişim sağlanan başvuru sayısını,
c) Reddedilen başvuru sayısı ve bunların dağılımını gösterir istatistikî bilgileri,
d) Gizli ya da sır niteliğindeki bilgiler çıkarılarak ya da bu nitelikteki bilgiler ayrılarak bilgi veya belgelere erişim sağlanan başvuru sayısını,
e) Başvurunun reddedilmesi üzerine itiraz edilen başvuru sayısı ile bunların sonuçlarını,

gösterir bir rapor hazırlayarak, bu raporları her yıl Şubat ayının sonuna kadar Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna gönderirler. Bağlı, ilgili ve ilişkili kamu kurum ve kuruluşları raporlarını bağlı, ilgili ya da ilişkili oldukları bakanlık vasıtasıyla iletirler. Kurul, hazırlayacağı genel raporu, söz konusu kurum ve kuruluşların raporları ile birlikte her yıl Nisan ayının sonuna kadar Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderir. Bu raporlar takip eden iki ay içinde TBMM İnsan Hakları Komisyonunca değerlendirilir ve kamuoyuna açıklanır.

Yönetmelik
MADDE28. –
Bu Kanunun uygulanması ile ilgili esas ve usullerin belirlenmesine ilişkin yönetmelik, Kanunun yayımını takip eden 6 ay içinde, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulur.

Yürürlük
MADDE29. –
Bu Kanun, yayımı tarihinden itibaren üç ay sonra yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE30 . –
Tasarının 32 nci maddesi, Komisyonumuzca 30 uncu madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Adalet Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Adalet Komisyonu 24.7.2003
Esas No. : 1/632
Karar No. : 34

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Komisyonumuzun 17.7.2003 tarihli 27 nci toplantısında Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek ile Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı temsilcilerinin de katılmalarıyla geneli üzerindeki görüşmeleri tamamlanan ve gerekçesi uygun görülerek maddelerine geçilmesi kabul edilen ancak, maddelerin ayrıntılı bir biçimde incelenip görüşülerek, gerekli düzenleme ve değişikliklerin yapılması amacıyla üç kişilik bir alt komisyona havale edilen “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı”, alt komisyonun 18.7.2003 ve 22.7.2003 tarihlerinde yaptığı iki toplantıda ilgili bakanlık temsilcilerin de katılmalarıyla Avrupa Birliği Uyum Komisyonunca, Komisyon Başkanlığına sunulan rapor ve metni de dikkate almak suretiyle hazırlayarak Komisyonumuza sunduğu metin esas alınmak suretiyle, Komisyonumuzun 24.7.2003 tarihli 28 inci toplantısında Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı temsilcilerinin de katılmalarıyla incelenip görüşülmüş, maddeler üzerinde yapılan kabul, ilave ve değişiklikler sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.

Tasarının 1 inci ve 2 nci maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 3 üncü maddesi, Avrupa Birliği Uyum Komisyonunca kabul edilen şekli ile aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 4 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 5 inci maddesinde bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olan bilgi ve belgeler yalnızca bu Kanunla değil, diğer kanunlara da atıflar yapılarak genişletilmektedir. Bilgi edinme hakkı bu Kanunla düzenlendiğine göre, bu hakkın kapsamı dışındaki bilgi ve belgelerin neler olduğu yine bu Kanunda yer almalıdır. Bu nedenle, maddedeki “… ile diğer kanunlara göre açıklanması yasak olanlar.” ibaresi metinden çıkarılmış ve maddeye bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmayacağına ilişkin bir fıkra ilave edilmiştir.
Tasarının 6 ncı maddesi Avrupa Birliği Uyum Komisyonunca kabul edilen şekli ile aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 7 nci ve 8 inci maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 9 uncu maddesinde yer alan “kanunlarında” ibaresi, 5 inci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 10 uncu maddesi Avrupa Birliği Uyum Komisyonunca kabul edilen şekli ile aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 11 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 12 nci maddesi Avrupa Birliği Uyum Komisyonunca kabul edilen şekli ile aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 13 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki süreler fazla bulunarak “altmış gün” ibaresi “otuz iş günü”, “otuz gün” ibaresi “onbeş iş günü” şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna, Anayasa Hukuku alanında profesör veya doçent unvanına sahip kişiler arasından bir üye ve Türkiye Barolar Birliğinden baro başkanı seçilme yeterliliğine sahip bir üye de ilave edilerek Kurulun üye sayısı dokuza çıkarılmış, altıncı fıkraya yapılan ilave ile yeni seçilen Kurul göreve başlayıncaya kadar önceki Kurulun görevine devam edeceğine ilişkin bir cümle ilave edilmiş, Kurulun sekreterya hizmetlerinin Başbakanlık tarafından yerine getirilmesi, görev ve çalışmalarına ilişkin esas ve usullerin belirleneceği yönetmeliğin Başbakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulması uygun görülerek dokuz ve onuncu fıkralarda yer alan “Adalet Bakanlığı” ibareleri “Başbakanlık” olarak değiştirilmiştir.
Tasarının 15 inci maddesinde düzenlenen ve yargı denetimi dışında kalan idari işlemlerden kişinin çalışma hayatını, mesleki geleceğini ve meslek onurunu etkileyebilecek nitelikte olanların bilgi edinme hakkı kapsamı içinde yer almasının uygun olacağı düşüncesiyle madde metni yeniden düzenlenmiştir.
Tasarının 16 ncı maddesi aynen kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği Uyum Komisyonunun 16 ncı maddesi 17 nci madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 18 inci maddesine 15 inci maddede yapılan düzenlemeye paralel olarak bilgi ve belgelerin kişinin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte olması halinde istihbarata ilişkin bilgi ve belgeleri bilgi edinme hakkı kapsamı içine almak amacıyla, ikinci fıkra eklenmiştir.
Tasarının 19 uncu maddesi aynen kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği Uyum Komisyonunun 18 inci maddesi 20, 19 uncu maddesi 21 inci madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 22, 23, 24 ve 25 inci maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 26 ncı maddesinin birinci fıkrasına kurum ve kuruluş tarafından aksi kararlaştırılmadıkça fıkrada sayılan bilgi veya belgeleri fıkra kapsamına almak amacıyla “bilgi veya belgeler” ibaresinden sonra “kurum ve kuruluş tarafından aksi kararlaştırılmadıkça” ibaresi eklenmiş, ikinci fıkradaki “istatistikî” kelimesi “istatistik” olarak düzeltilmek suretiyle fıkrada redaksiyon yapılmıştır.
Tasarıya, “Tavsiye ve mütalaa” başlığı altında tavsiye ve mütalaa taleplerini bu Kanun kapsamı dışında tutmak amacıyla 27 nci madde ilave edilmiştir.
Tasarının 27 nci maddesi 28 inci madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 28 inci maddesine bu Kanunla erişilen bilgi ve belgelerin ticari amaçla çoğaltılıp kullanılmasını yasaklamak amacıyla bir fıkra ilave edilmiş ve 29 uncu madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 29 uncu maddesinin ( c ) bendindeki “istatistikî” kelimesi “istatistik” olarak düzeltilmiş, ikinci fıkrasındaki “mayıs ayında” ibaresi Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma takvimi dikkate alınarak “nisan ayının sonuna kadar” şeklinde değiştirilmiş ve fıkranın sonuna, bu raporların takip eden iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca kamuoyuna açıklanacağına dair bir cümle ilave edilmiş ve 30 uncu madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 30 uncu maddesine, yönetmeliğin Kanunun yayımını takip eden altı ay içinde çıkarılacağı hususu ilave edilmiş, “Adalet Bakanlığı” ibaresi 14 üncü maddede yapılan düzenlemeye paralel olarak “Başbakanlık” şeklinde değiştirilmiş ve 31 inci madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının yürürlüğe ilişkin 31 inci maddesi 32, yürütmeye ilişkin 32 nci maddesi 33 üncü madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere saygı ile arz olunur.

B.E.H Kanunu Tasarıları ile Avrupa Birliği Uyum ve Adalet Komisyonları Raporları (1/632) (2)

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNU TASARISI

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç
MADDE 1.-
Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.

Kapsam
MADDE 2.-
Bu Kanun; kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinde uygulanır.
1.11.1984 tarihli ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun hükümleri saklıdır.

Tanımlar
MADDE 3.-
Bu Kanunda geçen;

a) Kurum ve kuruluş: Bu Kanunun 2 nci maddesinde geçen ve kapsama dahil olan bilgi edinme başvurusu yapılacak bütün makam ve mercileri,
b) Başvuru sahibi: Bu Kanun kapsamında bilgi edinme hakkını kullanarak kurum ve kuruluşlara başvuran gerçek ve tüzel kişileri,
c) Bilgi: Kurum ve kuruluşların sahip oldukları kayıtlarda yer alan bu Kanun kapsamındaki her türlü veriyi,
d) Belge: Kurum ve kuruluşların sahip oldukları bu Kanun kapsamındaki yazılı, basılı veya çoğaltılmış dosya, evrak, kitap, dergi, broşür, etüt, mektup, program, talimat, kroki, plân, film, fotoğraf, teyp ve video kaseti, harita, bilgisayar belleği, disket ve compact diskleri ile diğer ortamlarda kaydedilmiş bilgi, haber ve veri taşıyıcılarını,
e) Bilgi veya belgeye erişim: İstenen bilgi veya belgenin niteliğine göre, kurum ve kuruluşlarca, başvuru sahibine söz konusu bilgi veya belgenin bir kopyasının verilmesini, kopya verilmesinin mümkün olmadığı hâllerde, başvuru sahibinin bilgi veya belgenin aslını inceleyerek not almasına veya içeriğini görmesine veya işitmesine izin verilmesini,
f) Kurul: Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunu,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM
Bilgi Edinme Hakkı ve Bilgi Verme Yükümlülüğü

Bilgi edinme hakkı
MADDE 4. –
Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir.
Türkiye’de ikâmet eden yabancılar ile Türkiye’de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alanlarıyla ilgili olmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri saklıdır.

Bilgi verme yükümlülüğü
MADDE 5.-
Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar ile diğer kanunlara göre açıklanması yasak olanlar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Bilgi Edinme Başvurusu

Başvuru usulü
MADDE 6.-
Bilgi edinme başvurusu, başvuru sahibinin adı ve soyadı, imzası, oturma yeri veya iş adresini, başvuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin unvanı ve adresi ile yetkili kişinin imzasını ve yetki belgesini içeren dilekçe ile istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum veya kuruluşa yapılır.
Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açıkça belirtilir.

İstenecek bilgi veya belgenin niteliği
MADDE 7.-
Bilgi edinme başvurusu, başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olmalıdır.
Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler.
İstenen bilgi veya belge, başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunuyorsa, başvuru dilekçesi bu kurum ve kuruluşa gönderilir ve durum ilgiliye yazılı olarak bildirilir.

Yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgeler
MADDE 8.-
Kurum ve kuruluşlarca yayımlanmış veya yayın, broşür, ilân ve benzeri yollarla kamuya açıklanmış bilgi veya belgeler, bilgi edinme başvurularına konu olamaz. Ancak, yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgelerin ne şekilde, ne zaman ve nerede yayımlandığı veya açıklandığı başvurana bildirilir.

Gizli bilgileri ayırarak bilgi veya belge verme
MADDE 9.-
İstenen bilgi veya belgelerde, gizlilik dereceli veya kanunlarında açıklanması yasaklanan bilgiler ile açıklanabilir nitelikte olanlar birlikte bulunuyor ve bunlar birbirlerinden ayrılabiliyorsa, söz konusu bilgi veya belge, gizlilik dereceli veya açıklanması yasaklanan bilgiler çıkarıldıktan sonra başvuranın bilgisine sunulur. Ayırma gerekçesi başvurana yazılı olarak bildirilir.

