28 Eylül Dünya Bilgi Edinme Günü…

Bilgi Edinme Hakkı Savunucuları Ağı: (http://www.foiadvocates.net/)

28 Eylül 2006, Dünya Bilgi Edinme Hakkı Günü mesajı:

Bilgiye erişim hakkı, diğerlerinini de gereğince kullanabilmek için elzem olan, önemli bir “insan hakkı”dır.

The right of access to information is an important human right, necessary for the enjoyment of other human rights.

Bilgi edinme hakkı, şeffaf ve hesap sorulabilir bir hükümet için temeldir. Bilgiye erişim hakkı, toplumsal politikaların oluşturulmasına ve yönetişimin karar verme aşamasına halk katılımını mümkün kılar.

The right to information is essential for transparent and accountable government. The right of access to information makes possible the public involvement in formulating social policies and in the decision-making processes of governance.

Bilgi edinme hakkı, ancak ve ancak, yürürlükteki kanun, bu konudaki uluslararası standardlara uygun olarak düzenlenmişse “etkin biçimde” kullanılabilir ve “hukuka uygun” olarak uygulanır.

The right to information can only be effectively exercised and implemented on the basis of laws, regulating this right in accordance with international standards.

Bilgi edinme hakkı gününüz kutlu olsun!
Bilgiedinmehakki.Org

28 Eylül Bilgi Edinme Hakkı Günü Yaklaşirken; "Küresel Bilgiye Erişim Özgürlüğü 2006" Raporu Yayında

“Privacy International”, 20 Eylül 2006 tarihinde “Küresel Bilgiye Erişim Özgürlüğü 2006” raporunu yayınladı. David BANISAR‘ın hazırladığı rapor dünya üzerinde 70 dolayındaki ülkenin bilgi edinme hakkı kanunları ve uygulamaları konusunda ayrıntılı bilgi ve veri içeriyor.

Rapora göre kanun sayısında artış gözlenirken, bazı ülkelerde de “geriye dönüş” olduğu saptandı.
“Privacy International”, yalnızca son iki yıl içinde, sayısı bir düzinenin üzerinde ülkenin yeni kanunlara kavuştuğunu, ancak, düzinelerce ülkenin taslaklar üzerinde çalıştığını belirtti. Raporda, yolsuzlukla mücadelede kullanılan “Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi” gibi önemli uluslararası antlaşmaların da yürürlüğe girmesinin, toplumsal hakların ve insan haklarının korunmasına, yürütme organlarının “hesap sorulabilir” kılınmasına yardımcı olduğu vurgulandı.

Rapora temel oluşturan Araştırma, ne yazık ki bazı sorunların varlığını sürdürdüğünü de ortaya çıkardı. Bunların başında yetersiz bir biçimde kaleme alınan kanun metinleri, kanunları uygulamaya sokmada görülen zayıflıklar ve pekçok ülkede gizlilik kültürü”nün ağır basması geliyor. Keza, kimi ülkelerde de bu konudaki eski olumsuz uygulamalara bir geri dönüş gözlemlendi. Örneğin İrlanda’da bilgi istenirken alınan ücretlerin artışı, kanunun kullanımını önemli ölçüde azaltırken, Birleşik Krallık’ta da benzer bir uygulamayı öngören bir tasarı üzerinde tartışılıyor. Terörle küresel mücadele amaçlı yeni kanunlar da bilgiye erişimi kısıtlayıp, gizliliğin ağır basmasını teşvik ediyor.

Rapor, pek çok ülkede kutlanacak olan “28 Eylül Dünya Bilgi Edinme Hakkı Günü”nden önce yayına girdi…

-Bu bültenin- ve Raporla ilgili bilgilerin yayınladığı sayfa adresi: http://www.privacyinternational.org/foi/survey

Raporun tam metni (İngilizce):
http://www.privacyinternational.org/foi/foisurvey2006.pdf

Ayrıntılı bilgi için:

David Banisar [banisard (@) privacy.org], Director, FOI Project…

Erdoğan'dan yurttaşa yanıt yok

Cumhuriyet 21.08.2006: ERDOĞAN’DAN YURTTAŞA YANIT YOK
Soruna ilgisiz kaldı
MAHMUT GÜRER
ANKARA – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , kendisinden Bilgi Edinme Yasası kapsamında bilgi isteyen yurttaşın sorusunu yanıtlamayınca, hakkında ”görevi kötüye kullanmak” suçundan soruşturma açıldı. Ancak savcılık dokunulmazlığı bulunan Erdoğan hakkında takipsizlik kararı verdi. Ayşe Gülsevin Ünlü adlı yurttaş Bilgi Edinme Yasası kapsamında Başbakanlık’a gönderdiği sorularda, 1998’de bir kamu kuruluşunda çalışırken eski TCY’nin 235. maddesi gereği mağduriyete uğradığını ifade etti. Ancak Ünlü’nün dilekçesine olumlu ya da olumsuz hiçbir yanıt gelmedi. Hakkında soruşturma başlatılan Erdoğan hakkında “dokunulmazlık” nedeniyle takipsizlik kararı verildi.

