BEDK "Emsal Kararları" yerine bütün kararlarını yayınlamaya başladı

BilgiEdinmeHakki.Org Basın Bülteni (12 Mart, 2007)

KONU: Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu “Emsal Kararları” yerine bütün kararlarını yayınlamaya başladı… [PDF Versiyon]

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na BilgiEdinmeHakki.Org adına Dr. Yaman Akdeniz tarafından 21/02/2007 tarihinde yapılan aşağıdaki başvuruya verilen cevaptan anlaşıldığına gore, Kurul bugüne kadar vermiş olduğu bütün kararların tümünü yayınlamaya karar vermiştir.

Dr. Yaman Akdeniz tarafından 21/02/2007 tarihinde yapılan başvuruda aşağıdaki bilgiler Kurul’dan 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince istenmişti:

(1) Yaklaşık 26 aydır BEDK web sitesine hiçbir yeni emsal karar eklenmemiştir. Söz konusu ayıklama çalışmaları ne zaman tamamlanacaktır ve emsal kararlar ne zaman BEDK tarafından yayınlanacaktır?

(2) Neden bu kararlar yavaş yavaş kişisel bilgiler ayıklandıkça web sitesine eklenmemektedir? Her kararın tek tek ayıklanması için ne şekilde bir çalışma yapılmaktadır ve Kurul çalışanları her kararın anonimize edilmesi için ne kadar zaman harcamaktadır?

Aynı soruları Dr. Yaman Akdeniz Kurul’a 03/08/2004, 29/06/2005, ve 16/02/2006 tarihli başvurularında da sormuş fakat bu başvurularla ilgili olarak Kurul “kararlarının 4982 sayılı Kanunun 21 inci maddesi gereği kişisel bilgiler ayıklandıktan sonra yayınlandığı, söz konusu ayıklama çalışmalarının devam etmekte olup çalışmaların tamamlanmasını müteakip” BEDK web sayfasında yayınlanacağını bildirmişti.

Fakat aradan 26 ay geçmesine rağmen, Dr. Yaman Akdeniz tarafından 21/02/2007 tarihinde yapılan başvuruya kadar, BEDK web sitesinde Aralık 2004 tarihinden beri hiç bir yeni emsal karar yayınlanmamıştır. BEDK’nın bu yaklaşımı, nedeni ne olursa olsun, ciddi merak konusu olup, kabulü zor bir durum arzediyordu.

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu, Dr. Yaman Akdeniz’e yolladığı 09/03/2007 tarihli ve B.02.0.BHİ.796.001/203 sayılı mektubunda bu konudaki soruyu şöyle cevapladı:

Bütün Kurul kararlarının taranarak “emsal niteliğinde” olanların tespiti ve ayıklanması zaman aldığından bu yöntemden vazgeçilmiş, bunun yerine bütün Kurul kararlarının yayımlanması yoluna gidilmiştir. Bu amaçla Toplantı Karar Defterleri üzerinde ayıklama çalışmaları başlatılmış ve şu ana kadar yapılan 69 Kurul Toplantısından ayıklama çalışmaları tamamlanan 28 Toplantıya ilişkin Karar Defterleri www.basbakanlik.gov.tr adresinde yayınlanmıştır..

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun yukarıdaki cevapta bahsi geçen 28 Toplantıya ilişkin Karar Defterleri’ni bugün (09/03/2007) itibarı ile Başbakanlık web sitesinde, http://www.basbakanlik.gov.tr/sour.ce/index.asp?wpg=detay&did=838831BA-3CA1-4403-8789-CBF96C7A8B19 adresinde, “word” dosyaları formatında  yayınlanmaya başlandığı görüldü. Böylece Kurul’un 07.06.2004 tarihli ilk toplantısından 15.06.2005 tarihine kadar yapılmış olan 28 toplantıda alınan bütün kararları nihayet vatandaşların bilgisine sunulmuştur.