Bilgi veya belgeye erişim
MADDE 10.-
Kurum ve kuruluşlar, başvuru sahibine istenen belgenin onaylı bir kopyasını verirler.
Bilgi veya belgenin niteliği gereği kopyasının verilmesinin mümkün olmadığı veya kopya çıkarılmasının aslına zarar vereceği hâllerde, kurum ve kuruluşlar ilgilinin;

a) Yazılı veya basılı belgeler için, söz konusu belgenin aslını incelemesi ve not alabilmesini,
b) Ses kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları dinleyebilmesini,
c) Görüntü kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları izleyebilmesini,

sağlarlar.

Bilgi veya belgenin yukarıda belirtilenlerden farklı bir şekilde elde edilmesi mümkün ise, belgeye zarar vermemek koşuluyla bu olanak sağlanır.
Başvurunun yapıldığı kurum ve kuruluş, erişimine olanak sağladığı bilgi veya belgeler için başvuru sahibinden erişimin gerektirdiği maliyet tutarı kadar bir ücreti bütçeye gelir kaydedilmek üzere tahsil eder.

Bilgi veya belgeye erişim süreleri
MADDE 11.-
Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi onbeş iş günü içinde sağlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması; başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekmesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu ilgilendirmesi durumlarında bilgi veya belgeye erişim otuz iş günü içinde sağlanır. Bu durumda, sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru sahibine yazılı olarak ve onbeş iş günlük sürenin bitiminden önce bildirilir.
10 uncu maddede belirtilen bilgi veya belgelere erişim için gereken maliyet tutarının idare tarafından başvuru sahibine bildirilmesiyle onbeş iş günlük süre kesilir. Başvuru sahibi onbeş iş günü içinde ücreti ödemezse talebinden vazgeçmiş sayılır.

Başvuruların cevaplandırılması
MADDE 12.-
Kurum ve kuruluşlar, bilgi edinme başvurularıyla ilgili cevaplarını yazılı olarak başvuru sahibine bildirirler. Başvurunun reddedilmesi hâlinde bu kararın gerekçesi ve buna karşı başvuru yolları belirtilir.

İtiraz usulü
MADDE 13.-
Bilgi edinme istemi 16 ve 17 nci maddelerde öngörülen sebeplerle reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde Kurula itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını altmış gün içinde verir. Kurum ve kuruluşlar, Kurulun istediği her türlü bilgi veya belgeyi otuz gün içinde vermekle yükümlüdürler.
Kurula itiraz, başvuru sahibinin idarî yargıya başvurma süresini durdurur.

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu
MADDE 14.-
Bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazlar üzerine, 16 ve 17 nci maddelerde öngörülen sebeplere dayanılarak verilen kararları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere; Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur.

Kurul; Bakanlar Kurulunun, birer üyeyi Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi kurumları içinden önerecekleri ikişer aday, birer üyeyi ceza hukuku ve idare hukuku alanlarında profesör veya doçent unvanına sahip kişiler arasından, iki üyeyi en az genel müdür düzeyinde görev yapmakta olanlar arasından ve bir üyeyi de Adalet Bakanının önerisi üzerine bu Bakanlıkta idari görevlerde çalışan hâkimler arasından seçeceği yedi üyeden oluşur.

Kurul üyeliğine önerilen adayların muvafakatları aranır.
Kurul Başkanı, Bakanlar Kurulunca Kurulun üyeleri arasından seçilir.
Kurul, en az ayda bir defa veya ihtiyaç duyulduğu her zaman Başkanın çağrısı üzerine toplanır.
Kurul üyelerinin görev süreleri dört yıldır. Görev süresi sona erenler yeniden seçilebilirler. Görev süresi dolmadan görevinden ayrılan üyenin yerine aynı usule göre seçilen üye, yerine seçildiği üyenin görev süresini tamamlar.
Kurul üyelerine 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla fiilen görev yaptıkları her gün için uhdesinde kamu görevi bulunanlara (1000), uhdesinde kamu görevi bulunmayanlara ise (2000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir. Bu ödemelerde damga vergisi hariç her hangi bir kesinti yapılmaz.
Kurul, belirleyeceği konularda komisyonlar ve çalışma grupları kurabilir; ayrıca gerekli gördüğü takdirde, ilgili bakanlık ile diğer kurum ve kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini bilgi almak üzere toplantılarına katılmaya davet edebilir.
Kurulun sekretarya hizmetleri Adalet Bakanlığı tarafından yerine getirilir.
Kurulun görev ve çalışmalarına ilişkin esas ve usuller Adalet Bakanlığınca hazırlanarak yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Bilgi Edinme Hakkının Sınırları

Yargı denetimi dışında kalan işlemler
MADDE 15.-
Yargı denetimi dışında kalan işlemlerde bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

Devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 16.-
Açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.

Devletin ekonomik menfaatlerine ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 17.-
Açıklanması ya da zamanından önce açıklanması hâlinde Devletin ulusal ekonomik politikasının yürütülmesine zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

İstihbarata ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 18.-
Sivil ve askerî istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

İdarî soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 19.-
Kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince yürütülen idarî soruşturmalarla ilgili olup, açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;

a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak,
b) Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini tehlikeye sokacak,
c) Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürecek,
d) Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin edilmesini güçleştirecek,

bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

Adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 20.-
Açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde,

a) Suç işlenmesine yol açacak,
b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,
c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,
d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek

nitelikteki bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.
4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6.1.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve diğer özel kanun hükümleri saklı kalmak üzere, yargı işlemlerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

Özel hayatın gizliliği
MADDE 21.-
Kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileri ile aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.

Kamu yararının gerektirdiği hâllerde, kişisel bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluşlar tarafından, ilgili kişiye en az yedi gün önceden haber verilerek yazılı rızası alınmak koşuluyla açıklanabilir.

Haberleşmenin gizliliği
MADDE 22.-
Haberleşmenin gizliliği esasını ihlâl edecek bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

Ticarî sır
MADDE 23.-
Kanunlarda ticarî sır olarak nitelenen bilgi veya belgeler ile, kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek veya tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticarî ve malî bilgiler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

Fikir ve sanat eserleri
MADDE 24.-
Fikir ve sanat eserlerine ilişkin olarak yapılacak bilgi edinme başvuruları hakkında ilgili kanun hükümleri uygulanır.

Kurum içi düzenlemeler
MADDE 25.-
Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır.

Kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiyeler
MADDE 26.-
Kurum ve kuruluşların faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüş, bilgi notu, teklif ve tavsiye niteliğindeki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.
Bilimsel, kültürel, teknik, tıbbî, malî, istatistikî, hukukî ve benzeri uzmanlık alanlarında yasal olarak görüş verme yükümlülüğü bulunan kişi, birim ya da kurumların görüşleri, kurum ve kuruluşların alacakları kararlara esas teşkil etmesi kaydıyla bilgi edinme istemlerine açıktır.

Gizliliği kaldırılan bilgi veya belgeler
MADDE 27.-
Gizliliği kaldırılmış olan bilgi veya belgeler, bu Kanunda belirtilen diğer istisnalar kapsamına girmiyor ise, bilgi edinme başvurularına açık hâle gelir.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler

Ceza hükümleri
MADDE 28-
Bu Kanunun uygulanmasında ihmâli, kusuru veya kastı bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında, işledikleri fiillerin genel hükümler çerçevesinde ceza kovuşturması gerektirmesi hususu saklı kalmak kaydıyla, tâbi oldukları mevzuatta yer alan disiplin cezaları uygulanır.

Rapor düzenlenmesi
MADDE 29.-
Kurum ve kuruluşlar, bir önceki yıla ait olmak üzere;

a) Kendilerine yapılan bilgi edinme başvurularının sayısını,
b) Olumlu cevaplanarak bilgi veya belgelere erişim sağlanan başvuru sayısını,
c) Reddedilen başvuru sayısı ve bunların dağılımını gösterir istatistikî bilgileri,
d) Gizli ya da sır niteliğindeki bilgiler çıkarılarak ya da bu nitelikteki bilgiler ayrılarak bilgi veya belgelere erişim sağlanan başvuru sayısını,
e) Başvurunun reddedilmesi üzerine itiraz edilen başvuru sayısı ile bunların sonuçlarını,

Gösterir bir rapor hazırlayarak, bu raporları her yıl şubat ayının sonuna kadar Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna gönderirler. Bağlı, ilgili ve ilişkili kamu kurum ve kuruluşları raporlarını bağlı, ilgili ya da ilişkili oldukları bakanlık vasıtasıyla iletirler. Kurul, hazırlayacağı genel raporu, söz konusu kurum ve kuruluşların raporları ile birlikte her yıl mayıs ayında Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderir.

Yönetmelik
MADDE 30.-
Bu Kanunun uygulanması ile ilgili esas ve usullerin belirlenmesine ilişkin yönetmelik, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulur.

Yürürlük
MADDE 31.-
Bu Kanun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 32.-
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

ADALET KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNU TASARISI

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç
MADDE 1.-
Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.

Kapsam
MADDE 2.-
Bu Kanun; kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinde uygulanır.
1.11.1984 tarihli ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun hükümleri saklıdır.

Tanımlar
MADDE 3.-
Bu Kanunda geçen;

a) Kurum ve kuruluş: Bu Kanunun 2 nci maddesinde geçen ve kapsama dahil olan bilgi edinme başvurusu yapılacak bütün makam ve mercileri,
b) Başvuru sahibi: Bu Kanun kapsamında bilgi edinme hakkını kullanarak kurum ve kuruluşlara başvuran gerçek ve tüzel kişileri,
c) Bilgi: Kurum ve kuruluşların sahip oldukları kayıtlarda yer alan bu Kanun kapsamındaki her türlü veriyi,
d) Belge: Kurum ve kuruluşların sahip oldukları bu Kanun kapsamındaki yazılı, basılı veya çoğaltılmış dosya, evrak, kitap, dergi, broşür, etüt, mektup, program, talimat, kroki, plân, film, fotoğraf, teyp ve video kaseti, harita, elektronik ortamda kaydedilen her türlü bilgi, haber ve veri taşıyıcılarını,
e) Bilgi veya belgeye erişim: İstenen bilgi veya belgenin niteliğine göre, kurum ve kuruluşlarca, başvuru sahibine söz konusu bilgi veya belgenin bir kopyasının verilmesini, kopya verilmesinin mümkün olmadığı hâllerde, başvuru sahibinin bilgi veya belgenin aslını inceleyerek not almasına veya içeriğini görmesine veya işitmesine izin verilmesini,
f) Kurul: Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunu,

İfade eder.

İKİNCİ BÖLÜM
Bilgi Edinme Hakkı ve Bilgi Verme Yükümlülüğü

Bilgi edinme hakkı
MADDE 4.-
Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir.
Türkiye’de ikâmet eden yabancılar ile Türkiye’de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alanlarıyla ilgili olmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri saklıdır.

Bilgi verme yükümlülüğü
MADDE 5.-
Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.
Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Bilgi Edinme Başvurusu

Başvuru usulü
MADDE 6.-
Bilgi edinme başvurusu, başvuru sahibinin adı ve soyadı, imzası, oturma yeri veya iş adresini, başvuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin unvanı ve adresi ile yetkili kişinin imzasını ve yetki belgesini içeren dilekçe ile istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum veya kuruluşa yapılır. Bu başvuru, kişinin kimliğinin ve imzasının yasal olarak belirlenebilir olması kaydıyla elektronik ortamda veya diğer iletişim araçlarıyla da yapılabilir.
Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açıkça belirtilir.

İstenecek bilgi veya belgenin niteliği
MADDE 7.-
Bilgi edinme başvurusu, başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olmalıdır.

Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler.
İstenen bilgi veya belge, başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunuyorsa, başvuru dilekçesi bu kurum ve kuruluşa gönderilir ve durum ilgiliye yazılı olarak bildirilir.

Yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgeler
MADDE 8.-
Kurum ve kuruluşlarca yayımlanmış veya yayın, broşür, ilân ve benzeri yollarla kamuya açıklanmış bilgi veya belgeler, bilgi edinme başvurularına konu olamaz. Ancak, yayımlanmış veya kamuya açıklanmış bilgi veya belgelerin ne şekilde, ne zaman ve nerede yayımlandığı veya açıklandığı başvurana bildirilir.