BEDK sorularına yanıt vermediği için Kültür Bakanı'nı şikâyet eden Şirin'i haklı buldu

Cumhuriyet 06.02.2006: BEDK sorularına yanıt vermediği için Kültür Bakanı’nı şikâyet eden Şirin’i haklı buldu
Koç, yasaya aykırı davrandı

*Anavatan Partisi İstanbul Milletvekili Emin Şirin, Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde yaptığı başvurulara olumsuz yanıt veren Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’u Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na şikâyet etti. Şirin’i haklı bulan kurul, Koç’a yasaya aykırı davrandığını bildirdi.

EMİNE KAPLAN
ANKARA – Anavatan Partisi İstanbul Milletvekili Emin Şirin , Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Fener Rum Patriği’nin faaliyetleri, Ayasofya Camisi’nin ibadete açılacağı iddialarıyla ilgili bilgi istedi. Bakan Atilla Koç, ”soyut ve genel” olduğu gerekçesiyle Şirin’in başvurularını işleme koymadı. Şirin, bunun üzerine Koç’u Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na şikâyet etti. Şirin’i haklı bulan kurul, Koç’a yasaya aykırı davrandığını bildirdi.
Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu, Anavatan Partisi İstanbul Milletvekili Emin Şirin’in başvurularına olumsuz yanıt veren Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un yasaya aykırı hareket ettiğine karar verdi. Şirin, bir süre önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde şu soruları yöneltti:

İçişleri Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın İstanbul dışındaki kiliselerde Lozan Antlaşması’na göre sadece İstanbul’da bulunan Rum-Ortodoks vatandaşların dini hizmetlerini yapmakla görevli patrik hazretlerinin Anadolu’daki kiliselerde ayin yapmasının Lozan Antlaşması’na aykırı olmadığına dair bakanlığınıza hitaben yazılı bir görüşü var mıdır? Ortodoks Patriği’nin Katolik mekânlarda ayin yapması normal mıdır? Din ve kültür turizm adı altında örneğin Mekke Müftüsü, Ayasofya Camii’nde cuma namazı kılmak ve kıldırmak isterse bu izin verilecek midir?

24 Aralık 1934 tarihli 2/1589 sayılı kararname ile Ayasofya’nın müzeye çevrilmesinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığına göre, bu Bakanlar Kurulu kararının yeni bir Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlükten kaldırılması ve Ayasofya’nın Fatih Vakfı şartlarına uygun olarak tekrar cami şeklinde hizmete açılması gerekmez mi?

Kültür ve Turizm Bakanı Koç, ”soyut ve genel, siyasi nitelikte, yorum, polemik ve sansasyona açık sorular” olduğunu gerekçe göstererek bu soruların yer aldığı başvuruyu işleme koymadı. Şirin’i ”Bilgi Edinme Yasası’nı siyasi amaçla polemik ve sansasyona araç etmekle” de suçlayan Koç, Şirin’in daha önce de soru önergesiyle aynı soruları sorduğu ve önergenin yanıtlandığını bildirdi.
Şirin, bakanlığın bu kararı üzerine Koç’u Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na şikâyet etti.

Kurulun kararını değerlendiren Şirin, ”Atilla Koç, şimdi sorularıma kuzu kuzu yanıt verecek” dedi.

Ulusal Güvenilirlik Konferansı: Bakanliklar için En iyi Uygulama Örnekleri" – Bakü / Azerbaycan

BilgiEdinmeHakki.Org 14 Ekim 2005’de ABA/CEELI, Bakü’deki OSCE Ofisi ve ABD Büyükelçiliğinin düzenlediği “Ulusal Güvenilirlik” (“National Integrity Conference: Best Practices for Ministries”) Konferansında “Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı” başlıklı bir sunum yaparak, uygulamalar hakkında bilgi verdi. Türkiye’deki uygulamayı çok önemseyen Azeri yetkililer Avniye Tansuğ’un Dr. Akdeniz ile birlikte hazırladıkları sunumu ilgiyle izlediler. Azerbaycan Bilgi Edinme Hakkı Kanunu o sırada henüz taslak halinde idi. Aralık 2005 sonunda tasarı kanunlaştı:http://www.bakutoday.net/view.php?d=15529 Azeri kanunu pek çok bakımdan eleştirilere muhatap… (Şurada da -Tarihi Kentler Birliği – “Yerel Kimlik”- bu ziyaretin kültür-sanat boyutu ile ilgili bir makale var!)