Dr. Yaman Akdeniz tarafından 21/02/2007 tarihinde yapılan başvuruda istenen diğer bilgilerle ilgili olarak Kurul aşağıdaki bilgileri vermiştir:

  • 24/05/2004 – 26/02/2007 tarihleri arasında Kurulumuza 2.676 adet itiraz başvurusu yapılmıştır.
  • Kurulumuza yapılan itirazlardan 2.321 adedi işleme alınmıştır. İtiraz başvurularının 208 adedi süre aşımı nedeniyle, 147 adedi ise çeşitli nedenlerle Kurulca işleme konulamamıştır.
  • 24/05/2004 – 26/02/2007 tarihleri arasında Kurulumuz 2.475 itiraz başvurusu hakkında karar vermiştir.
  • 24/05/2004 – 26/02/2007 tarihleri arasında Kurulumuza yapılan itirazlardan 977 adedi “KABUL” edilerek, kurum ve kuruluşlarca verilen cevaplar yerinde görülmemiştir. İtirazlardan 419 adedi ise “KISMEN KABUL” edilerek kurum ve kuruluşların başvuru sahibine verdikleri olumsuz cevapların bir kısmı yerinde görülmemiş diğer kısmı ise yerinde görülmüştür. İtirazların 888 adedi hakkında kurum ve kuruluşların cevapları yerinde görüldüğünden “RED” kararı verilmiştir. İtirazların 10 adedi ise Kurulca incelemeye alınmıştır.
  • 24/05/2004 – 26/02/2007 tarihleri arasında Kurulumuza yapılan itirazlardan 213 adedi raportörlerce başvuru sırasına göre incelenmekte olup henüz Kurul tarafından görüşülmemiştir.
  • Kurulumuzun faaliyete başladığı 07/06/2004 tarihinden bugüne kadar aldığı kararlardan emsal niteliğinde olan 74 adedi Kurulumuz web sayfasında yayınlanmıştır.
  • Ayıklama işlemi tamamlanmış ancak yayınlanmamış Kurul kararı bulunmamaktadır.

Dr. Yaman Akdeniz’in Kurul tarafından bugüne kadar verilmiş tüm karar metinlerinin verilmesi veya onların incelenme imkanının sağlanması konusundaki taleple ilgili olarak verilen  cevapta “Kurul kararlarının tamamını bizzat gelip inceleyebilirsiniz” denilmiştir.

Kurul’dan gelen cevaplarla ilgili olarak Dr. Yaman Akdeniz aşağıdaki basın demecini vermiştir:

“2004 yılından beri sistematik olarak sormuş olduğumuz ‘Neden Kurul kararları yayınlanmıyor?’ sorusuna aradan yaklaşık 3 sene sonra  tatmin edici bir cevap alabildik. Türkiye’de bilgi edinme hakkı uygulamalarından sorumlu en yüksek kurum olan Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun bugüne kadar vermiş olduğu kararlara, ancak bilgi edinme hakkımızdan yararlanarak ulaşabiliyorsak, ortada açıklık ve şeffaflık açısından aşılması gereken sorunlar var demektir. BilgiEdinmeHakki.Org, geri kalan 41 Kurul toplantısına ilişkin Karar Defterlerinin ivedi bir şekilde yayınlanmasını Kurul’dan talep edecek ve bu konudaki çalışmalarına devam edecektir.”

BilgiEdinmeHakki.Org: BEDK Toplantı ve İtiraz Karar Sayıları İncelemesi
PDF version: http://www.bilgiedinmehakki.org/doc/2007_02_BEDK.pdf

İletişim:

Dr. Yaman Akdeniz & Av. Avniye Tansuğ – akdeniz@bilgiedinmehakki.org

BilgiEdinmeHakki.Org (www.bilgiedinmehakki.org) Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun ilk uygulamalarından başlayarak “hakkın gereğince kullanımı” konusunda gözlem ve araştırmalar yapmak, bulguları kamuoyuyla paylaşmak, hakkın süjesi olanları da bu konuda bilgilendirmek amacıyla Dr. Yaman Akdeniz ve Av. Avniye Tansuğ (LLM) tarafından Ekim 2003 tarihinde kurulmuştur.