Gizli bilgileri ayırarak bilgi veya belge verme
MADDE 9.-
İstenen bilgi veya belgelerde, gizlilik dereceli veya açıklanması yasaklanan bilgiler ile açıklanabilir nitelikte olanlar birlikte bulunuyor ve bunlar birbirlerinden ayrılabiliyorsa, söz konusu bilgi veya belge, gizlilik dereceli veya açıklanması yasaklanan bilgiler çıkarıldıktan sonra başvuranın bilgisine sunulur. Ayırma gerekçesi başvurana yazılı olarak bildirilir.

Bilgi veya belgeye erişim
MADDE 10.-
Kurum ve kuruluşlar, başvuru sahibine istenen belgenin onaylı bir kopyasını verirler.
Bilgi veya belgenin niteliği gereği kopyasının verilmesinin mümkün olmadığı veya kopya çıkarılmasının aslına zarar vereceği hâllerde, kurum ve kuruluşlar ilgilinin;

a) Yazılı veya basılı belgeler için, söz konusu belgenin aslını incelemesi ve not alabilmesini,
b) Ses kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları dinleyebilmesini,
c) Görüntü kaydı şeklindeki bilgi veya belgelerde bunları izleyebilmesini,

sağlarlar.

Bilgi veya belgenin yukarıda belirtilenlerden farklı bir şekilde elde edilmesi mümkün ise, belgeye zarar vermemek koşuluyla bu olanak sağlanır.
Başvurunun yapıldığı kurum ve kuruluş, erişimine olanak sağladığı bilgi veya belgeler için başvuru sahibinden erişimin gerektirdiği maliyet tutarı kadar bir ücreti bütçeye gelir kaydedilmek üzere tahsil edebilir.

Bilgi veya belgeye erişim süreleri
MADDE 11.-
Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi onbeş iş günü içinde sağlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması; başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekmesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu ilgilendirmesi durumlarında bilgi veya belgeye erişim otuz iş günü içinde sağlanır. Bu durumda, sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru sahibine yazılı olarak ve onbeş iş günlük sürenin bitiminden önce bildirilir.
10 uncu maddede belirtilen bilgi veya belgelere erişim için gereken maliyet tutarının idare tarafından başvuru sahibine bildirilmesiyle onbeş iş günlük süre kesilir. Başvuru sahibi onbeş iş günü içinde ücreti ödemezse talebinden vazgeçmiş sayılır.

Başvuruların cevaplandırılması
MADDE 12.-
Kurum ve kuruluşlar, bilgi edinme başvurularıyla ilgili cevaplarını yazılı olarak veya elektronik ortamda başvuru sahibine bildirirler. Başvurunun reddedilmesi hâlinde bu kararın gerekçesi ve buna karşı başvuru yolları belirtilir.

İtiraz usulü
MADDE 13.-
Bilgi edinme istemi 16 ve 17 nci maddelerde öngörülen sebeplerle reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde Kurula itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını otuz iş günü içinde verir. Kurum ve kuruluşlar, Kurulun istediği her türlü bilgi veya belgeyi onbeş iş günü içinde vermekle yükümlüdürler.
Kurula itiraz, başvuru sahibinin idarî yargıya başvurma süresini durdurur.

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu
MADDE 14.-
Bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazlar üzerine, 16 ve 17 nci maddelerde öngörülen sebeplere dayanılarak verilen kararları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere; Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur.

Kurul; birer üyesi Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi kurumları içinden önerecekleri ikişer aday, birer üyesi ceza hukuku, idare hukuku ve anayasa hukuku alanlarında profesör veya doçent unvanına sahip kişiler, bir üyesi Türkiye Barolar Birliğinin baro başkanı seçilme yeterliliğine sahip kişiler içinden göstereceği iki aday, iki üyesi en az genel müdür düzeyinde görev yapmakta olanlar ve bir üyesi de Adalet Bakanının önerisi üzerine bu Bakanlıkta idari görevlerde çalışan hâkimler arasından Bakanlar Kurulunca seçilecek dokuz üyeden oluşur.

Kurul üyeliğine önerilen adayların muvafakatları aranır.
Kurul Başkanı, Bakanlar Kurulunca Kurulun üyeleri arasından seçilir.
Kurul, en az ayda bir defa veya ihtiyaç duyulduğu her zaman Başkanın çağrısı üzerine toplanır.
Kurul üyelerinin görev süreleri dört yıldır. Görev süresi sona erenler yeniden seçilebilirler. Görev süresi dolmadan görevinden ayrılan üyenin yerine aynı usule göre seçilen üye, yerine seçildiği üyenin görev süresini tamamlar. Yeni seçilen Kurul göreve başlayıncaya kadar önceki Kurul görevine devam eder.

Kurul üyelerine 10.2.1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla fiilen görev yaptıkları her gün için uhdesinde kamu görevi bulunanlara (1000), uhdesinde kamu görevi bulunmayanlara ise (2000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir. Bu ödemelerde damga vergisi hariç her hangi bir kesinti yapılmaz.
Kurul, belirleyeceği konularda komisyonlar ve çalışma grupları kurabilir; ayrıca gerekli gördüğü takdirde, ilgili bakanlık ile diğer kurum ve kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini bilgi almak üzere toplantılarına katılmaya davet edebilir.
Kurulun sekretarya hizmetleri Başbakanlık tarafından yerine getirilir.
Kurulun görev ve çalışmalarına ilişkin esas ve usuller Başbakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Bilgi Edinme Hakkının Sınırları

Yargı denetimi dışında kalan işlemler
MADDE 15.-
Yargı denetimi dışında kalan idari işlemlerden kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu etkileyecek nitelikte olanlar, bu Kanun kapsamına dahildir. Bu şekilde sağlanan bilgi edinme hakkı işlemin yargı denetimine açılması sonucunu doğurmaz.

Devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 16.-
Açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.

Ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 17.-
Açıklanması ya da zamanından önce açıklanması hâlinde, ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

İstihbarata ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 18.-
Sivil ve askerî istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.
Ancak, bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı kapsamı içindedir.

İdarî soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 19.-
Kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince yürütülen idarî soruşturmalarla ilgili olup, açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;

a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak,
b) Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini tehlikeye sokacak,
c) Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürecek,
d) Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin edilmesini güçleştirecek,

Bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

Adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler
MADDE 20.-
Açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde,

a) Suç işlenmesine yol açacak,
b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,
c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,
d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek,

Nitelikteki bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6.1.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve diğer özel kanun hükümleri saklıdır.

Özel hayatın gizliliği
MADDE 21.-
Kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.

Kamu yararının gerektirdiği hâllerde, kişisel bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluşlar tarafından, ilgili kişiye en az yedi gün önceden haber verilerek yazılı rızası alınmak koşuluyla açıklanabilir.

Haberleşmenin gizliliği
MADDE 22.-
Haberleşmenin gizliliği esasını ihlâl edecek bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

Ticarî sır
MADDE 23.-
Kanunlarda ticarî sır olarak nitelenen bilgi veya belgeler ile, kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek veya tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticarî ve malî bilgiler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

Fikir ve sanat eserleri
MADDE 24.-
Fikir ve sanat eserlerine ilişkin olarak yapılacak bilgi edinme başvuruları hakkında ilgili kanun hükümleri uygulanır.

Kurum içi düzenlemeler
MADDE 25.-
Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır.

Kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiyeler
MADDE 26.-
Kurum ve kuruluşların faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüş, bilgi notu, teklif ve tavsiye niteliğindeki bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluş tarafından aksi kararlaştırılmadıkça bilgi edinme hakkı kapsamındadır.
Bilimsel, kültürel, istatistik, teknik, tıbbî, malî, hukukî ve benzeri uzmanlık alanlarında yasal olarak görüş verme yükümlülüğü bulunan kişi, birim ya da kurumların görüşleri, kurum ve kuruluşların alacakları kararlara esas teşkil etmesi kaydıyla bilgi edinme istemlerine açıktır.

Tavsiye ve mütalaa talepleri
MADDE 27.-
Tavsiye ve mütalaa talepleri bu Kanun kapsamı dışındadır.

Gizliliği kaldırılan bilgi veya belgeler
MADDE 28.-
Gizliliği kaldırılmış olan bilgi veya belgeler, bu Kanunda belirtilen diğer istisnalar kapsamına girmiyor ise, bilgi edinme başvurularına açık hâle gelir.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler

Ceza hükümleri
MADDE 29.-
Bu Kanunun uygulanmasında ihmâli, kusuru veya kastı bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında, işledikleri fiillerin genel hükümler çerçevesinde ceza kovuşturması gerektirmesi hususu saklı kalmak kaydıyla, tâbi oldukları mevzuatta yer alan disiplin cezaları uygulanır.
Bu Kanunla erişilen bilgi ve belgeler ticari amaçla çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

Rapor düzenlenmesi
MADDE 30.-
Kurum ve kuruluşlar, bir önceki yıla ait olmak üzere;

a) Kendilerine yapılan bilgi edinme başvurularının sayısını,
b) Olumlu cevaplanarak bilgi veya belgelere erişim sağlanan başvuru sayısını,
c) Reddedilen başvuru sayısı ve bunların dağılımını gösterir istatistik bilgileri,
d) Gizli ya da sır niteliğindeki bilgiler çıkarılarak ya da bu nitelikteki bilgiler ayrılarak bilgi veya belgelere erişim sağlanan başvuru sayısını,
e) Başvurunun reddedilmesi üzerine itiraz edilen başvuru sayısı ile bunların sonuçlarını,

Gösterir bir rapor hazırlayarak, bu raporları her yıl şubat ayının sonuna kadar Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna gönderirler. Bağlı, ilgili ve ilişkili kamu kurum ve kuruluşları raporlarını bağlı, ilgili ya da ilişkili oldukları bakanlık vasıtasıyla iletirler. Kurul, hazırlayacağı genel raporu, söz konusu kurum ve kuruluşların raporları ile birlikte her yıl nisan ayının sonuna kadar Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderir. Bu raporlar takip eden iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca kamuoyuna açıklanır.

Yönetmelik
MADDE 31.-
Bu Kanunun uygulanması ile ilgili esas ve usullerin belirlenmesine ilişkin yönetmelik, Kanunun yayımını takip eden altı ay içinde Başbakanlık tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulur.

Yürürlük
MADDE 32.-
Bu Kanun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 33.-
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Genel İdari Usul Tasarısı

http://www.adalet.gov.tr/kanun/newfolder/idariusul.htm

GENEL İDARÎ USUL KANUNU TASARISI

BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler

Amaç
Madde 1-
Bu Kanunun amacı, idarî işlemlerin yapılmasında uygulanacak ilke ve usullerin belirlenmesidir.

Kapsam
Madde 2-
Bu Kanun,

a) Genel, katma, özel ve özerk bütçeli her türlü kamu kurum ve kuruluşlarının,
b) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından en az sermayelerinin yarısından çoğuna katılmak suretiyle oluşturulan her türlü kuruluşun,
c) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının,
d) İdare adına hareket ederek kamu hizmeti yürüten özel hukuk tüzel kişilerinin,
e) Yasama ve yargı mercilerinin,

idare işlevinden kaynaklanan idarî işlemlerini kapsar.

Münhasıran askerî hizmete yönelik işlemlerin tâbi olduğu idarî usul hükümleri ile özel kanunlarda yer alan idarî usul hükümleri saklıdır.

İlkeler
Madde 3-
İdare yapacağı işlemlerde; insan haklarına saygılı olma, adalet, kanun önünde eşitlik, hukukî güvenlik ve istikrar, tarafsızlık, iyi yönetim, açıklık ve katılım, ölçülülük, doğru bilgilendirme, usul ekonomisi, kamu yararının gerçekleştirilmesi ilkelerine uymakla ve yargı kararlarının gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür.