Bilgi Edinme Hakkı Semineri – Rabat /Fas

NDI ve FAs Sosyalist Parliamento Grubu tarafından 6 Kasım 2006 haftasında düzenlenen “Bilgi Edinme Hakkı” seminerinde Fas dışından iki kuruluş davet edildi. Birisi http://www.privacyinternational.org/ idi, FOI Direktörü David Banisar tarafından temsil edildi. Diğeri A. Tansuğ’un temsil ettiği Türkiye’den BilgiEdinmeHakki.Org idi.

Azerbaycan’dan farklı olarak “basın özgürlüğü”nü pekiştirmek amacıyla ihtiyaç duyulan Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Fas’ta henüz taslak aşamasına dahi gelmiş değil.


Seminer’den sonra Fas Parlamentosu’na davet edilen Banisar ve Tansuğ, daraltılmış grup çalışmalarında da katkılarını sürdürdü…

Erdoğan rütbesini açıklasın

Cumhuriyet 01.12.2004
CDP’DEN MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI’NA İTİRAZ:
Erdoğan rütbesini açıklasın

ANKARA (ANKA) – Milli Savunma Bakanlığı’nın, ”Başbakan Tayyip Erdoğan’ın askerliğini nerede, ne zaman ve hangi rütbeyle yaptığını, özel yaşamı ilgilendiren bir konu olduğu için, kendi izni olmaksızın açıklamama” kararına karşı Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi’nce (CDP) itiraz edildi. CDP Genel Başkanı Erdoğan Bakkalbaşı ‘nın, Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde Başbakan Erdoğan’ın askerlik durumuna ilişkin yönelttiği soruya, Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği’nden, ”İstenen bilginin özel yaşamı ilgilendiren ve izne bağlı konular kapsamında olduğu” belirtilerek, izni olmaksızın Başbakan hakkındaki bu bilginin verilemeyeceği karşılığı geldi.

Bakkalbaşı da, Milli Savunma Bakanlığı’nın bu kararına karşı Başbakanlık Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu’na itiraz etti. Bakkalbaşı, itiraz gerekçesini şöyle açıkladı: ”Türk toplumunun Silahlı Kuvvetler’de vatani görevini yapmış olmakla gururlanan ve övünen bir yapısı vardır. Türk erkekleri yaşamları boyunca askerlik anılarını anlatmaya özen gösterirler ve bu konu sohbetlerinde büyük yer tutar. Vatani görevini her yetişkin Türk erkeği yerine getirdiğine göre özel yaşam koşulları tarifine girmemektedir. Bu nedenle Sayın Başbakan’ın, eğer bir sakıncası yoksa kamuoyuna vatani görevini hangi rütbeyle, ne zaman ve nerede yaptığını açıklamasını umuyoruz”

Melih Aşık: Köşk Yasası

Melih Aşık: Köşk yasası. Milliyet, 18.11.2008

Bu haber aşağıdakilerden eski ama konu ile ilgili o bakımdan okunması lazım

Köşk yasası
Cumhurbaşkanı’na verilen hediyeler konusu, Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın 2007 yılı Kasım’ında Türkiye’ye yaptığı ziyaretten bu yana ısrarla soruluyor. Bugüne dek sadece Avukat Noyan Özkan’ın bilgi edinme amaçlı sorusuna karşılık olarak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı M. Emin Kuz bir açıklama yapmış, özetle şöyle demişti:
“ …bu hediyeler Devleti temsilen Cumhurbaşkanlarının şahsına verilmekte olup bugüne kadar görev yapan Cumhurbaşkanlarımızın, verilen bu tür hediyelerin kayda geçirilmesine ilişkin standart ve yerleşmiş bir uygulamaları bulunmamaktadır”…
Çankaya Köşkü, geçen hafta sonu bize gönderdiği açıklamada yeni alındığı anlaşılan kararlar açıkladı… Denildi ki:
“…Sayın Cumhurbaşkanımıza sunulan bütün hediyelerin kayıtları titizlikle tutulmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız bu hediyelerin ileride adına kurulacak bir müzede sergilenmesini arzu ettiklerini değişik vesilelerle ifade etmişlerdir. Ancak, hediyelerin teatisinden sonra makul bir süre geçmeden kamuoyuna duyurulması milletlerarası nezaket kuralları ile bağdaşmayacağından, kayda alınan hediyelerin bu safhada kamuoyuna açıklanması uygun bulunmamaktadır…”
Açıklamada İnönü’den sonra (Ahmet Necdet Sezer hariç) görev yapan cumhurbaşkanlarının gelen hediyelerin kaydını tutmadığı da bildiriliyor.
Demek ki bu konuyu düzenleyen bir yasa yapılmasına ihtiyaç var… Almanya’da başbakanlara gelen hediyelerin zaman zaman sergilendiğini, son Başbakan Merkel’e gelen hediyelerin de buna dahil olduğunu, 25 doların üzerinde değere sahip hediyeleri başbakanların parasını ödeyerek satın alabildiğini yazmıştık.
Neden bizde de hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan ve bakanları kapsayan benzer bir yasa yapılmasın?