Devlet Sırrı mı? Gizli Bilgi mi?

Cumhuriyet 05.03.2007: GEÇMİŞTEN GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ, Devlet Sırrı mı? Gizli Bilgi mi?

Devlet Sırrı Yasası Taslağı Bakanlar Kurulu’ndaki imza faslı sona erince tasarılaşacak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulacak.
1982 Anayasası’nda öngörülmesine karşın 21 yıl sonra düzenleme yapılmasına girişilmesinin ardında, bir devlet sırrı var olabilir mi?
Kısa bir süre sonra yapılacak Cumhurbaşkanı seçimi ile onu izleyecek milletvekili genel seçimi arifesinde böyle bir sınırlamaya ihtiyaç duyulması, doğrusu insanı kuşkulandırıyor.
Acaba yazılması, yani kamuoyuna duyurulması yasaklanacak bilgiler, iktidarın tekerine çomak sokabilecek bilgiler mi olacak?
Ne yazık ki “canım, öyle şey olur mu?” diyebilecek durumda değiliz.
Çünkü iktidarın hukuka yaklaşımı, özellikle de Kanaltürk skandalı, gelecek için umutlu olmamıza engel oluyor.
***
Çeşitli yasalar gibi anayasanın da kafa karışıklığına uygun bir yapısı var.
Üstbaşlığı “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” olan 26’ncı madde “devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin” açıklanmasına sınırlama getirilebileceğini öngörüyor.
Üstbaşlığı “Basın hürriyeti” olan 28’inci madde ise “Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar” diyor.
Yetersiz de olsa, “Bilgi Edinme Hakkı Yasası” adında bir yasamız var. Basın Yasası’na da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüne ilişkin kurallarını olduğu gibi alarak koymuş durumdayız.
Bu gelişmeleri siyasetçilerimiz, hem bilgilenme hakkına hem de ifade özgürlüğüne duydukları saygının gereği olarak anlatmayı ve dolayısıyla övünmeyi ellerinden hiç bırakmadılar.
Peki “Devlet Sırrı Yasa Tasarısı” nı, içeriğine aktarılan sınırlamalarla bu gelişmenin neresine sığdıracağız?
***
Her devletin kendine özgü ve gizli kalması gereken sırları vardır, olmalıdır da.
Ama bunlar, doğrudan hukuk kurallarına uygun olarak belirlenmelidir. Siyasetçilerin tekeline bırakırsanız bir süre sonra sansür yöntemine benzeyen sonuçlara ulaşırsınız.
Çünkü iktidarlar, bugün de örneklerini yaşadığımız gibi yandaşlarına hoşgörülü, karşıtlarına hoşgörüsüz davranabilirler.
Bunun yanında Yeni Türk Ceza Yasası’nda “yasaklanan bilgileri açıklama” suçuna 5 yıl hapis cezası öngörüldüğünü de düşünürseniz, tedirgin olmamak olanaksızdır.
Türk Ceza Yasası deyince ekleyiverelim. Bu yasa da, anayasaya yansımış kafa karışıklığından etkilenmişe benziyor.
Çünkü biraz önce cezasını andığım 330’uncu maddenin de yer aldığı bölümün başlığı “Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” olarak belirlenmiş. Başlıkta “devlet sırrı” kavramı, maddelerde “gizli bilgi” kavramı yer alıyor. İki kavram da aynı anlamda mı kullanılmış, farklı anlamlarda mı belli değil.
İfade özgürlüğünü sınırlama çalışmalarını “iktidarın yapısı gereği” diye yorumlamak olası.
Ama ekonominin de “devlet sırrı” kapsamına alınacak olmasını anlamak olanaksız.
Uluslararası Para Fonu ile Dünya Bankası’nın ıcığını cıcığını bildiği, hatta bizimkilerden daha iyi bildiği söylenebilecek ekonomik durumumuzda “devlet sırrı” sayılabilecek bilgiler kalmış olabilir mi?
Yasa taslağı, bugünkü uygulamaya da yeni bir şey getirmeyecek gibi. Cumhuriyet savcıları ya da görevli mahkemeler bir bilginin gizli bilgi olup olmadığını ilgili kurumlardan sorarlardı.
Yasa çıkarsa Başbakan’ın başkanlığında Dışişleri, Adalet, İçişleri ve Milli Savunma bakanlarından oluşacak “Devlet Sırrı Kurulu” na soracaklar.
Siyaset, yasa yaparak yargıyı yönlendirdiği yetmiyormuş gibi, bir adım daha ileri giderek etkileme olanağına kavuşmuş olacak.
“Hukuk devleti” kavramı, bu durumu tanımlamak için kullanılmış olmalı…
oerinc@cumhuriyet.com.tr