Tanımlar
Madde 4-
Bu Kanunda geçen,

a) İdarî makam: İdarî işlem yapmaya yetkili mercii,
b) İdarî işlem: İdarî makamların kamu gücü ve usullerini kullanarak, tek yanlı iradeleriyle yapmış oldukları, hukukî sonuç doğuran işlemleri,
c) Hazırlık işlemi: İdarî usul süreci içinde bu Kanun kapsamındaki makam ve merciler tarafından gerçekleştirilen her bir usul aşamasını,
d) İdarî usul: İdarî makamların idarî işlemlerin yapılmasında uymaları zorunlu, bu Kanunda öngörülen usulü,
e) İlgili: İdarî işlemlerin yöneltildiği veya bu idarî işlemlerden etkilenen birey veya tüzel kişiyi,
f) İdarî yaptırım: Disiplin cezaları, para cezaları, işyeri kapatma, meslek ve sanattan men, ruhsat, lisans, izin veya belge iptali ve yıkım kararlarını,
g) Taraflar: İlgilileri ve idareyi,
h) Toplantı: Kurul hâlinde karar verilmesi gereken durumlarda üyelerin ve varsa kurulu oluşturan diğer görevlilerin bir araya gelmeleri; tek bir görevlinin iradesi ile yapılacak işlemler söz konusu olduğunda ise yetkilinin ilgililerle bir araya gelmesi hâlini,
i) Duyuru: Kamunun ve ilgililerin, hazırlık işlemi ve idarî işlemlerin özelliği dikkate alınarak, elverişli iletişim araçlarıyla bilgilenmelerini sağlayacak haber vermeyi,

ifade eder.

Bilgi verme ve hukukî yardım
Madde 5-
Bu Kanun kapsamındaki kuruluşlar, görev alanlarıyla ilgili konularda başvuru hakkını kullanacak ilgililere, yol göstermekle, idarî usulde sahip olduğu hakları kullanabilmesi için yardımcı olmakla, idarî işlemlere karşı itiraz ve başvuru makam ve mercileri ile sürelerine ilişkin bilgi vermekle yükümlüdür.

Bu yükümlülük, idare tarafından bütün teşkilâtıyla ve çıkarılacak yönetmeliklerle kurulacak bilgilendirme ve yol gösterme birimleri aracılığıyla yerine getirilir.

Görevli, bir başvurunun nasıl yapılması gerektiği ve o başvuruda takip edilecek usul konusunda ilgiliye yol gösterir, usulle ilgili bilgi verir, açıklama yapar, eksiklik söz konusu ise bildirimin yenilenmesini veya yazılı bildirimde bulunulmasını talep eder.

İKİNCİ BÖLÜM
Başvuru Hakkının Kullanılması

Başvuru hakkı
Madde 6-
İlgililer, bir işlemin yapılması veya bir eylemde bulunulması isteği ile idareye başvurma hakkına sahiptir.

Dilekçelerde bulunması gereken hususlar
Madde 7-
Dilekçelerde;

a) Başvuranın, varsa temsilcisinin ad ve soyadı, unvanı, adresi ve imzası,
b) Başvurunun konusu, sebepleri, dayandığı deliller ve ilgili belgeler

yer alır.

Başvuru dilekçelerinin alınması
Madde 8-
Başvurularda dilekçelerin kayıtları yapılarak, kayıt tarih ve sayısı dilekçelerin üzerine yazılır. Başvuru tarihi kaydın yapıldığı tarihtir.
İdare, başvuru sahiplerine, imzalı ve kaşeli bir alındı belgesi vermekle yükümlüdür. Alındı belgesine;

a) Başvuru kaydının tarih ve sayısı,
b) Başvuruyu kabul eden birim,
c) Başvurunun konusu, yazılır.

Posta yolu ile yapılan başvurularda, başvuru dilekçesinin idarî makama ulaştığı tarih, başvuru tarihidir.

Dilekçelerde eksiklik
Madde 9-
7 nci maddenin (a) bendindeki unsurları içermeyen dilekçeler işleme konulmaz.
Başvuru konusunun belirsizliği hâlinde idare, bu durumu başvurana yazılı olarak bildirir.
Dilekçelerde başvuru sebeplerinin, dayanılan delillerin yeterince açıklanmaması, ilgili belgelerin sunulmaması hâlinde idare, gerekli açıklamanın yapılmasını, ilgili belgelerin gönderilmesini başvuru sahibinden ister.

İdarî makamlara başvuru
Madde 10-
Dilekçeler, başvurunun konusuna bağlı olarak yetkili idareye, yurt dışından yapılacak başvurularda ise yetkili idareye iletilmek üzere dış temsilciliklere verilir.
Dilekçenin yetkili olmayan idareye veya dış temsilciliklere verilmesi hâlinde, dilekçe ve ekleri üç gün içinde yetkili idareye gönderilerek başvurana yazılı bilgi verilir. Bu hâlde cevap verme yükümlülüğü, dilekçe ve eklerinin yetkili idareye ulaştığı tarihte başlar.
Yetkisiz idareye başvurma, hak kaybına yol açmaz.

Başvuruların cevaplandırılması zorunluluğu
Madde 11-
İdare, kendisine yapılan başvurular hakkında, kayıt tarihini izleyen günden itibaren en geç otuz gün içinde cevap vermek zorundadır.
Gerekli araştırma ve incelemeyi tamamlayan idare, isteği kabul etmediği takdirde, gerekçesini açıklayıp, bu idarî işleme karşı başvurulabilecek idarî makamları, yargı yolunu ve sürelerini göstererek, başvuru sahiplerine cevap vermekle yükümlüdür.
Kamu görevlilerinin ihmali veya kusurlu davranışları nedeniyle otuz gün içinde başvurunun cevaplandırılmaması, dava açılmış olması, idarenin cevap verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İdarî İşlemi Yapma Yetkisi

Kamu yetkisinin kullanımı
Madde 12-
Kamu görevlileri, kanunlardan kaynaklanan yetkilerini, kanunî sınırlar içinde kullanırlar. Kamusal yetkiler, hukukî dayanağı olmayan amaçlarla ve kamu yararına aykırı olarak kullanılamaz.

Kamu görevlileri, tarafsızlık ve kanun önünde eşitlik ilkelerine uygun davranırlar; aynı durumda olan ilgililere aynı şekilde davranmak suretiyle her türlü ayırımcılıktan kaçınırlar.

Kamu görevlileri, kanunî düzenlemelere de uygun olarak, bireylerin özel hayatına ve kişi hak ve hürriyetlerine saygılı davranmak zorundadırlar. Kişisel bilgileri yetkili olmayan üçüncü kişilere açıklayamazlar.
İdare, yapacağı düzenleyici işlemlerde, önceki uygulamaları ışığında bireylerin yasal haklarına ve makul beklentilerine uygun davranır.

Yetki kurallarının hukukî niteliği
Madde 13-
İdarî makamın konu, yer, kişi ve zaman bakımından işlem yapma yetkisi kanun ve diğer mevzuatta gösterilir.
Yetki kamu düzenine ilişkindir. İdarî makam;

a) Hukukî dayanağı olmayan bir idarî yetki kullanamaz.
b) Görevli olduğu konuda işlem yapmaktan kaçınamaz.
c) Yetkiye ilişkin anlaşma yapamaz.
d) Yetkili olup olmadığını resen inceler.

İdarî makamlar arasında çıkan olumlu ve olumsuz yetki ve görev uyuşmazlıkları, hiyerarşik bakımdan üstleri konumunda olan idarî makam tarafından çözülür.
Yetki, kanun ve diğer mevzuatta belirtilen kişi, kurul ya da makam tarafından,

a) Doğrudan kendileri ya da görevi vekâleten yürütenlerce,
b) Hukuka uygun olarak fiilen göreve başlamalarından itibaren,
c) Yetkileri devam ettiği sürece,
d) Kamu düzeninin gerektirdiği ivedi durumlar dışında, hukukun belirlediği çalışma dönemleri, iş günleri ve saatlerinde kullanılabilir.

Yetkili kişi, kurul ya da makam, ancak kendi görev alanına giren konularda işlem yapabilir. Hiyerarşik konumu ne olursa olsun, bir başka yetkilinin görev alanına giren konuda işlem yapamaz.

Vekâlet
Madde 14-
İdarî makamın, ölüm, istifa, görevden alınma, başka yere atanma, görevin düşmesi gibi nedenlerle boşalması durumunda; Kanunda belirtilen veya mevzuatın öngördüğü usullere göre asil olarak atanma niteliklerini taşıyanlar arasından belirlenen ya da seçilen yetkili, boşalan makama vekâlet eder. Asil olarak atanma niteliklerini taşıyan bulunmaması halinde buna en yakın niteliklere sahip kişi vekâlet eder. Ancak, vekâlet edilen makamın gerektirdiği şartları haiz kamu görevlisi ilgili idarede göreve başladığında ve vekâlet bu kişiye verilir.
İdarî makamın, izin, hastalık, geçici görevlendirilme veya buna benzer diğer bir nedenle geçici olarak boşalması hâlinde; asil veya bir üst yetkilinin önerisi ve atamaya yetkili amirin onayıyla görevlendirilen yetkili, boşalan makama vekâlet eder. Bu durumda vekâletin süresi altı ayı geçemez ve bu süre uzatılamaz, yenilenemez.
Vekâlet, görevlendirme yazısında belirtilen tarihte, tarih belirtilmemişse görevlendirme kararının bildirim tarihinde başlar, asıl yetkilinin göreve dönmesi veya vekâlet süresinin dolmasıyla sona erer.
Görevin vekâleten yürütüldüğü durumlarda, vekil, asilin sahip olduğu bütün yetkileri kullanabilir.

Çekilme ve çekilmeye davet
Madde 15-
İdarî usulde, idare adına faaliyette bulunan görevli, gerekli ivedi önlemleri alarak, aşağıdaki hallerde kendiliğinden veya davet üzerine işlem yapmaktan çekilebilir:

a) İlgilinin nişanlısı, eşi, üstsoyu, altsoyu, üçüncü dereceye kadar kan veya ikinci dereceye kadar kayın hısımı veya evlâtlığı ise,
b) Söz konusu faaliyet sadece kendisine yarar sağlayacaksa,
c) İlgiliye bağlı olarak bedel karşılığı veya ilgilinin üyesi veya ortağı olduğu bir tüzel kişiliğin yönetim kurulu, denetim kurulu ya da benzeri bir organında görev yapıyorsa,
d) İlgili ile arasında maddî çıkar ilişkisine dayanan iş ortaklığı, karşılıklı çıkar ilişkisi varsa,
e) İlgili ile bir hukuk veya ceza davasında hasım olarak bulunuyorsa veya aralarında husumet olduğunu ortaya koyan bir başka maddî delil varsa,
f) İlgili ile aralarında temsil veya vekâlet ilişkisi bulunuyorsa.

Çekilme konusu, görevlinin amiri veya en yakın idarî vesayet makamı tarafından, kurul üyeleri için ise kendisinin katılmadığı toplantıda kurul tarafından kararlaştırılır. Belediye başkanları ve muhtarların çekilmeleri, illerde vali, ilçelerde kaymakam tarafından karara bağlanır. Kurulların toplantılarını engelleyen toplu çekilme davetleri dikkate alınmaz.
Çekilme konusu yedi gün içinde karara bağlanarak, söz konusu işlemin kimin tarafından yapılacağı belirlenir ve hizmetin aksamaması için gerekli önlemler alınır.

Yetki devri
Madde 16-
Yetkili makam, kanunla izin verilen hâllerde ve yazılı olmak koşuluyla işlem yapma yetkisini, kısmen, hiyerarşik yapıya uygun olarak alt makamlara devredebilir. Devredilen yetkiler, devreden tarafından kullanılamaz. Yetkiyi devralan, bu yetkileri devredenden bağımsız olarak kullanır.
Aşağıda belirtilen yetkiler devredilemez:

a) Kullanılması kanunla doğrudan bir kamu görevlisine verilmiş olan yetkiler,
b) Plânlama yetkisi,
c) Kamu görevlileri arasındaki iş bölümünü kapsayan örgütlendirme yetkisi,
d) Üstün astları üzerindeki denetim yetkisi,
e) Disiplin soruşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi yetkileri,
f) Astların değerlendirilmesine ve terfiine yönelik yetkiler,
g) Yetki devri ile devralınan yetkiler.

Yetkiyi devredenin yetkilerinin konu ve kapsam yönünden artması veya azalması, devredilen yetkilerin kapsamını ve konusunu genişletmez ve daraltmaz.

Yetkilerini devreden yetkilinin değişmesi, yetki devrini sona erdirir.
Yetki devrinde, devredilen yetkilere dayanarak yapılan işlemler nedeniyle doğacak her türlü sorumluluk, yetkinin devredildiği makama aittir.

İmza devri
Madde 17-
Yetkili makam, yapmaya yetkili olduğu işlemlerden bir kısmının imzalanması yetkisini, yardımcıları veya astlarından bazılarına devredebilir.

İmza yetkisi, devreden makamın gözetim ve denetiminde kullanılır. Devredilen imza yetkisinin kullanılmasından dolayı devreden ve devralan birlikte sorumludur.
Aşağıda belirtilen imza yetkileri devredilemez:

a) Kurul üyelerinin imza yetkileri,
b) Cumhurbaşkanının katılımı ile oluşan idarî işlemlerde sorumluluğu yüklen-mek amacıyla kullanılan karşı imza yetkisi,
c) Karar alma süreci içinde farklı otoritelerin belli bir sıra takip ederek iradelerini açıkladıkları işlemlerdeki imza yetkileri,
d) Devralınan imza yetkisi,
e) Hukuken veya yetkinin niteliği gereği idarî makamların bizzat yapması gereken işlemlerdeki imza yetkisi.
İmza devri, devreden ya da devralan yetkilinin değişmesi ile sona erer.

İdarî işlemlerin değiştirilmesi, kaldırılması ve geri alınması
Madde 18-
Hukuka aykırılıkları saptanan bireysel idarî işlemler, iptal davası açma süresi içinde veya açılmış olan iptal davası sonuçlanıncaya kadar değiştirilebilir, kaldırılabilir veya geri alınabilir.

Yetkisiz olduğu belirgin olan makamlar tarafından ya da kanun hükümleri bariz biçimde ihlâl edilmek suretiyle açık hataya düşülerek veya hile, zorlama veya ilgililerin gerçek dışı beyanı ile tesis edilmiş olduğu saptanan idarî işlemler her zaman değiştirilebilir, kaldırılabilir veya geri alınabilir.
Yapılan ödemelerin iadesi ancak geri alma işleminin ilgililere tebliğinden itibaren geriye doğru beş yıllık süre için istenebilir.
Düzenleyici işlemlerden hukuka aykırılığı saptananlar, her zaman değiştirilir veya kaldırılır. Bunlara dayanılarak yapılan bireysel idarî işlemler yukarıdaki hükümlere tâbidir.

İdarî makamlar, yürütülen idarî faaliyeti düzenleyen mevzuatta yapılan değişiklikleri, hizmet gereklerini ve kamu düzenini göz önünde bulundurarak, mevcut idarî işlemleri her zaman değiştirebilir veya kaldırabilirler. Kişiler lehine oluşmuş hukukî durumlar ikinci fıkradaki hâller hariç olmak üzere korunur.

Bir idarî işlem kanunda aksi öngörülmedikçe, ancak onu yapmaya yetkili makam tarafından yapılışındaki usul ve esaslara uyularak değiştirilebilir, kaldırılabilir veya geri alınabilir.
İdarî işlemlerin değiştirilmesi, kaldırılması veya geri alınması ile ilgili özel kanun hükümleri saklıdır.

Takdir yetkisi
Madde 19-
İdarî makamlara tanınan takdir yetkisi, yetkilendirmenin yapıldığı idarî faaliyetin gerekleri ve amaçlarıyla sınırlıdır. Takdir yetkisi, konuyla ilgili araştırma, inceleme ve değerlendirmeler yapılıp, işlemin sebebi ve güdülen amaç saptanarak kullanılır. Takdir yetkisinin kullanılmasında, tercihi belirleyen hususlar ile işlemin sebebi ve güdülen amaç idarî işlem metninde açıklanır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İdarî İşlemin Hazırlanması

İdarî usulün başlaması
Madde 20-
İdarî usul, idare tarafından resen ya da ilgilinin başvurusu üzerine başlar.

Temsil
Madde 21-
İlgili, idarî usulün her safhasında, bizzat yapması gerekmeyen tüm hazırlık işlemlerini temsilcisi aracılığıyla yapabilir.
Fiil ehliyeti bulunan herkes, idare karşısında bir diğerini temsil edebilir. Özel kanunlardaki temsil hükümleri saklıdır.
Temsilci tayini, noter tarafından düzenlenmiş veya onaylanmış bir vekâletname veya başvurulan idarî makamın ilgiliye en yakın biriminin önünde temsile yönelik beyanı içeren tutanağın ibrazı ile yapılır.
İlgili vekâletini geri almadıkça idare, yazışmaları temsilci ile yürütür.
Yetkisiz temsil hâlinde idare, ilgiliye temsilcinin yaptığı işlemleri düzeltmesi, onaylaması veya yeni bir temsilci seçmesi için üç günlük süre verir. Belirtilen süre içinde eksikliklerin giderilmemesi hâlinde, idarî usul süreci, ilgili muhatap alınarak yeniden başlatılır.

Zorunlu temsil
Madde 22-
İdarî usul sürecinde yapılacak bireysel işlemlerin ilgili veya temsilcisi ile yürütülmesi esastır.
Bireysel işlemin, beşten fazla kişiyi ilgilendirip hak ve menfaatlerde ortaklık bulunması hâlinde, idare, ilgililerden temsilci seçmelerini ister. Bu istek, üç gün içinde yerine getirilmediği takdirde idare, işlemi en kısa sürede sonuçlandırabileceği ilgiliyle yürütür. İdarenin işlemi hangi ilgiliyle yürüttüğü ve işlemin sonucu diğer ilgililere duyurulur.
Temsilci sayısı ve seçimi eşitlik, adalet ve temsil edilebilirlik esaslarına göre idare tarafından belirlenir.

Araştırma, inceleme ve soruşturma yükümlülüğü
Madde 23-
İdare, yapacağı idarî işlemi etkileyen olaylarla ilgili her türlü araştırma, inceleme ve gerektiğinde soruşturmayı kendiliğinden yapar.
İdarece, yeterli araştırma, inceleme veya gerekli görüldüğünde açılacak soruşturma tamamlanmadan idarî işlem yapılamaz, ancak ivedi önlemler alınır.

Bu Kanun kapsamına giren kuruluşlar, faaliyet alanlarında meydana gelen, bireyleri, tüzel kişileri veya çevreyi etkileyen olayları, nedenlerini, idarenin ve kamu görevlilerinin sorumluluğunu, yeterli araştırma, inceleme veya gerektiğinde soruşturma yapmak suretiyle saptamakla yükümlüdür.
İlgililerin bir idarî işlem veya eylem yapılması yolundaki başvuruları idarece, başvuru konularının özelliği dikkate alınıp, gerekli her türlü araştırma ve incelemeler tamamlandıktan sonra cevaplandırılır. Başvuru konusunun, idarî faaliyet alanında gerçekleşen maddî bir olaya ilişkin olması hâlinde, bu Kanunda öngörülen usul kuralları uygulanarak araştırma, inceleme veya soruşturma yapılması zorunludur.

Araştırma, inceleme ve soruşturma usulü
Madde 24-
Yetkili idarî makamlar, idarî faaliyet alanında meydana gelen bir olayı öğrenmeleri üzerine, bir ön inceleme yaptırdıktan sonra, teknik bilgiye sahip kamu görevlilerinden bir ekip oluşturup, gerekli araştırma veya soruşturmayı yaptırırlar. Yapılacak ön inceleme sonucuna göre idarî makamlar, sadece maddî olayın oluş biçimi ve nedenleriyle sınırlı bir araştırma yaptırabilecekleri gibi, gerektiğinde idarenin ve kamu görevlilerinin hukukî sorumluluklarının da saptanacağı bir soruşturmanın yapılması yoluna da gidebilirler. Bu araştırma veya soruşturmada, olaydan etkilenen birey veya tüzel kişilere dinlenilme hakkı tanınır; ayrıca varsa tanıklar dinlenir.
Kamu kurum ve kuruluşları, faaliyet alanlarının özelliklerini dikkate alarak, araştırma ve soruşturma yaptıracak yetkilileri, niteliklerini, ön inceleme, araştırma veya soruşturma yapılacak hâlleri, araştırma ve soruşturmanın kapsamı ve düzenlenecek raporun şeklini, çıkaracakları yönetmeliklerle belirlerler.

Dinlenilme hakkı ve kullandırılması
Madde 25-
Dinlenilme hakkı, ilgililerin, bir idarî işlemin yapılmasından önce haklarını, özgürlüklerini ya da hukukî yararlarını savunmak üzere kendi tercihleri doğrultusunda yazılı veya idarece düzenlenecek görüşme toplantısında sözlü açıklama yapmalarını, tanık dinletebilmelerini, idareye her türlü bilgi ve belge sunmalarını, bilirkişi incelemesi yapılması isteğinde bulunmalarını kapsar.
23 üncü maddeye göre araştırma, inceleme ve soruşturma yapılacak olaylarda, bu olaylarla ilgili yapılan başvurularda, bu Kanunda sayılan idarî yaptırımların uygulanmasında, idarece ilgililere dinlenilme hakkı tanınması zorunludur.
Yukarıdaki fıkra dışındaki hâllerde ise idare, idarî işlemden önce ilgililere dinlenilme hakkı tanıyıp tanımama konusunda takdir yetkisine sahiptir. Her kamu kuruluşu, kamu düzeni ve kamu yararını, idarî işlemlerde ivediliği değerlendirmek suretiyle bu Kanundaki zorunluluklar dışında hangi tür idarî işlemlerde ilgililere dinlenilme hakkı tanınabileceğini çıkaracağı yönetmelikle düzenler.
Dinlenilme hakkına sahip ilgililere, idarece, en az yedi gün önceden yazılı bildirimde bulunulup yapılmak istenilen işlemin konusu, maddî ve hukukî dayanakları, bu hakkı yazılı ya da sözlü olarak kullanabileceği, sözlü olarak kullanmak istiyorsa yapılacak görüşme toplantısının yeri, tarihi ve saati açıklanır.

Tanık ve bilirkişi
Madde 26-
Dinlenilme hakkının kullanılması ve görüşme toplantısının yapılması sırasında tanık dinlenilebilir, bilirkişiye başvurulabilir. İlgililer tanık ve bilirkişi dinleme sırasında hazır bulunabilirler, konuyla ilgili soru sorabilirler. Bu amaçla idare, ilgililere tanık ve bilirkişinin dinleneceği görüşme toplantılarının yer, tarih ve saatini, en az yedi gün önceden yazılı olarak bildirir.
İlgililerin dinletmek istedikleri tanıkların sayısı, gerekli görülmesi hâlinde idarece sınırlandırılabilir. İlgililerin bilirkişi incelemesi yapılması istekleri, idarece gerekli bulunması hâlinde ve inceleme giderlerinin ilgililerce karşılanması koşuluyla kabul edilir. Yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenecek rapor, bağlayıcı olmayıp, idarece değerlendirmeye tâbi tutulur.