Sırlar kanunu imzaya açıldı

Devlet sırrı için kurul
Bakanlar Kurulu’nda “devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgelerin kapsamının nasıl belirleneceği ve bunların nasıl açıklanacağına karar vermek üzere Başbakan’ın başkanlığında devlet sırrı kurulu oluşturulmasına ilişkin” tasarı imzaya açıldı. Kurulun, “istediği herhangi bir konuya ‘devlet sırrıdır’ damgasını vurabileceği” ve bunun da sakıncalı olabileceği vurgulandı.

DEVLET SIRRI İÇİN YENİ KURUL

Bakanlar Kurulu’nda “devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgelerin kapsamının nasıl belirleneceği ve bunların nasıl açıklanacağına karar vermek üzere Başbakan’ın başkanlığında Devlet Sırrı Kurulu oluşturulmasına ilişkin” yasa tasarısı imzaya açıldı. Tasarının Başbakan Tayyip Erdoğan ‘ın Milli Güvenlik Kurulu’ndaki bilgilerin basına yasıtılmasını “ihanet” olarak değerlendirmesinin ardından kurulda ele alınması dikkat çekti.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek , Devlet Sırrı Yasa Tasarısı’nın toplantıda imzaya açıldığını söyledi. Çiçek, söz konusu yasanın “devlet sırrı” niteliği taşıyan bilgi ve belgelerle, diğer gizli bilgi ve belgelerin ne şekilde belirleneceği, korunacağı, açıklanacağı ve bu hususlara ilişkin yükümlülükleri içerdiğini söyledi.

Kurulda 4 bakan görev alacak
Adalet Bakanı Çiçek, bilgi ve belgelere “devlet sırrı” niteliğinin verilmesi yetkisinin Başbakan başkanlığında oluşturulacak “Devlet Sırrı Kurulu” nda olacağını kaydetti. Çiçek, kurulda, Adalet, Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri bakanlarının da görev alacağını söyledi.

KAYNAK: Cumhuriyet Gazetesi (ANKARA 27 Şubat 2007)

TESEV'in Uluslararası Bilgi Edinme Hakkı Konferansına Katıldık…

11 Aralık 2006 tarihinde Ankara, Dedeman Otel’de TESEV’in düzenlediği uluslararası Bilgi Edinme Hakkı konferansına katılarak, sonuçları aynı konferansta açıklanan “2006 Saha Araştırması”nı değerlendirdik… Çok ilginç bilgilerin paylaşıldığı konferansın notları yarın burada yayına girecek…

PROGRAM
09.30 – 9.45 AÇILIŞ KONUŞMALARI
Dr. Can Paker , TESEV Yönetim Kurulu Başkanı
9.45 – 11.15 BİLGİ EDİNME HAKKI VE SİVİL TOPLUM
Oturum Başkanı : Ahmet Buldam , TESEV İyi Yönetişim Program
Başak Er , TESEV İyi Yönetişim Programı
TESEV Bilgi Edinme Hakkı Projesi Saha Araştırması Bulguları
Av. Avniye Tansuğ , LLM, Bilgi Edinme Hakkı Org.
BilgiEdinmeHakki.Org tarafından TESEV 2006 Saha Araştırmasının Değerlendirilmesi
Helen Darbishire , Access Info Europe
Saydamlık ve Sessizlik, Adalet Girişimi’nin Araştırması
Soru-cevap
11.15 – 11.30 Kahve Molası

Oturum Başkanı : Kemal Berkarda
11.30 – 12.45 BİLGİ EDİNME HAKKI VE BÜROKRASİ
Uğur Kılınç, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu
Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı’nın Kullanımı; Yasal Sorunlar ve Uygulamadaki Sorunlar
Richard Smith, İngiltere Başbakan Yardımcılığı Bilgi Edinme ve Bilgi Korunması Masası
Bilgi Edinme Hakkı’ının Birleşik Krallık Hükümetince Uygulamaları
Soru-cevap
12.45 – 14.15 Öğle Yemeği
14.15 – 15.45 BİLGİ EDİNME HAKKI VE KAMUOYU
Oturum Başkanı : Namık Ceylanoğlu , TÜSEV
Thomas Blanton , George Washington Üniversitesi Ulusal Güvenlik Arşivi
Küresel Bilgi Edinme Hakkı Hareketi, 240 yıl sonra, 70 Ülke Temel Haklardan Birini Tanıyor
Brigitte Alfter , Danish Daily Information Gazetesi
AB ve Kuzey Avrupa’da Bilgi Edinme Hakkı-Haberciler Metodtan Nasıl Faydalanabilir?
Nedim Şener , Milliyet Gazatesi
Bilgi Edinme Hakkı-Haber Alma Hakkı
Soru-cevap

Bilgi ve İletişim İçin:
Başak Er, TESEV, İyi Yönetişim Programı, 0212 292 89 03 (129),
basak@tesev.org.tr

Bergama İçin Bilgi Talebine Ret

Çevrecilerin İzmir’in Bergama ilçesindeki altın madenine ilişkin bilgi edinme talebi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından “üretimin engellenmesine neden olabileceği” gerekçesiyle reddedildi.

Kaynak: NTV Güncelleme: 12:10 TSİ

17 Ocak 2007 çarşamba, ANKARA – İzmir’in Bergama ilçesindeki Koza Altın Madencilik firmasının, çevre ve insan sağlığına zarar verdiği iddiasıyla, kapatılması için mücadele veren çevreci grubu, devletin işletmeden ekonomik olarak ne kadar kazanç elde ettiğini öğrenmek istedi.Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na müracaat eden çevrecilerin talebi, “Yeraltı kaynaklarının üretiminin engellenmesine neden olunabileceği” gerekçesiyle reddedildi. çevreci grubun Avukatı Arif Ali Cangı, sözkonusu işletmenin devlete ne kadar vergi geliri sağladığı konusunda da Maliye Bakanlığı’ndan bir bilgi alamadıklarını belirterek, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımak zorunda kaldıklarını söyledi.

Aynı haberi CNN TüRK de şöyle verdi:

çevrecilerin bilgi edinme talebine ret

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, çevrecilerin Bergama’daki altın madeninden elde edilen kazanca ilişkin bilgi edinme talebini, “Yeraltı kaynaklarının üretiminin engellenmesine sebep olunabileceği” gerekçesiyle reddetti. Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na itirazda bulunan çevreciler, bilgi talebini kısmen karşılayan bakanlığın, eksik sorulara cevap vermesini istedi. Bergama’nın Ovacık köyünde bulunan Koza Altın Madencilik firmasının, siyanür kullanımı nedeniyle “çevre ve insan sağlığına zarar verdiği” iddiasıyla kapatılması için mücadele veren çevrecilerden avukat Arif Ali Cangı, işletmenin devlete ne kadar vergi geliri sağladığı konusunun da bilinmediğine dikkat çekti.