Görüşme toplantısı
Madde 27-
Görüşme toplantısı, gerekli tanık ve bilirkişiler ile ilgililerin katılımıyla, idare tarafından belirlenecek yönetici tarafından, amaca uygun bir yerde yapılır.
Yönetici, dinlenilme ve katılma hakkının amacına uygun kullanılmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla yönetici:

a) Görüşme toplantısını yönetir.
b) İlgililerin, varsa temsilci, tanık ve bilirkişilerin kimliklerini tespit eder; bunlar dışında toplantıya katılanları görüşme toplantısından çıkarır.
c) İşlemin konusunu, maddî ve hukukî dayanaklarını ortaya koyar.
d) İlgilileri, varsa tanık ve bilirkişileri dinlemek, soru sormak, sunulacak delilleri almak ve bunlara yapılacak itirazları görüşmek için görüşme usulünü belirler.

Görüşme toplantısında kimlik tespitleri, sorular, cevaplar, tanık ve bilirkişi ifadeleri, yönetici tarafından alınan kararlar ve sunulan deliller idare tarafından tutanağa geçirilir. Tutanak görüşmeye katılanlarca imzalanır. İstek hâlinde ilgiliye tutanağın bir sureti verilir.
Görüşme toplantılarında özel hayatın gizliliğini ihlâl edebilecek kişisel, tıbbî, sınaî, ticarî ve malî sırların zarar görmemesi sağlanır.

Tazminat istemlerine ilişkin başvuruların incelenmesi
Madde 28- İdarenin eylem ve işlemlerinden dolayı zarara uğrayanların tazminat istemiyle idareye yaptığı başvurular, ita amirinin görevlendireceği kişinin başkanlığında üçü o idarede, biri Maliye Bakanlığını temsilen o birimin bulunduğu yerde görevli olmak üzere beş kişiden oluşacak kurullar tarafından incelenerek ita amirinin onayıyla sonuca bağlanır.
Kurulların oluşumu her idare tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.
Tazminat istemlerine ilişkin başvuruların incelenmesinde, başvurunun konusu, zarara yol açan olay ve nedenleri, zararın meydana geliş şekli, idarenin tazmin sorumluluğunun olup olmadığı, zararın miktarı ve ödenecek tazminat tutarı tespit edilir. 24 üncü madde uyarınca gerekli araştırma ve soruşturma yapılarak tazminat miktarının tespitinde talepte bulunanın veya temsilcisinin görüşünün alınması, varsa tanıkların dinlenmesi zorunludur. Belirlenen tazminat miktarının ödenmesinin kabul edilmesi istemde bulunanın da buna rıza göstermesi halinde 39 uncu madde uyarınca tutanak düzenlenir ve anlaşılan miktar tutanak ile imza altına alınır. Bu tutanak ilâmlı icraya dayanak olacak belgelerdendir.
İdarenin eylem ve işlemleri nedeniyle verdiği zararın tazmini için bütçeye yeterli ödenek konulur.

Açıklık
Madde 29-
Bilinmesi veya zamanından önce öğrenilmesi hâlinde, Devletin millî savunma, millî güvenlik, millî ekonomi ve dış ticaret politikaları ile milletlerarası ilişkilerinin yürütülmesine açıkça zarar verecek, özel hayatın gizliliğini ihlâl edecek ve haksız rekabet ve kazanca sebebiyet verecek işlemlerin dışındaki idarî faaliyetler özel kanun hükümleri çerçevesinde kamuya açıktır.

Katılma hakkı
Madde 30-
Bayındırlık hizmetleri, mülkiyet ve çevre [MK1]hakları ile kültür ve tabiat varlıklarını doğrudan etkileyen, belde halkının tümünü ilgilendiren bireysel ve düzenleyici işlemlerde, kamunun bilgilendirilmesi ve katılımı esastır.
Birinci fıkradaki işlemlerin konusu, otuz gün içinde incelenip görüş bildirilmesi amacıyla elverişli vasıtalarla kamuya duyurulur.
İşlemin tesisinde, idare tarafından alınacak kararın niteliğine göre ilgili diğer idarî kurum ve kuruluşlardan, aynı konuda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ve işlemin etki ve sonuçlarını doğuracağı bölgedeki üniversitelerden birer temsilci, idare tarafından düzenlenecek genel görüşme toplantısına çağrılır.
Ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerde ise ilgili idari kurum ve kuruluşların yanında, idare, kendi belirleyeceği en az üç üniversite, sivil toplum örgütü ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından birer temsilciyi genel görüşme toplantısına davet eder.
Genel görüşme toplantısı 27 nci madde hükmüne göre yapılır.
İdare, bu toplantı sonucunda ortaya çıkan görüşleri ve konuyla ilgili yapılan anket, kamuoyu yoklaması ve benzeri vasıtalarla elde edilen veri ve sonuçları karar alma sürecinde değerlendirir.

Kurul toplantılarının açıklığı
Madde 31-
İdarenin karar organı olan kurullarının toplantıları, özel kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ilgililere açıktır.
Kurul toplantıları, ilgililerin toplantıyı izleyebileceği uygun yerlerde yapılır. İlgililerin sayısının fazla olması halinde idare, ilgililerden toplantıyı izleyecek belli sayıda temsilci seçmesini isteyebilir.

İlgililere açık her toplantının yeri, zamanı ve konusu ile toplantı hakkında nasıl bilgi alınabileceği, en az yirmidört saat önceden, toplantılarla ilgili değişiklikler de en kısa zamanda ve uygun araçlarla ilgililere duyurulur.
Kurul hâlinde alınması gereken kararlarda kurul, özel kanunlardaki hükümler hariç salt çoğunlukla toplanır ve karar alır. Oyların eşitliği hâlinde başkanın oyu belirleyicidir.

Toplantılarda tutulan kayıtlar, notlar ve konuşmalar bir tutanakla tespit edilir ve gizli olanlar dışındakiler talep hâlinde ilgililerin bilgisine sunulur.
İdarenin kamuyu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeleri bu madde kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarına ilişkin hususlar saklıdır.

Elektronik ortamda duyuru
Madde 32-
Kamu kurum ve kuruluşları, görev ve yetki alanlarındaki, kamuyu ilgilendiren her türlü faaliyet ve işlemlerini, diğer iletişim araçlarının yanı sıra elektronik ortamda, imkânlarının yeterliliği ölçüsünde duyurmakla yükümlüdür.
Elektronik ortamda duyuruya ilişkin esas ve usuller, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.

BEŞİNCİ BÖLÜM
İdarî İşlemin Tamamlanması

İşlem yapma yükümlülüğü ve süresi
Madde 33-
İdare, başvuru üzerine ya da resen başlayan usulün sonucunda gerekli işlemi, bu Kanuna uygun olarak yapar. Özel bir hazırlık süreci gerektirmeyen bireysel işlemler, en geç altmış gün içinde tamamlanır.
9 uncu madde hükmü saklı kalmak kaydıyla başvuru üzerine yapılacak işlemlerde, evrakı kabul eden birim başvuruyu üç gün içinde işlemi tesis edecek olan makam veya kurula iletir. Başvuru; araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılması için ilgili birime veya birimlere üç gün içinde gönderilir. İlgili birim veya birimler, gerekli araştırma, inceleme ve değerlendirmeleri yaparak görüşünü geciktirmeksizin işlemi tesis edecek makam veya kurula sunar.

İdare, işlemin yapılmasını engelleyen, güçleştiren ya da geciktiren unsurların ortadan kaldırılması için gerekli önlemleri alır.
İdare, çıkaracağı yönetmelikle görevi kapsamında olan işlerin başlangıcından bitişine kadar geçireceği aşamaları ve bitirilmesi için öngörülen süreleri tespit ve ilân eder.

Maddî hataların düzeltilmesi
Madde 34-
İşlem metninde tarafların adı, soyadı, unvan ve adreslerine ilişkin yanlışlıklar ile hesaplama hataları ve diğer maddî hataların saptanması hâlinde, idarece resen ya da ilgilinin başvurusu üzerine düzeltme yapılması zorunludur.
Yapılan düzeltmeler ilgilisine bildirilir.

İdarî işlemin gerekçesi
Madde 35-
Her idarî işlem gerekçeli olmak zorundadır. Gerekçede idarenin o işlemi yapmasını gerektiren maddî ve hukukî sebepler açık ve anlaşılabilir şekilde yer alır. Takdir yetkisi kullanılarak yapılan işlemlerde işlemin sebebi ve amacı da belirtilir.

Başvuru yollarının gösterilmesi
Madde 36-
Bireysel işlem metninde idare, ilgilinin hangi idarî makam, yargısal merci veya alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine başvurabileceğini ve sürelerini belirtmek zorundadır.
Düzenleyici işlemlerde, bu işleme karşı doğrudan veya uygulama işlemi üzerine, hangi yargı merciine, hangi süreler içinde başvurulabileceği ayrı bir maddede gösterilir.
Başvuru yollarının ve sürelerinin gösterilmesinde idarenin yaptığı hata hak kaybına neden olmaz.

Bireysel idarî işlemin şekli
Madde 37-
İdarî işlemler, kural olarak yazılı şekilde yapılır. Yazılı olmayan işlemler, ilgilinin talebi üzerine idarece yazılı hale getirilir.
İdarî işlem metninin aslı ve suretlerinin tamamında;

a) İşlemi yapan idare ve açık adresi,
b) İşlemi yapan yetkili ya da yetkililerin unvanı, ad ve soyadları ve el yazısı ile imzaları,
c) İmza devri ya da vekâlet söz konusu ise unvanda bu durumu ifade eden açıklama ya da kısaltma,
d) Yöneldiği kişi ya da kişilerin açık kimlikleri,
e) Yetkili idare evrak defteri kayıt tarihi ve sayısı yer alır.

İşlem bir kurul tarafından yapılmışsa; toplantı ya da oturum tarihi ve numarası, katılan ve katılmayanların açık kimlikleri, katılanların hangi yönde oy kullandıkları ve varsa gerekçeli karşı oyları işlem metninde gösterilir.
Elektronik ortamda ya da otomatik bir araç ile yapılan idarî işlemde yetkilinin adı ve soyadı ile imzası yer almayabilir veya elektronik imza ya da güvenliği garanti edilmiş mekanik araçlarla imza atılabilir.
İdarî işlemin yöneldiği ya da ondan etkilenecek kişiler veya belirli gruplar için, kendileri önceden bilgilendirilmek kaydıyla, içeriğinin bildirimi amacıyla özel işaretler kullanılabilir.

Bireysel idarî işlemin yürürlüğe girmesi
Madde 38-
İdarî işlem, işlem metninde açıkça daha sonraki bir tarihte yürürlüğe gireceği belirtilmemişse, ilgilisi için usulüne uygun tebliğ edildiği andan itibaren yürürlüğe girer ve tebliğ edildiği andaki içeriği ile geçerlidir.

ALTINCI BÖLÜM
İdarî Yaptırımlar

Tutanak
Madde 39-
İdarî yaptırımı gerektiren bir idarî ihlâlin ortaya çıkması hâlinde, idarî makam ya da ihlâle tanık olan yetkili kamu görevlisi, söz konusu ihlâli tutanakla tespit eder.

Tutanakta, ihlâlin yeri ve zamanı, niteliği, ihlâlde bulunan kişi ya da kişilerin ad ve soyadları, mümkünse adresleri ve gerekli olan diğer kimlik bilgileri ve tutanağı düzenleyen görevlinin adı, soyadı ve açık kimliği yer alır.
Hakkındaki ihlâl iddiası ilgiliye bildirilir, varsa itiraz ve ihlâle ilişkin değerlendirmeleri tutanağa geçirilir.
İhlâli ortaya koyan her türlü kanıt tutanağa eklenir, varsa, tanıkların ad ve soyadları ile adresleri tutanakta gösterilir.
Tutanak, düzenleyen görevli ve hakkında tutanak tutulan kişi ya da kişilerce imzalanır. İlgilinin imzadan kaçınması hâlinde bu durum belirtilir, varsa tanıkların imzaları alınır.

İdarî yaptırımlarda dinlenilme ve savunma hakkı
Madde 40-
İdarî yaptırım kararı alınmadan önce, en az yedi gün süre verilerek ilgiliye dinlenilme ve savunma hakkı tanınması zorunludur. Anılan haklarını kullanması için yazılan davet yazısında, idarî yaptırıma konu olacak fiilin açıkça belirtilmesi gerekir. Davet yazısında gösterilmeyen bir fiile dayalı olarak, idare, yaptırım kararı alamaz.

Ancak, kamu düzeni ve genel sağlığın hemen yaptırım uygulanmasını gerektirdiği hâllerde, idarî yaptırım uygulanmakla birlikte, ilgiliden yedi gün içinde dinlenilme hakkını kullanması ve savunmasını yapması da istenir. Belirtilen süre içinde ilgilinin anılan haklarını kullanması veya öngörülen sürenin geçmesi üzerine idarece, yaptırım kararı bütün hukukî unsurları itibariyle gözden geçirilir ve nihaî yaptırım kararı ilgiliye tebliğ edilir. İlgililer, ilk idarî yaptırım kararının uygulanması üzerine veya nihaî yaptırım kararına karşı dava açabilirler.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri saklıdır.

İdarî yaptırımlarda ölçülülük
Madde 41-
İdarî yaptırımlara karar verilirken, yaptırım gerektiren eylemin işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araç, konunun önem ve değeri, eylemin işlendiği zaman ve yer, eylemin diğer özellikleri, zararın ve tehlikenin ağırlığı, ilgilinin amacı gibi hususlar göz önünde bulundurulur. Bu hüküm, idarî para cezalarında alt ve üst sınırlar arasındaki miktarın belirlenmesinde de uygulanır.
Cezanın alt sınırdan verilmesi hâlinde de, takdirin sebepleri kararda gösterilir.

İdarî para cezalarında zamanaşımı
Madde 42-
İdarî para cezaları, cezayı gerektiren fiilin idarece öğrenildiği tarihten itibaren birinci yılın ve her koşulda fiilin işlendiği tarihten itibaren beşinci yılın sonuna kadar tahakkuk ettirilmediği takdirde zamanaşımına uğrar.

YEDİNCİ BÖLÜM
Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Usulleri

Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin kullanılması
Madde 43-
Bu Kanunda düzenlenmiş alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri idarî itiraz, müzakere ve uzlaştırmadır.
Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine başvuru isteğe bağlıdır.
İlgililer, idarî uyuşmazlıkların çözümü için alternatif uyuşmazlık çözüm usullerini kullanabilirler. Ancak, aynı anda birden fazla alternatif uyuşmazlık çözüm usulüne başvurulamaz.

Uyuşmazlığın konusu, üçüncü kişilerin hak ve menfaatlerini etkileyecek ve çözüm süreci onların katılımını da gerektirecekse uzlaştırma veya müzakereye, ancak üçüncü kişilerin de katılımıyla başvurulabilir.
Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine başvurulması hâlinde, taraflar süreç tamamlanmadan aynı uyuşmazlık konusunda dava açamazlar.
İdarî uyuşmazlığın alternatif uyuşmazlık çözüm usulleriyle sonuçlandırılmış olması, idarenin değişen şartları dikkate alarak yeni işlem yapmasına engel olmaz.

Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin uygulanması
Madde 44-
Alternatif uyuşmazlık çözümü sürecinde idare ve ilgililere eşit muamele edilir. Tarafların idarî usulden kaynaklanan hiçbir hakkı ihlâl edilemez.
İdare alternatif uyuşmazlık çözüm usullerini, yükümlülüklerinden veya kanun hükümlerinin gereklerinden kaçınma vasıtası olarak kullanamaz.

Müzakere ve uzlaştırma usullerinde gizlilik
Madde 45-
Alternatif uyuşmazlık çözüm sürecinde, tarafların ve uzlaştırıcının veya uzlaştırma kurulunun görüşmelerde yaptıkları beyanların, verdikleri bilgi ve belgelerin gizliliği esastır.
Taraflar ve uzlaştırıcı ancak;

a) Söz konusu beyan, bilgi ve belgenin, bunları açıklamak isteyen tarafça verilmiş olması,
b) Uyuşmazlık çözüm usulüne katılan tarafların tamamının yazılı olarak rıza göstermesi,
c) Mahkemenin, açık bir hukuka aykırılığı önlemek, bir hukuka aykırılığın ortaya çıkarılmasına yardımcı olmak veya kamu düzenine verilecek bir zararı engellemek amacıyla bunların açıklanmasına veya bu konuda tanıklık yapılmasına karar vermesi,
d) Uyuşmazlık çözüm sürecinde yapılan beyanların, verilen bilgi ve belgelerin uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu tarafından ortaya çıkarılmış olması dışında, bu beyan, bilgi ve belgelerin tarafların tamamı için sunulmuş olması veya bunlara tarafların tamamınca erişilebilecek olması,
hâllerinde bunları açıklayabilirler.

Uyuşmazlık çözüm sürecinde yapılan beyanların, verilen bilgi ve belgelerin yukarıdaki fıkra hükmüne aykırı olarak açıklanması hâlinde bu beyan, bilgi ve belgeler, ilgili oldukları uyuşmazlığın konusu hakkında sonradan açılacak bir davada delil olarak kabul edilemezler.
Bu maddede belirtilen hiçbir hüküm, uyuşmazlık nedeniyle daha sonra açılacak bir davada tahkikat aşamasında elde edilebilecek olan bir delilin, bu delil sırf uyuşmazlık çözüm usulünde kullanıldı diye elde edilmesini ve kabul edilmesini engellemez.

Başvuru
Madde 46-
İlgililer müzakere veya uzlaştırma talebiyle, bizzat veya temsilcileri aracılığıyla uyuşmazlık konusu olan idarî eylem veya işlemi yapmış olan idareye dilekçeyle başvururlar. İdare, müzakere veya uzlaştırma talebini kabul edip etmediğini en geç yedi gün içinde cevaplandırır.

Sürelerin işlememesi
Madde 47-
Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinden birisine başvurulduğu tarihte hak düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri durur.
Alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri sonunda anlaşmanın temin edilememesi veya itirazın reddi hâlinde, buna ilişkin tutanağın veya itirazın reddine ilişkin kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren bu süreler işlemeye başlar.

Uyuşmazlık konusu olan idarî işlemin icrasının durması
Madde 48- Bir idarî işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın çözülmesi için müzakere veya uzlaştırma usulünün idarece kabul edilmesi hâlinde işlemin icrası, süreç sonuna kadar geçici olarak durur. Ancak idare, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, işlemin icrasına devam edilmesi koşuluyla müzakere veya uzlaştırma usulünü kabul edebilir.
İdarî itiraz usulüne başvurulması işlemin icrasını durdurmaz.

İdarî işleme itiraz
Madde 49-
İlgililer, kesin idarî işlemlere, tazminat istemlerinin ve başvurularının reddine ilişkin kararlara karşı otuz gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa işlemi tesis etmiş olan makama, kurul hâlinde alınan kararlarda ise aynı kurula; işlemin değiştirilmesi, kaldırılması veya geri alınması istemiyle itiraz edebilirler.

İtirazı incelemeye yetkili makam veya kurul, başvurunun kendisine ulaştığı tarihten itibaren otuz gün içinde itiraza ilişkin başvuruyu karara bağlamak zorundadır.

Yasal zorunluluğa rağmen başvurusu cevaplandırılmayan ilgili, cevap verme yükümlülüğünün yerine getirilmesini bir üst makamdan isteme hakkına sahiptir. Üst makam yedi gün içinde cevap verilmesini sağlar.
Özel kanunlardaki itiraza ilişkin hükümler saklıdır.

İtiraz başvurusu
Madde 50-
İtiraz başvurusu, başvuru hakkının kullanılmasında uygulanacak usule tâbidir.

İtiraz başvurusunun incelenmesi
Madde 51-
İtirazı incelemeye yetkili makam veya kurul, itiraz başvurusunda ileri sürülen sebeplerle bağlı olmaksızın gerekli bilgi ve belgeyi getirterek, itiraza konu işlemin dayanağını oluşturan maddî ve hukukî olgular hakkında her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar. İdarî makamların denetimini yapmak ve aynı zamanda bireyin hukukî güvenliğini sağlamakla görevli itirazı incelemeye yetkili makam veya kurul, ilgililerin, tanıkların, bilirkişilerin dinlenmesine, ilgililerin bu konudaki isteklerini yerinde görmesi hâlinde karar verebilir.
İtirazı incelemeye yetkili makam veya kurul, işlemin yerindeliği ile bütün unsurları bakımından hukukîliğini de değerlendirmek suretiyle itirazı inceler ve karara bağlar.
Başvuru üzerine verilen karar, itiraz sahibine ve idareye yazılı olarak bildirilir.

Müzakere
Madde 52-
Müzakere, idare ile ilgililerin aralarındaki uyuşmazlığı yargı yoluna başvurmadan çözmek ve karşılıklı anlaşmaya varmak amacıyla bir araya geldikleri alternatif uyuşmazlık çözüm usulüdür.
İdarenin veya ilgililerin yapmış olduğu müzakere teklifinin karşı tarafça kabulü hâlinde, idare ile bireyler bizzat veya temsilcileri aracılığıyla, idare tarafından belirlenecek bir yerde toplanır ve ihtilaflı konuları görüşürler.
Müzakere sonunda anlaşma sağlanırsa tutanak düzenlenir. Bu tutanakta yer verilen hususlar hakkında yetkili makam veya kurulun onayı alındıktan sonra anlaşma imzalanır.

Uzlaştırma
Madde 53-
Uzlaştırma, idare ile ilgililer arasındaki uyuşmazlıkların çözülmesi için tavsiyelerde bulunan ve görüşlerini açıklayan tarafsız bir kişinin uzlaştırıcı sıfatıyla katıldığı alternatif uyuşmazlık çözüm usulüdür.
Uzlaştırıcı, uyuşmazlığın çözümü amacıyla taraflarla ayrı ayrı veya birlikte toplantılar yapabilir.
Uzlaştırıcı, bir idarî işlemi hukuka uygunluk ve yerindelik yönünden inceleyerek gerekli görürse idareyi, yapmış olduğu işlemi kaldırmaya, geri almaya veya değiştirmeye ikna etmeye çalışabilir; ancak, idarî işlem hakkında kendisi karar veremez.

Uzlaştırıcı
Madde 54-
Uzlaştırıcı olarak görev yapacak kişi, her iki tarafın da rızasıyla seçilir.
Uzlaştırıcı olarak atanan kişi tarafsız hareket etmek zorundadır. İdare, uzlaştırıcılara, uyuşmazlığın çözümüyle ilgili olarak emir veremez.
Taraflar bir veya daha fazla kişiyi uzlaştırıcı olarak seçilebilirler.
Uzlaştırıcı olarak görev yapacak olanların, hukuk fakültesinden mezun olmuş ve mesleğinde en az on yıllık tecrübeye sahip ve alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri üzerinde eğitim almış olmaları gerekir.
Uyuşmazlık konusu özel ve teknik bilgiyi gerektiriyorsa, hukuk fakültesi mezunu uzlaştırıcı ile birlikte bu bilgiye sahip olarak mesleğini icra eden kişilerin de uzlaştırıcı olarak seçilmesi mümkündür.
Memurlar veya diğer kamu görevlileri de yukarıdaki nitelikleri taşımak kaydıyla uzlaştırıcı olarak seçilebilirler.
Uzlaştırıcıların eğitimi, çalışma usul ve esaslarıyla ilgili diğer hususlar Başbakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.
Eğitim görmüş uzlaştırıcıların isimleri bulundukları ilin valiliğine bildiririlir ve beşinci fıkra hükmü hariç olmak üzere uzlaştırıcılar bunlar arasından seçilirler.

Uzlaştırıcı olamayacak kişiler
Madde 55-
İdare ile ilgililer aksini kararlaştırmadıkça, 15 inci maddede sayılanlar uzlaştırıcı olarak görev yapamazlar.