Maliye Bakanlığı AİHM’lik oldu

Cangı, Maliye Bakanlığı’nın olumsuz tutumu yüzünden, konuyu son çare olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdıklarını belirtti. 2005 ve 2006 yılına ilişkin bilgi edinemediklerini söyleyen avukat Cangı, “İşletme, 2004 yılında zarar göstererek hiç vergi ödememiş” dedi.

AİHM Bergamalıları haklı bulmuştu.

Bergama ve çevre köylerde yaşayan 315 kişi, Ovacık Altın Madeni’ne işletme izni verilmesine itiraz ederek, AİHM’e başvurmuştu. Bu kişiler, madene işletme belgesi verilmesi ve ardından yaşanan sürecin ‘yaşam hakları’ (AİHS’nin ikinci maddesi), ‘özel ve ailesel yaşamlarına’ (sekizinci madde) bir saldırı olduğunu savunmuştu. Verdikleri hukuki mücadelesinden sonuç alamadıkları için AİHM’e başvuran köylüler, ‘adil yargılama hakkı’ ve ‘mahkemelere etkin başvuru haklarından da mahrum bırakıldıklarını’ belirtmişlerdi. AİHM 28 Mart 2006’da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) özel ve aile hayatına saygıyla ilgili sekizinci maddesi ve adil yargılama hakkıyla ilgili altıncı maddesinin ihlal edildiği görüşüne varmış ve Türkiye’nin toplam 945 bin euro tazminat ödemesine karar vermişti.

Bergamalılar altın madenini neden istemiyor?
Bergama’daki madende siyanür yöntemiyle altın üretildiği ve bunun topraklarına zarar verdiği gerekçesiyle, köylüler ve çevreciler yıllardır madenin kapatılması için mücadele veriyor. Buna karşılık, ekonomiye önemli katkılar yapabilecek önemli ölçüde altın rezervine sahip olduğu halde, bu rezervleri işletmediği için Türkiye sık sık tartışmaların hedefi oluyor.

Adalet Bakanlığının Bilgi Edinme Hakkı Uygulamaları Karnesi

Radikal, Adalet’in ‘Bilgi Edinme’ karnesi ortadan biraz iyi (21/02/2007)

Adalet Bakanlığı’na bir yıl içinde bilgi edinme amacıyla 6 bin 733 başvuru yapıldı. Bakanlık, bu başvurulardan 4 bin 318’inde (yüzde 64.2) istenilen bilgi ve belgelere erişimi sağladı. Bakanlık, bilgi edinme başvurularının yüzde 16.5’iniyse (1100) reddetti, bin 182 başvuruyu diğer kurum ve kuruluşlara yönlendirirken, 9 başvuruda ‘gizli ve sır niteliğindeki belgeleri çıkardıktan sonra’ bilgiye erişim sağladı. Adalet Bakanlığı, 2006 yılında bilgi edinme amacıyla yapılan başvurularyla bunlara verilen yanıtların dökümünü açıkladı. Buna göre, geçen yıl bilgi edinme için Adalet Bakanlığı’na 6 bin 733 başvuru yapıldı.

Yüzde 64 evet: Bakanlık, bu başvuruların yüzde 64.2’lik bölümünü (4 bin 318 başvuru) olumlu cevapladı ve başvuru sahibinin istediği bilgi ve belgelere erişimini sağladı.

Kısmen olumlu: Bakanlık, 99 adet başvuruyu ise kısmen olumlu cevaplayarak bilgi ve belgelere erişim sağladı. Bilgi edinmek isteyen vatandaşlardan yüzde 16.5’i ise bakanlıktan ret yanıtı aldı. Bakanlık 6 bin 733 başvurudan bin 110’üne olumsuz yanıt verdi. Bakanlık bin 100 başvurunun bir kısmını ise ‘Bilgi Edinme Hakkı Yönetmeliği’nin 9, 10, 11 ve 14. maddelerinde belirtilen şekil şartlarını taşımadığı için’ işleme dahi konulamadığını açıkladı.