Uyuşmazlığın uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu tarafından incelenmesi
Madde 56-
Uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, uyuşmazlığın kendisine intikal etmesi üzerine, öncelikle uyuşmazlık konusunun uzlaştırma usulüyle çözülüp çözülemeyeceğini resen inceler ve uzlaştırma ile çözülemeyeceğine karar verirse görüşmelere geçmeden talebi reddeder.
Uyuşmazlığın uzlaştırma usulüyle çözülebilecek nitelikte olması hâlinde, uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, uyuşmazlık konusu olan vakıaları inceler. Uyuşmazlık konusunun aydınlatılmamış yönleri bulunduğu takdirde, bunları taraflardan sorarak tamamlar. Ayrıca ilgili kurumlardan gerekli bilgi ve belgeleri toplar, görüşlerine başvurmak istediği kimseleri çağırarak dinler veya bunların görüşlerini yazılı olarak bildirmelerini ister. Uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, taraflardan uyuşmazlık hakkında gerekli bilgileri aldıktan sonra uzlaşma müzakerelerini başlatır.
Uzlaşma görüşmelerinin yeri ve tarihi uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu tarafından belirlenir. Uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, taraflara, uyuşmazlık konusuyla ilgili tüm bilgi ve belgelerle belirlenen tarihte ve yerde hazır bulunmalarını, toplantı gününden en az yedi gün önce bildirir.
Uzlaşma görüşmeleri taraflarla birlikte veya ayrı ayrı gerçekleştirilecek toplantılarla yürütülür. Uzlaştırıcı yönetiminde gerçekleştirilecek bu toplantılarda uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, uyuşmazlığın çözülmesi için taraflara çeşitli önerilerde bulunur ve tarafları anlaşmaları için teşvik eder.

Uzlaşma görüşmeleri sonunda uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, düzenleyeceği raporda; uyuşmazlığın çözümü konusundaki tavsiyelerini taraflara yazılı olarak sunar. Uyuşmazlık konusu üzerinde tarafların anlaştıkları hususlar tespit edilir. Tespit edilen anlaşma şekli veya miktarı ve diğer hususlar üzerinde taraf idarenin bağlı olduğu yetkili birimden onay alınması için, idare temsilcisine yedi gün süre verilir. Uzlaşma sağlandığı takdirde, durum bir tutanak ile tespit edilir. Tarafların ve varsa temsilcilerinin ad, soyadı ve adreslerini, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirilmesi gereken hususları içeren tutanak uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu üyeleri ile taraflar ve varsa temsilcilerince imzalanır. Taraf sayısından bir fazla olarak düzenlenen tutanağın bir sureti taraflara verilir.

Tarafların uzlaşmaya katılmaması, uzlaşma görüşmelerine katıldıkları hâlde uzlaşma tutanağını imzalamamaları veya bu tutanağı ihtirazî kayıtla imzalamak istemeleri gibi nedenlerle uzlaşma temin edilemediği takdirde, uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulunca bu husus belirtilerek, taraflara önerilen çözüm şekli de yazılmak suretiyle bir tutanak düzenlenir. Bu tutanağın birer sureti üç gün içinde taraflara tebliğ olunur.
Uzlaşmanın temin edilememesi hâlinde, aynı uyuşmazlıkla ilgili olarak tekrar uzlaştırma usulüne başvurulamaz.

Tutanağın niteliği
Madde 57-
Uyuşmazlığın konusunun para alacağına ilişkin olması hâlinde, uzlaşmanın temin edildiğine dair tutanak ilâmlı icraya dayanak olacak belgelerdendir.

Uzlaştırma süresi
Madde 58-
Uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaşmayı sonuçlandırır. Tarafların rızasıyla bu süre otuz gün daha uzatılabilir.

Masraflar
Madde 59-
Bilirkişi ücretleri talep eden tarafından, posta masrafları idare tarafından karşılanır.

Müşterek hükümler
Madde 60-
56 ila 59 uncu madde hükümleri, müzakere usulünde de kıyasen uygulanır.

Uzlaştırıcıların ücretleri
Madde 61-
Uzlaştırıcıların ücretleri, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenir ve taraflarca eşit olarak karşılanır.

SEKİZİNCİ BÖLÜM
Yargı Kararlarının Uygulanması Usulü ve Sorumluluk

Yargı kararlarının uygulanması usulü
Madde 62-
İdare, yargı kararlarının gereklerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür.
İdarî yargı mercilerince verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararlarının gerekleri, kararın idareye tebliğini takip eden otuz gün içinde, kesinleşmesi beklenilmeksizin yerine getirilir.
Tebliğ edilen karar, tebligatı alan birim tarafından işlemi tesis etmiş olan makam veya kurula derhal sunulur.
Yargı kararı, uygulanması yeni bir araştırma, inceleme ve değerlendirmeyi gerektirmiyorsa, ilgilinin başvurusu aranmadan gecikmeksizin yerine getirilir.

Ancak, yürütmenin durdurulması ve iptal kararına konu atama ve görevlendirmeye ilişkin işlemlerde; özlük ve malî hakları saklı kalmak şartıyla, kararın tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde başvuruda bulunan ilgilinin istemi de dikkate alınarak, atamaya yetkili makam tarafından karar gereği yerine getirilir. Yürütmenin durdurulması kararlarının uygulanmasından, ilgilinin isteği üzerine vazgeçilmesi ve bu vazgeçme doğrultusunda işlem yapılması, dava konusu işlemin hukukî sonuçları ortadan kaldırılmadıkça dava sonucunda verilen iptal kararının ileriye yönelik uygulanmasına engel oluşturmaz. Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararname ile yapılan atama işlemlerinde yargı kararları ilgili bakan tarafından uygulanır.
Yürütmeyi durdurma veya iptal kararlarında, idarece yeni bir inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmasının öngörülmesi hâlinde, işlemi tesis etmiş olan makam veya kurul, kararı, kendisine sunulduğu tarihten itibaren üç gün içinde, görüşünü almak üzere, hukuk müşavirliği veya davayı takip eden yetkili birime gönderir.

Hukuk müşavirliği veya davayı takip eden yetkili birim, yedi gün içinde görüşünü bildirir. Bu görüş alındıktan sonra kararın gereği yerine getirilir.
Yargı kararlarının gereklerinin otuz gün içinde yerine getirilmemiş olması, bu süre geçtikten sonra da yerine getirilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.

Yargı kararlarının uygulanmasında, yürütmenin durdurulması ve iptal kararlarının sonuçlarını etkisiz kılacak yeni bir idarî işlem tesis edilemez.
Düzenleyici işlemler hakkında verilen iptal kararlarının gerekçesi doğrultusunda gecikmeksizin düzenleme yapılmak zorundadır.
Haciz veya ihtiyatî haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararın kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.

Tam yargı davalarında kararın uygulanması
Madde 63-
Belli bir miktarı içeren tam yargı davalarında hükmedilen miktar, davacı veya vekilinin başvurusu üzerine otuz gün içinde ödenir. Bu süre içinde ödenmediği takdirde karar, genel hükümler çerçevesinde kanunî gecikme faizi ile birlikte infaz ve icra olunur.
Belli bir miktarı içermeyen tam yargı davalarında veya iptal ve tam yargı davalarının birlikte açılması durumunda, esas hakkında verilen kabul kararlarının uygulanmasında aşağıdaki usul takip edilerek kararın gereği yerine getirilir.
Tebliğ edilen karar, tebligatı alan birim tarafından ita amirine üç gün içinde sunulur. İta amirince, davacı veya vekiline ödenecek miktarın tespiti için karar üç gün içinde ilgili birime gönderilir. İlgili birim yedi gün içinde miktarı tespit eder. Kararın idareye tebliğinden itibaren otuz gün içinde gereği yerine getirilir.

İptal ve tam yargı davalarının birlikte açılması durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş olması hâlinde, özlük ve parasal hakların ödenmesi, esas hakkında verilecek karardan sonra yapılır.
Genel bütçe dışındaki kamu mallarından elde edilen gelirlerin haczi mümkündür.
Mahkeme karar tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süre için yasal faiz ödenir.

Rücu
Madde 64-
Yargı kararlarının uygulanmadığının, açılan tam yargı davalarında idarî yargı mercilerince saptanması ve tazminata hükmedilmesi hâlinde, idarece, yargı kararını uygulamayan kamu görevlisi veya bakana karşı, tazminatın ödendiği tarihten itibaren bir yıl içinde, ödenen tazminatın tahsili istemiyle adliye mahkemelerinde rücu davası açılması zorunludur.
İdarî yargı mercileri, rücu davası açılmasını gerektiren kararlarını, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğüne gönderirler.

Genel bütçe içindeki ve dışındaki bütün kamu kuruluşlarında, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü, rücu davası açmakla yükümlüdür.

Açılan tam yargı davalarında, idarî yargı mercilerince hizmeti kusurlu işlettikleri saptanıp, tazminata mahkûm olan kamu kurumu ve kuruluşları, hizmet kusuru saptanan olayla ilgili soruşturma yaptırarak, olayda kusuru saptanan kamu görevlilerine veya üçüncü kişilere karşı, genel hükümlere göre rücu davası açmakla yükümlüdürler.

Emsal yargı kararlarının dikkate alınması
Madde 65-
İdare, işlemlerinde ve diğer faaliyetlerinde, aynı nitelikteki kesinleşmiş mahkeme kararlarını dikkate alır.
İdare, faaliyet alanına ilişkin idarî işlemi tesis etmeden önce maddî veya hukukî yönden tesis edeceği işleme benzer nitelikteki işlemler hakkında kesinleşmiş yargı kararının varlığı hâlinde, bu kararın gerekçesini değerlendirerek işlem tesis eder.

Cezaî sorumluluk
Madde 66-
Yargı kararlarına göre idarî işlem oluşturulması veya eylemde bulunulması gereken hâllerde, bu yükümlülüklerini yerine getirmemek suretiyle yargı kararlarını uygulamayan yetkililer, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bir milyar liradan üç milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Suçun özel amaç veya siyasî saikle işlenmesi halinde ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.
Bu suç nedeniyle yapılacak soruşturmalar, 4483 sayılı Kanun hükümlerine tâbi olmaksızın genel hükümlere göre yürütülür.

Sorumluluk
Madde 67-
Bu Kanunun uygulanmasında;
Yetkililer, idarî usul sürecini;

a) Izrar kastıyla garaz, kin, husumet, kıskançlık, intikam ve bunlara benzer duygular altında hareket ederek uygularsa,
b) Ağır ihmali ile uygulamazsa, kusurlu sayılır ve haklarında genel hükümlere göre disiplin ve ceza işlemleri yapılır.

DOKUZUNCU BÖLÜM
Çeşitli Hükümler

Ödenek ayrılması
Madde 68-
Belli bir miktarın ödenmesi sonucunu doğuran mahkeme kararlarının ve alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri sonucunda yapılan anlaşmaların uygulanmasını teminen, bütçeye yeterli ödenek konulur.

Madde 69- 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa 19 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 19/a maddesi eklenmiştir.

“Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine havale
Madde 19/a- Mahkeme görülmekte olan bir davada, tarafların birlikte talebi üzerine uyuşmazlığın alternatif uyuşmazlık çözüm usulüne havale edilmesinin mümkün ve faydalı olduğuna kanaat getirirse, davanın Genel İdari Usul Kanununda sayılan alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinden müzakere veya uzlaştırmaya havale edilmesine karar verebilir. Bu halde taraflara en çok bir ay süre verilir.Bu durum duruşmada ortaya çıkarsa taraflara verilen süre üzerine duruşmaya ara verilir.
Uyuşmazlığın alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri sonunda çözülmesi hâlinde mahkemece keyfiyet tutanağa geçirilerek anlaşma doğrultusunda karar verilir.”

Geçici Madde 1- 11 inci maddede “otuz gün” olarak öngörülen cevap verme süresi, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl süreyle “altmış gün” olarak uygulanır.

Geçici Madde 2- Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılır.

Yürürlük
Madde 70-
Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
Madde 71-
Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.