Sır ayıklaması: Bilgi Edinme Hakkı karnesindeki diğer bilgiye göre de Adalet Bakanlığı, bir yıllık sürede kendisine yapılan başvuruların 24’ünde ‘gizli ya da sır niteliğindeki bilgileri çıkararak bilgi ve belgelere erişim’ sağladı.

Başka kurumlara: Bakanlık, 2006 yılında bilgi-belge talebiyle yapılan 6 bin 733 başvurudan bin 182’sini ise kendi faaliyet alanlarıyla ilgili görmeyip diğer kurum ve kuruluşlara yönlendirmiş.
Beş dava açıldı: Adalet Bakanlığı’nın başvurulara ret yanıtından memnun olmayan beş vatandaş ise yargı yoluna gitti. Ret yanıtına itiraz eden bu vatandaşlar istedikleri bilgi-belgelere erişiminin mutlaka sağlanmasını istedi.

Ovacık Altın Madeni'nin bugüne dek devlete kaç lira hakediş ödediği bilinmiyor

Cumhuriyet 08.10.2006: Ovacık Altın Madeni’nin bugüne dek devlete kaç lira hakediş ödediği bilinmiyor
‘Kâr-zarar’ bilmecesi
**Altın madenini işleten Normandy’nin 2004’te vergi beyanında ‘zarar’ gösterdiği belirlenirken Koza firmasının da devlete ne kadar hakediş ödediği merak konusu.
OZAN YAYMAN
İZMİR – Bergama Ovacık Altın Madeni’nin 2004’te zarar beyan ettiği ortaya çıktı. Bunun yanı sıra madeni işleten Koza Firması’nın tüm ısrarlara karşın kaç para hakediş ödediğinin açıklanmadığı bildirildi. Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na yöneltilen sorular, gerekçe gösterilmeksizin reddediliyor. Gelişmeler karşısında firma da sessizliğini koruyor.
Madenin yasalara aykırı biçimde işletilemeyeceğini savunan avukatlar Noyan Özkan, Arif Ali Cangı ve Ömer Erlat imzasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na, Bilgi Edinme Yasası kapsamında yöneltilen ”Koza Firması madenin ruhsatını satın almasından bu yana ne kadar devlet hakkı ödemiştir” sorusu yanıtsız bırakılıyor. Avukatlar bakanlığa verdikleri dilekçenin yanıtsız bırakılmasının ardından şu görüşleri dile getirdi: ”İtirazımız üzerine Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu da, istemin devlet hakkının bağlandığı ocak satış fiyatına ilişkin olması ve kamu alacağı niteliğinde sayılması nedeniyle açıklanmasında kamu yararı yoktur görüşünü bildirmiştir.”
7 .5 AYLIK SÜRE DE EKLENDİ
Madeni Koza Firması’ndan önce işleten çokuluslu şirket Normandy’nin, 2004 yılı için vergi beyanında ”zarar” gösterdiği belirlendi. Mahkeme kararıyla 18 Ağustos 2004 tarihinde kapatılan ve bir süre mühürlü duran madeni, 18 Ağustos 2004 tarihine kadar işletmede tutan Normandy’nin bu 7.5 aylık süreyi de, madenin kapalı kaldığı bölüme dahil etmesi dikkat çekici bulundu. Şirketin Ankara Kavaklıdere Vergi Dairesi’ne yaptığı bildirimde 2004 yılı hanesine, ”zarar beyan etmiştir” yazıldı.

"NOMINET" – Internet Yönetimi Paneli (Webcasting)

NOMINET tarafından düzenlenen Internet Yönetimi Forumu‘nda (şu anda -TR saatiyle 18.00-18.30) web yayını var.

Konuşmacılar:

Andrew McLaughlin (Google)
Dr Yaman Akdeniz (Cyberliberties UK)
Prof Jonathan Zittrain (Oxford Internet Institute)
Web yayını sayfası: http://www.rawcoms.com/content/corporate/nominet/061009/index.html
Tartışma çevrimiçi “ifade özgürlüğü” ve buna karşı tehditler etrafında yoğunlaşıyor…